Mustafa Bahar

Mustafa Bahar

Protestolar bizi insan yapar

Protestolar bizi insan yapar

İçinde bulunduğumuz günler insanlık adına utanç duyulacak kadar kötü günler. Filistin’de bir insanlık dramı yaşanmaya devam ediyor. Tüm dünyanın gözü önünde vahşi hayvanların bile yapamayacağı kadar dehşet verici olaylar birbiri ardına medyada akmaya devam ediyor. Bizler de elinden bir şey gelmediği için eli kolu bağlı bir şekilde olayların sona ermesi için dua ediyoruz.

Bu aciz halin sinir bozucu tarafları insanı tiksindiriyor. Sadece insanlık adına utanç duyarak, öfkemizi besleyerek nereye varacağız bilemiyorum. Elbette bu oldukça önemli. Yani insanoğlu duyguları ile insandır. Duygularımız bizi hayatta tutan hissiyatımızdır. Onlar ölünce insanlık ölür. Ondan sonra humanity 02 olsa ne olur humanity 03 olsa ne olur.

Kötülüğü gördüğünde insan olarak üzülemiyorsak, çirkinliğin kalkması için öfkelenemiyorsak, güzel günlerin rüyasını göremiyorsak, Ortadoğu ve tüm dünyada güzel günlerin hayalini kuramıyorsak nereye gider insanlık? Elbette duygularımız önemli. Çünkü hayaller ölünce yenilgi kaçınılmaz olur. Gücümüz her geçen gün azalır, heyecanımız ve gayretimiz kaybolur ve nihayet yenilgi kaçınılmaz hale gelir.

Ülkemizde olduğu gibi dünyanın vicdanlı insanları tüm dünyada hatta israil’de protesto gösterileri yapıyorlar. Bu arada birileri de ne olacak protesto edince, elimize ne geçecek, bugüne kadar akan kanı mı durdurdu diyorlar. Deprem olduğunda Filistin’den bize destek mi geldi diyorlar. Araplar bize ihanet etti, arkadan vurdu diyorlar. Elbette haklı oldukları bir taraf var ama biz bu protestolarla zulme karşı umursamaz olmadığımızı söylemiş oluyoruz. Sessiz kalmak üstü kapalı bir onay değil de nedir? İnsanlığın yenilgiyi kabullenmesi değil midir?

Duygularımızı, inancımızı diri tutmamız için, kalbimizi öldürmemek için itiraz ediyoruz. Aslında kendimiz insan kalmak için isyan ediyoruz. O yüzden kadınlarımız seher vaktinde dualarına mazlum Müslümanları dahil ediyorlar. Zulmün kime yapıldığının önemi yok, mazlum başka ırktan da dinden de olabilir. Müslüman kötülüğün her türüne karşı olmak zorunda olmalı ve elinden geleni yapmalıdır. Yoksa ucuz yoldan sadece gösteri yapalım, itiraz edelim, elinden geleni yapmadan kuru dua edelim demiyoruz. Biz elimizden geleni yaparsak, itirazımızı ortaya koyarsak, Allah’ın yardımı gelecek. Bizim sorumluluğumuz imkanlarımız nispetindedir. Duygularımızı bile zulme karşı inşa edemiyorsak insanlık ölmüş demektir.

Tarihin en büyük boksörü Muhammed Ali geldiği yere çılgınca çalışarak gelen bir sporcudur. Bir spor yazarı O’na sorar: “ -Kaç mekik çekebilirsin” Muhammed Ali cevap verir: “ Mekiğe başladığımda kaslarım acıdan isyan edene kadar saymıyorum”. Anlaşılan çalışmadan, plan yapmadan, stratejimiz olmadan, acı çekmeden olmayacak. Maratoncular 21. Km laktik asit birikimi sebebiyle kasları tutulmaya başlar. Burada yarışı bırakırlarsa, acıya teslim oldukları için yenilmiş olacaklar. Ama devam eder, direnirlerse 24. Km den sonra kaslardaki bu ağrı kesiliyor ve sona ulaşabiliyorlar. Öyleyse teslim olmak yok, susmak yok, elimden bir şey gelmez demek yok. Yapabildiklerimizden sorumluyuz, insan olmaktan ve insan kalmaktan sorumluyuz. Zalime dur demek belki masum çocukların ve yaşlıların ölümüne engel olmayacak ama bizi insan olarak tutacak. Yoksa sessiz kalıp Filistin sokaklarını film gibi izlemeyi mi tercih edersiniz?

Son olarak depremde Filistin lideri Mahmud Abbas neden yas bile ilan etmedi diyor bir kısım insanlar. Öncelikle Filistin’de her gün deprem oluyor. 70 yıldır her gün birinin evi başına yıkılıyor. Filistin’li 70 yıldır sadece hayatta kalma mücadelesi veriyor. Hayatta kalma mücadelesi yaşayan insanlar çevresinde ne olup bittiği ile değil kendi varlığının devamı ile ilgilenirler. Ayrıca onların ne yapıp yapmadığı onları ilgilendirir. Zulüm karşısında üzüntümüz ve öfkemiz bari olursa biz diri kalacağız, insan kalacağız. Zulmün muhatabı kim olursa olsun.

Netenyahu ve diğer zalimler M.Ö. 587 yılını ve M.S. 70 yılını unutmasınlar. Vicdan sahibi Museviler de bu zulme itiraz etmeliler. Savaş hukukuna bile uymayan bu kan emici insanlık düşmanlarını ancak kendi içlerinden birileri durdurabilir. Yoksa İsra Suresi 4-8 ayetlerde bahsi geçen tehdit gerçeğe dönüşecek ve yaşattığınızı yaşamadan ölmeyeceksiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Bahar Arşivi
SON YAZILAR