Dün belediyede mimarlık yaparken de bunu söylüyordum, bugün de aynı şeyi söylüyorum.

Deneme-yanılma yöntemi ile belediyecilik yapılmaz.

Bilimsel verilere ulaşmadan “Hele bir deneyip görelim” derseniz, milletin parasına yazık edersiniz.

Kelin başında berberlik öğrenir gibi yap-boz’la, deneme-sınama ile belediyecilik bu kadar olur.

Mevlâna alanındaki ağaçların kaldırılması hâlâ tenkit ediliyor.

Birileri bunu bilinçli olarak yapıyor aslında. Amaç; ağaçları kaldıranları tenkit etmek, halkın gözünden düşürmek.

Oysa o alana devasa boyutlara ulaşacak ağaçları dikmek yanlıştı. O zaman bunu yapanlar yanlış yapmışlardı. Dünyanın her yerinde Mevlâna Türbesi gibi büyük anıtların önünde büyük alanlar vardır. Türbeyi kapatan ağaçların kaldırılması elbette doğrudur.

Hangi ağacı nereye, neden dikmek gerektiğini uzmanlarına bırakmak gerekir.

Yolların kapatılıp açılması da bilimsel verilere dayanmalı.

Şehirlerde yaşayan insanların trafik alışkanlıkları günübirlik değişmemeli.

Dün gittiğimiz yol, bugün kapanmışsa;  bugün kapanan yol yarın açılacaksa, ulaşımda bir zafiyet var demektir.

Nalçacı Sille Kavşağı 15 günde iki kere değişti.

Beşyol kavşağından Nalçacı’ya gelen yolda sola dönüşler iptal edilmişken 15 gün sonra tekrar açıldı.

Bu da şunu gösteriyor:

“Deneyelim görelim” dediler. Denediler gördüler.

UKOME’de bu kararlar alınırken konunun getirisi, götürüsü tartışılmaz mı?

Bu konuda yapılan yanlışların en büyüğü de çözümlerin lokal yapılmasıdır. Lokal çözümlerin genele yansımasının neler olacağı, artılarıyla eksileriyle tartışılmış olsa ortaya güzel şeyler çıkar.

Ne yazık ki Konya trafiği her geçen gün biraz daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Yollara ve kaldırımlara dikilen babalardan medet ummak hiç de akıllı bir çözüm değil. Kaldırımlara araç park etmeyi engellemek için yapılan çalışmalar kadar, otopark yapmak için de gayret sarf edilmiş olsa, sorun çözülmüş olurdu.

Deneyip göreceğiz bakalım Allah ne gösterecek?