AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Çelik: (2)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Çelik: (2)
"Başka ülkelerin ulusal güvenliği ne kadar kıymetliyse bizim ülkemizin ulusal güvenliği onlardan çok daha kıymetlidir. Ulusal güvenliğimiz konusunda aldığımız bir tedbirin, meşru bir tedbirin, meşru müdafaa anlamında bir tedbirin hiçbir şekilde bunlar tar

ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Başka ülkelerin ulusal güvenliği ne kadar kıymetliyse, bizim ülkemizin ulusal güvenliği onlardan çok daha kıymetlidir.Ulusal güvenliğimiz konusunda aldığımız bir tedbirin, meşru bir tedbirin, meşru müdafaa anlamında bir tedbirin hiçbir şekilde bunlar tarafından eleştirilmesine doğru gözle bakmayız" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik, terör örgütü YPG’nin herkesin gözü önünde büyük devletlerle oyun oynayan bir durumda olduğunu belirterek, terör örgütü YPG’nin, Azez’in batısı ile Fırat’ın doğusunda bir tarafta ABD bir taraftan da Rusya iş birliği yaparak, adeta onların Suriye politikasındaki belirsizliklerinden kendisine göre fiili durum çıkarmaya çalıştığını ifade etti.

Çelik, şöyle konuştu:

"Buna dünyanın göz yummaması gerekir. Şimdi bu, Türkiye’nin kendi güvenliği açısından ulusal güvenliği tehdit olarak gördüğü bu örgüte karşı, Azez bölgesinde Minniğ Havaalanı bölgesinde güvenliği açısından aldığı tedbirler, buraya dönük olarak operasyonlar yapması karşısında söylenen nedir: 'Türkiye topçu atışını durdursun', peki bu terör örgütünün ilerleyişini ve orada fiili durumlar oluşturmasını, kantonlar meydana getirmesini, orada fiili durum oluşturarak demografik yapıyı değiştirmesini, orada toprak elde etmesini nasıl durduracaksınız? 'Biz onlara da bunu telkin edeceğiz'. Hiçbir ülke, kendi ulusal güvenliğini, başkalarının 'telkin edeceğiz' gibi bir cümlesine emanet etmez. Başka ülkelerin ulusal güvenliği ne kadar kıymetliyse, bizim ülkemizin ulusal güvenliği onlardan çok daha kıymetlidir. Ulusal güvenliğimiz konusunda aldığımız bir tedbirin, meşru bir tedbirin, meşru müdafaa anlamında bir tedbirin hiçbir şekilde bunlar tarafından eleştirilmesine doğru gözle bakmayız."

- "Büyük kara propaganda yürütülüyor"

Türkiye’nin savaş senaryolarının bir parçası gibi gösterilmeye çalışıldığına işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Büyük kara propaganda yürütülüyor, özellikle Rusya medyasında çıkıyor. İşte bir üçüncü dünya savaşı ihtimali ya da Türkiye ile başka ülkeler arasında çatışma ihtimali gibi şeyler. Türkiye’nin aldığı bütün bu tedbirler, etrafındaki savaştan uzak durmaya dönük tedbirlerdir. Türkiye demokrasini işleten, ekonomik büyümesini devam ettiren, daha yeni seçimlerden çıkmış güçlü hükümetin önünde 4 yıllık zaman dilimi olan, bu 4 yıl içinde demokratik alanda, ekonomik alanda, siyasal alanda çok ciddi reformlara imza atmak üzere kararlı şekilde yönetilen bir ülkedir. Herhangi bir şekilde bir savaş senaryosunun parçası değildir. Dolayısıyla Türkiye’nin, sanki bu senaryoların içinde, bir savaş senaryosunun içinde gösterilmesi, tamamıyla Türkiye’yi algılamakla ilgili gerçeklerden uzak bir yaklaşım olur. Bu sık sık gündeme gelen dış medyadaki bu spekülasyonlara karşı hiç kimsenin kulak asmaması gerekir. Türkiye güçlü bir hükümet tarafından önümüzdeki 4 yılı kapsayacak bir reform planı çerçevesinde ekonomik ve siyasi bir eylem planı çerçevesinde hatta 2019-2023’ü gözetecek politikalara imza atacak şekilde yönetilmektedir. Tabii ki tedbir alacağız."

- Ankara’daki terör saldırısı

Ankara’da 29 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına da değinen Çelik, "Bu Ankara saldırısının pek çok veçhesi olabilir. Bunlardan bir tanesinin Türkiye’nin istemediği bir senaryonun içerisine sokulması gibi fiili durum yaratma taşıdığını da gözlemleyebiliyoruz. Yani zaman zaman bu eylemler ortaya çıktığı zaman ya Türkiye’yi bölgesindeki gelişmelerden koparmak üzere yapılıyor, 'Türkiye içine kapansın, bölgesinde oynayacağı büyük rolü oynamayasın' diye ya da başka bir amaçla 'Türkiye bölgedeki birilerinin çatışma senaryolarının parçası osun, acele adımlar atsın' diye bunlar yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye’de görülmemiş bir olay"

Terör karşısında siyasi partilerin aldığı konuma da dikkati çeken Ömer Çelik, "TBMM’de 4 partinin atması gereken bildiriye HDP imza bile atamadı. Bu insanlık dışı saldırıyı lanetleyen ve orada hayatını kaybedenlere rahmet dileyen bir bildiriye imza atamayacak kadar terör konusunda kafası karışık, temel insanı değerler konusunda savrulma yaşayan bir kadro. En son bunlardan bir milletvekilinin, bu terör eylemini gerçekleştiren canlı bombanın taziyesine katılması, taziyede bulunması ise TBMM üyeliğiyle bağdaşmadığı gibi insanlıkla da bağdaşmaz" dedi.

"Siz bir katilin taziyesine gidiyorsanız sizin bu insani değerlerle herhangi bir alakanız olduğu şeklinde değerlendirme yapmak mümkün değildir" diyen Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Zannediyorum, herhangi bir şekilde Türkiye’de zaten görülmemiş bir olay ama dünyada böyle bir şeyin görülmüş olabileceğini düşünemiyorum, yani halkın oylarıyla seçilmiş birisinin evrensel değerleri, insan haklarını, hukuk devleti ilkesini koruması gereken birinin, bir caninin, katilin taziyesine gitmesi kendisini insani değerlerden arındırmak olduğu gibi bütün temel siyasi değerlere, bütün demokratik değerlere karşı tutumdur. Bunu son derece şiddetli bir biçimde kınıyoruz. Bu şahsın ait olduğu partinin, bu şahsa dönük güçlü kınama içinde olmamasını güçlü bir dışlama olmamasını da not ediyoruz ve bunu da kınıyoruz. Bu çok temel bir biçimde insanlığa karşı suçun parçası olmaktır. Lanetli terör eyleminin arkasında olmaktadır. Zihnen, ruhen, ahlaken, siyaseten herhalde bu kadar savrulma hiçbir zamanda görülmemiştir. Lanetli terör eylemi karşısında o katilin taziyesine gidenlerin herhangi bir şekilde insanlıktan nasibini aldığını düşünmek mümkün değildir. O nedenle bu şahsın ortaya koyduğu tutum ve ayrıca TBMM’de terörü kınayan bildiriye imza atılmaması siyasi hayatımızda görülmüş en gayri ahlaki ve anti demokratik tutumlardan birisi olarak kayda geçmiştir."

- Yeni anayasa çalışmaları

Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili de görüşlerini paylaşan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde CHP masadan kaçtı. Baştan beri bir yeni anayasadan, darbe hukukunu temizlemek şeklinde bir komisyon kurulmasından bahsettiler. Biz de kendilerine darbe hukukunun esas kaynağının bu anayasa olduğunu, 12 Eylül Anayasası’nın herhangi bir şekilde teknik olarak, siyasal olarak ve anayasal hukuk açısından bir anayasa olarak değerlendirilemeyeceğini, 12 Eylül Anayasası’nın bir ferman niteliğinde olduğunu birçok değişiklik yapılmasına rağmen ruhunun bu şekilde devam ettiğini, bir vesayet odağı tarafından millete deklare edilmiş bir ferman olarak ruhunu koruduğunu... O sebeple 'öncelikle yeni anayasa yapılmalı, ruhuyla da biçimiyle de bu şekilde olmalıdır' diye baştan beri söylüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 'Burada başkanlık konuşulacak' diye masadan kalkması, doğrusunu söylemek gerekirse kendisine siyasi parti diyen bir organizasyonun, çok büyük iddiasızlığı olarak gündeme gelmiştir."

- "Türkiye’de meşruiyetin sınırını CHP çizmiyor"

Başkanlık sisteminin parlamenter sistem gibi meşru olduğunu anlatan Çelik, "Dolayısıyla siz meşru sistemler arasında parlamenter sistemini tercih ediyorsanız, gelirsiniz komisyona tezini komisyona kabil ettirmeye çalışırsınız, en önemlisi de millete kabul ettirmeye çalışırsınız ama bir başkasının gündemine, üstelik o gündem evrensel değerler açısından meşru bir gündemken müdahale edemezsiniz, yani Türkiye’de meşruiyetin sınırını CHP çizmiyor, Türkiye’de meşruiyetin sınırı evrensel değerlerle, demokratik değerlerle çiziliyor. Dolayısıyla CHP’nin buna bir alt yazı yazarak her türlü meşruiyetin kaynağını kendi politikaları görmesi eski bir hastalığın devamı olarak değerlendirilmeli" diye konuştu.

- "Komisyondan çekilmesi siyaseti reddetmek durumudur"

"Anamuhalefet partisinin yeni anayasa yapmak üzere kurulmuş komisyondan çekilmesi demek tam siyasetsizleşme durumudur, siyaseti reddetmek durumudur, siyaset sahasının dışına çıkma durumudur" ifadesini kullanan Ömer Çelik, şunları söyledi:

"Bir kere daha yeni anayasa çalışmalarının sürmesi gerektiğini, yeni anayasanın Türkiye’nin en önemli meselesi olduğunu, Türkiye’nin demokrasisinin güçlenmesi, daha da güçlenmesi, temel insan hak ve hürriyetlerinin daha çok garanti altına alınması, yargı bağımsızlığının daha çok garanti altına alınması, kuvvetler ayrılığının daha yerleşik ve güçlü hale getirilmesi için yeni anayasa çalışmalarının sürmesi gerektiğinin bir kere daha altını çiziyoruz. Aksi takdirde bu çalışmalardan çekinenler bu sistemin aksaklıklarından memnun demektir. Modern ve çağdaş standartlarda bir yönetim modeli istemiyorlar demektir. O sebeple biz bir kere daha AK Parti olarak yeni anayasa yapma konusundaki irademizin en yüksek düzeyde olduğunu, bu temel değerler çerçevesinde bütün siyasi partilere ortak çalışma şeklindeki çağrımızı bir kere daha yinelemiş oluyoruz."

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.