Ahmet Çapanoğlu

Ahmet Çapanoğlu

Algı Yanıltması

Algı Yanıltması

Yeni dünya düzeni kurmaya çalışan aktörler, işgal etmek istedikleri ülkelere karşı savaşlar ilan ederlerdi. Günümüz de zayıf iktidarlar ve gelişmemiş toplumlar karşısında hala bu oyunları, savaşları sürdürüyorlar. Ya direk savaşlarla yada içten yapılan devrimlerle gerçekleştiriyorlar. Ya da genç dimağlara, okumak ve vatan sevgisinden uzaklaştırarak, insanları kendi kendine imha planları uygulamaya yönlendiriyorlar. Bu girişimlerini de, sosyal medya yada televizyonlarla uygulamaya koyuyorlar.

Ülkemizde oynanan oyunlar ve senaryolarda, yıllardır kültür yozlaşmasıyla genç dimağların beyinlerine nakış gibi işlenmekte. Toplum, bu tv tutsaklığıyla dış sermaye ve medya dünyasının esiri olarak yaşıyor, kafasını yarını için hazırlamak yerine onların hazırlamasına bırakıyor.

Bugün medya da, reytingleri alt üst eden programlara baktığımız zaman, hepsin de örf, adet ve sosyal hayatımızı dejenere etmeye, sevgi ve hoşgörünün yok olması için çalışmaları görmekteyiz. En sosyetik aileden, en muhafazakar aileye kadar, gecenin bir bölümünde tv başına kilitlenip insanlara hoşgörüsüzlüğü, kazanmak için bir başkasını kırmayı, birlikte omuz omuza yarışırken, arkadan kuyu kazmayı mubah gösteren programların yozlaştırmasıyla kaybettiklerimizi anlamıyoruz. Beynimizi yoracağımız ilim yerine, her günümüzü yarın kimin eleneceğine kilitliyoruz.

Bir anlamda özenti halini alan televole ve magazin programları, toplum hayatımızın altüst olmasını sağlıyor, aile hayatlarını yozlaştırıyor.

Dün kimle, nerde, bugün onu bırakıp kime gitmiş, kimin kocası iş gezisindeyken, eşi kimle yakalanmış.

Masumane yapılmış bir proğrammı sanıyorsunuz bunları. Hepsi bir oyunun parçasının uygulamaya konulmasıdır. Hangi kanalı açarsanız bu süslü ama sahte hayatlar, beynin algılama sistemiyle genç dimağlara yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Amaç, toplum mühendislerinin uygulamaya koyduğu, gençleri kültürden, maneviyattan, birlik beraberlik ve ailesinden kopararak, başıboş yaşama düzenini yerleştirip, dejenere olmalarını sağlamaktır.

Kültür ve ahlak erozyonuyla, toplumumuzu yok etmeye çalışan bir medya ile karşı karşıya olduğumuzu fark etmiyoruz. Çünkü algı sistemiyle beynimize yerleştirdiklerini normal gibi karşılamaya başlıyoruz.

Dış güçler savaşlarla, komplolarla ve halkı ayaklandırmaya kalkışmalarıyla başaramadıklarını, bu tür yayınlarıyla zayıflatma yolunu seçmektedirler.

Medenice bir hayat yaşamayı ilke edinmek gerekirken, orman kanunlarına özgü yaşamak ve vahşi bir hayat empoze ediliyor, guruplaşmalarla insanların maneviyatı bozuluyor, dedikodu, intikam naraları ve argo kelimelerle rakibini elemek için her yolun mubah olduğu gösteriliyor.

İzdivaç programları adı altında uygulamaya konulan tehlikenin ne boyutlara geldiğini, aile hayatının, evlilik kültürünü ne hale getirildiği, yaşanan sevgilerin mahremiyetinin ortadan kaldırdığını görüyoruz. Ahlaksız teklifler ise reyting hesaplarıyla, “şok, şok, şok” ifadeleriyle günlerce gözümüze sokuluyor, algı verilip doğru olduğu yargısı oluşturuluyor.  Medeniyet kisvesi altında gençliğin örf ve maneviyatını yok etmeye çalışıyorlar. Bu ülkeyi silahla esaret altına almayı başaramayanlar, bu programlarla kardeşliği, birlik beraberliği ve aile hayatını bozarak, emellerine adım adım ilerliyorlar.

Kadınların serbest yaşaması, her bölümünde farklı bir insanla birlikte olmasını hoş ve normal gösteren uzun soluklu dizileri yıllarca bize izletmediler mi? Bu yolla namusun iki bacak arasında olmadığı yalnışını empoze etmediler mi?   Bu tür diziler, çoğu ülkede yayından kaldırılırken, toplum mühendislerinin Türkiye uzantısı medya patronları, reytingleri olmasa da bunları yayınlamaya devam etmedi mi?

Ey milletim uyuma, sen tarih boyunca köle olmadın, sen tarih boyunca esaret görmedin, sen tarih boyunca orman kanunlarıyla yaşamadın, yaşamayacaksın da. Sen komşusu açken uyumayan, komşusu siftah yapmadan ikinciyi satmayan, at, avrad, silah kutsaldır diyen, bir ecdadın torunusun.  Sana medeniyet diye sunduklarının, seni yozlaştırıp ellerinde oynayabilecekleri bir maşa gibi kullanma, istedikleri yöne sürüklemeye çalışan toplum mühendisliğinin farkında değilmisin. Şu an yaşananların Asım ile Halukun kavgası olduğunu hatırla, titre ve kendine gel.

Boyun eğdirdiklerine boyun eğme,

Yüzyıllarca omuz omuza savaşıp, kardeş bildiklerini yine kardeş bil,

Benlik davasını kaldırıp,SEN, BEN den vazgeçip BİZ ol yine.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Çapanoğlu Arşivi
SON YAZILAR