"Vefatının 100. Yılında Tamburi Cemil Bey Günleri"

"Vefatının 100. Yılında Tamburi Cemil Bey Günleri"
Neyzen Filiz:- "Amerika ile İstanbul'da başlayan gramofon kayıtları arasında bir yıl yok. Yani Amerika'da başladıktan altı ay sonra bizde başlıyor. Bu inanılmaz önemli bir kazanç bizim için." - Müzik araştırmacısı Ünlü: - "Tamburi Cemil Bey, 1916 yılında,

İSTANBUL (AA) - Küçükçekmece Belediyesince düzenlenen "Vefatının 100. yılında Tamburi Cemil Bey Günleri" kapsamında, "Taş Plakların İzinde Tamburi Cemil Bey" etkinliği gerçekleştirildi.

Küçükçekmece Belediyesi Müzik Akademisi'nde gerçekleşen etkinlikte konuşan neyzen Aziz Şenol Filiz, Türk müziğinin dehalarından kabul edilen ve 1916 yılında hayatını kaybeden Tamburi Cemil Bey'in vefatının 100. yılı için müzik araştırmacısı Cemal Ünlü ile hazırladıkları "Tamburi Cemil Bey'in Hazinesi" albümünün müzikseverlerle buluşturulduğunu anlattı.

Filiz, Tamburi Cemil Bey'in plaklarını kaydettiği dönemlerin yokluk dönemleri olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

"Malzeme kıtlığı yaşanıyor. Plak için kullanılan malzemeler de aslında çok sağlam malzemeler değil ama zaman geçtikçe daha iyi malzemeler kullanılarak, daha iyi ses alınan şekle getirilmiş. O dönemki İstanbul'un önemini de anlamamız gerekiyor aslında. Amerika ile İstanbul'da başlayan gramofon kayıtları arasında bir yıl yok. Yani Amerika'da başladıktan altı ay sonra bizde başlıyor. Bu inanılmaz önemli bir kazanç bizim için."

Hazırladıkları albümde, 1905-1914 yılları arasındaki kayıtların yer aldığını anlatan Filiz, ulaştıkları 130 kaydı Tamburi Cemil Bey'in plaklarının yayınlanma tarihine göre sıraladıklarını, bu şekilde hem sanatçının kayıt kronolojisini hem de plak teknolojisinin kayıt seyrini ortaya çıkardıklarını dile getirdi.

Filiz, plakların başlangıcında sanatçı anonsu olduğunu ifade ederek, "Plaklar kaydedilirken sanatçı anons edilmiş, mesela 'Orfeon Record, Cemil Bey' deniliyor. Bunları dinlerken, anons hızlı söyleniyordu, böylece Cemil Bey'in yanlış devirlerde çalındığını fark ettik. Gramofonların üzerinde devir ayarı var, 78 devirlik bir yapının mekanik bir ortamda sürekli sabit kalması mümkün değil çünkü içinde zamanla büzülebilen bir zemberek yapısı var, hava soğuksa donuyor mesela. Biz özel bir aparatla 78 devirin sabitlendiği bir tur mekanizması kullandık albüm için kayıtları yaparken ve sesler temiz çıktı ve eserlerin icra olması gereken süresi ortaya çıktı." değerlendirmesinde bulundu.

- "Cemil Bey'in son plaklarında ilk plaklarındaki neşe kalmamış"

Müzik araştırmacısı Cemal Ünlü de Tamburi Cemil Bey'in Türkiye’de ilk plak kayıtları yapan müzisyenlerden olduğuna işaret ederek, plak üreticilerinin İstanbul'a 1900 yılında geldiğini, Cemil Bey'in ise ilk plak kaydını 1905 yılında yaptığını söyledi.

Tamburi Cemil Bey'in ilk kayıtlarında tambur ve kemençe taksimlerinin ağırlıkta olduğuna dikkati çeken Ünlü, "Çünkü kemençe daha tiz bir ses olduğu için bu aletle daha çok kaydetmiş, tambur ise daha kalın bir ses olmasından ötürü kayda çok uygun olmadığı için daha az kayıt var. Cemil Bey'in bugüne çokça ulaşan kayıtları ise 1912 yılından ölüm tarihine kadar kaydedilmiş." ifadelerini kullandı.

Ünlü, Balkan Savaşları'nın olduğu bir dönemde Tamburi Cemil Bey gibi sanatçıların plak kayıtları yaptığına işaret ederek, "Plak kayıtları başladığında Arnavutluk'tan Arabistan'a geniş bir coğrafya ve birçok dil, birçok müzik türü var. Dünyada o dönem sadece Napoli'de, İtalya'da, Mısır'da ve İstanbul'da kayıt yapılıyor. Çok önemli bir olay." diye konuştu.

Türk plaklarının, şarkı, türkü, Meddah, Karagöz, Arnavut, Ermeni, Kürt, Karadenizli gibi yaklaşık otuz türde kaydedildiğine değinen Ünlü, 1900'lerde zengin bir müzik dünyası olduğunun altını çizdi.

Ünlü, hazırladıkları albümde eserleri kayıt tarihine göre sıralamanın ortaya çıkardığı bir duruma ilişkin de şunları kaydetti:

"Albümdeki en son parçalarını dinlediğinizde ilginç bir şeyi fark edeceksiniz. En son yaptığı plakların 7-8 tanesi ya kemençe ya viyolonsel ya da yaylı tamburla yapılmış. Neden biliyor musunuz? Tamburi Cemil Bey, 1916 yılında, 45 yaşında veremden ölüyor, verem ise üç günde ortaya çıkacak bir hastalık değil, en az iki yıl sürer. Son plaklarını dinlediğimizde ruh halini görüyoruz. Son eserlerini hep uzun sesler, hep yaylı çalgılarla icra ediyor. İlk plaklardaki neşesi kalmamış. En son plağı, 'Irak taksimi' için Münir Nurettin Selçuk, Nejdet Yaşar'a 'Irak taksimi beni yakıyor' dermiş."

Etkinlikte, Tamburi Cemil Bey'in orijinal plakları katılımcılara gramofondan dinletildi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.