Yusuf Alpaslan Özdemir

Yusuf Alpaslan Özdemir

Muallim/6

Muallim/6

MUALLİM NASIL BİR İNSANDIR?

Tahammülsüzlüğün, şikâyetin başladığı yerde muallimlik dâvası biter. Muallim, daima muvaffakiyetsizliğinin, zaaflarının sebebini arayarak kendine düzeltmeye çalışmalıdır. Yine Gandi, talebesinde hata görürse, bunun sebebinin nefsindeki kifayetsizlik olduğunu kabul ederek oruç tutuyordu. Muallim, kaderin karşısına çıkardığı engellerle mücadele ederken sonuna kadar nefsinden fedakârlık yapmayı göze alabilen cesur insan olmalıdır.

Muallimlik sevgi işidir, ruh sevgisidir. Ruhun ulvî olan isteklerine nefsinden her şeyi feda eden sevginin ferdi ulaştırdığı örnek insan mertebesidir. İdeale istediğimiz kadar, hattâ bizden istenildiği kadar örnek olmak mecburiyetindeyiz. Muallim halk gibi, her yaşayan gibi yaşayamaz. Herkesin sevinip güldükleri gibi sevinip gülmemize ‘bizim bildiklerimiz mânidir. Peygamberimizin bunu pek çok anlatan bir sözü var: ‘Eğer bildiğimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız ve zevklerinizi yapamazdınız’ Ve bu hale ancak sevgi yolu ile ulaşılıyor. Nefsin arzularından geçme hali, aşkın meyvesidir.

Muallim, hepimizin her an muhtaç olduğu doktordur. İman ve anlayış vasıtaları ile bizi tedavi eder. Muallim, insan olan varlığımızı alır, ona sonsuzluk dünyası olan ruhî hayat istasyonlarında yol alacak kudretin ve değerlerin aşısını yapar. Hayat, var olanı olduğu gibi tanıtmaya kabiliyetlidir. Muallim var olması lâzım geleni öğretir.

Realitenin üstadı bizzat kendisidir, idealinin üstadı ise muallimdir. Sanatkârın ve bahusus edebî sanat sahiplerinin bu muallim rolünü yaptıklarını unutmamak lâzımdır. Peygamberlerse, en büyük ruh doktorları idiler; bütün insanlığın ruhunu kurtardılar.

Kalbe yapılan ilk aşı, merhamet aşısıdır. Sonra, hemcinsini sevmek ve sevdiği için aldatmamak, ihmâl etmemek aşıları yapılır, cemaat sevgisi verilir. Böylece aşkın terbiyesinden sonra ferdin şahsiyeti işlenir. Her hareketinde kendinin olma, kendi kendine bağlı kalma aşıları verilir.

Duyguları hiç yoğrulmaya muhtaç değilmiş gibi çocuğa tabiat eşyası tanıtılıyor. Kültür dersleri, farazâ tarih ve coğrafya bile, eşya dersleri gibi okutuluyor. En büyük boşluğa doldurulacak olan din dersleri kabul edildi.

Muallimin vermesi gerekli bilgiler, ruhî yapının ulaştığı devrede muhtaç olduğu bilgiler; ruhî yapıyı işleyerek ona aşı olacak bilgilerdir; onu olduğu yerden bir adım daha ileri götürebilecek bilgilerdir.

Edebiyat dersinde, zihinlere biyografi ve yalnız edebiyat tarihlerini aktarmak, edebî zevki olduğu gibi, durmadan matematik formülleri ezberletmek zekânın mücerred dönüşünden ibaret olan matematik kabiliyetini körleştiricidir. İlkokul çocuğuna, kendileriyle henüz hissî temasa geçmediği eşyanın bilgisini vermek isteyiş, ondaki hissî yapıyı bozar ve kendini arama işinden onu alıkoyar.

Muallimin, irade kabiliyetimizi işlemi rolü ise, evvelkilerden daha mühimdir.

Muallimin yalnız iyi alışkanlıklarımızı harekete geçirmesi ve fena hareketlerimizi frenlemesi lazımdır.

Her şeyden evvel gencin, kendisine hayat sahnelerinin hepsi açık bulunan bir hayat adamı olmaktan korunması lâzımdır. Tarik yoluyla irşat, ruhlara çevrilmiş bir heykelciliktir.

Muallim, bizim bütün ruh yapımızın sanatkârıdır. Böyle olunca da ondaki sakatlıkların hepsinden mesuldür.

Doktorumuzdur, kurucumuzdur, düzenimizin bekçisidir, münasebetlerimizin düzenleyicisidir ve yaşamımızın üstadıdır. Zira, bunların hepsinden o, haberi olsa da olmasa da, mesuldür. Muvazenesizliğin, medeni terbiyedeki düşüklüklerin mesulü yine odur.

Muallim, sahip olduğu bu mesuliyetle içimizde en fazla hür olan insandır. Çünkü mesuliyetimiz, hürriyetimizin kaynağıdır.

Maarif demek, muallim demektir. Descartes ‘hür olmayan düşünce, düşünce değildir.’ diyor. Bu söze inanarak diyebiliriz ki; hür olmayan muallim , muallim değildir. Mahkûm edilmiş fikir ve irfandir. Fikir ve kültürün mahkûmiyeti en az vatan toprağının esaret altında kalması kadar acıklıdır.

Muallimi bu karakterleri ile tanımayıp onun millet ruhunun yapıcısı olduğuna inanmayan bir zihniyet, muallimi basit bir memur kadrosu haline koyar ve her tarafından çiçeklenecek kültür ağacını kökünden baltalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Alpaslan Özdemir Arşivi
SON YAZILAR