Özel hastanelerin yaygınlaşması, vatandaşların sağlık konusunda daha iyi hizmet alabilmesinin yolunu açmıştır. İyi de olmuştur. Bu gelişmeler hem hastalar açısından, hem de özel teşebbüsün önünün açılması açısından olumlu gelişmelerdir. Geçmişte hangi sıkıntıları çekiyorduk, sağlık konusunda nerelerdeydik, bunları unutmamak gerek. Balık hafızalı olduğumuz için sanki anamızdan doğduğumuzdan beri böyleymişiz gibi geliyor çoğumuza.

            Devlet özel teşebbüsün yolunu açarken, bazıları da altın yumurtlayan tavuğu kesmeyi tercih ediyor. Kötü niyetli bazı yöneticiler devletten ne kopartırsa kardır hesabını yapıyor. Sizler de duymuşsunuzdur. Bazı özel hastaneler vermediği hizmetin karşılığını devletten almak için faturaları şişiriyor. Bu durumda kurunun yanında yaş da yanıyor. Bu üç kağıdı fark eden devlet, bu defa verilen haklardan kısıtlamaya gidiyor. Oysa suç kiminse, ceza da onun olmalı. Bu tür ahlaksızlığı yapana öyle bir ceza vermeli ki devlet, diğerleri bunu aklından dahi geçirmeye korkmalı. Yani bizde devlete kazık atmak yapanın yanına kar kalıyor. Bu da “Üç kağıtçıları” cesaretlendiriyor.

            2012 yılında Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Acil Sağlık Hizmetlerinde Yeşil Alan Uygulaması” birçok vatandaşın bilgisi dışındadır. Bu uygulamaya göre acil servislerde bazı hastalardan katılım payı alınmakta, bazılarından da alınmamaktadır. Hangi şikayetlerle acil servislere müracaat edenlerden katılım payı alınacağı, hangilerinden alınmayacağı vatandaşlar tarafından bilinmemektedir. Alınmaması gerektiği halde alınırsa vatandaş bunu nasıl anlayacaktır?  Bu, tamamen acil servisteki doktorların insafına kalmıştır.

Oysa hastanelerde nelerin yeşil alan uygulaması içinde, nelerin de dışında olduğunu gösteren bir bilgilendirme yazısı bulunması gerekmez mi? Centilmenlik bunu gerektirmiyor mu?

Şimdi;

            - Her ne boyutta olursa olsun travma vakaları,                                                                        - Acil servis başvuruları sonrası hastaneye yatışı yapılan vakalar,                        - Tıbbi müdahale uygulanan vakalar,                                                                        - Müşahede altına alınan vakalar,                                                                                  - Başka sağlık kurumuna sevk edilen veya başka sağlık kurumundan sevkli gelen vakalar dışında her türlü işlem yeşil alan uygulaması kapsamı içinde yer almaktadır. Yani böyle durumlarda katılım payı ödemek durumundasınız demektir.

            Yine de onların insafına kalmışız. Mesela hangi uygulamalar “Tıbbi Müdahele” sayılmaktadır, bilmiyoruz. Kanal yolu açmak, serum bağlamak bu kapsamda mıdır, bilmiyoruz. Bize ne derlerse inanmak zorundayız. Hiç kimse zevk için gecenin bir yarısı acil servise gitmez. Poliklinik hizmeti almak için acil servise gidileceğini de sanmıyorum. Çünkü acil servislerde kolay-kolay uzman hekim bulunmaz.

            Hastayı “Müşteri” gibi gören zihniyetler, gelişmenin önündeki en çirkin engellerdir.

            Çirkin engelleri istemiyoruz.