Ben kalender meşrebim,

Güzel çirkin aramam.

Gönlüme bir eğlence isterim olsun.

Saçları samur, gözleri mahmur

Biraz da şirin olsun.

Kaşı gözü kara olursa olsun,

Yanağında bir beni mutlaka olsun. 

Endamı şanlı, sohbeti tatlı, biraz da şahin olsun.

Yan bakışı yaksın, cilvesi yıksın,

Olursa böylesi böylesi olsun.

Gözleri şahbaz, gerdanı beyaz, biraz da tombul olsun…

Böyle kalender de dostlar başına. Böylesi zor (!) bulunur. Böylelerinin kıymetini iyi bilmek gerektir.

Bu kalenderleri görünce,  siyasi arenadaki kalenderleri hatırladım.

Malum. Şu günlerde koalisyonla yatıyor, koalisyonla kalkıyoruz. Sağ olsun, muhalefet liderleri ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için o kadar öz verili çalışıyorlar ki, değmeyin gitsin. İnsanın gözleri yaşarıyor(!)

Birisi daha seçim akşamı kendisini “Ana muhalefet” lideri ilan ederken etrafına bir yığın “Kırmızı Çizgi” çizdi. Tam da şarkıdaki kalender misali koalisyonda yer alırsa “Olmazsa olmaz” önceliklerini sıraladı.

Bir diğeri basın toplantısı ile koalisyonda yer alabileceklerini deklere ederek, 14 maddelik koalisyon manifestosunu yayınladı.

Diyorlar ki “Ben kalender meşrebim, ülke hükümetsiz kalmasın. Ama koalisyonda yer alırsam Cumhurbaşkanı Çankaya’ya dönsün.”

Ne alaka?

Bahçeli’nin Çankaya aşkını anlamak da mümkün değil. Çankaya “Bozkurtların” yuvası mı da, orasını kutsama yoluna gidilmektedir?

Diğeri daha da çetrefilli. Tam kalender maşallah.

Koalisyonda yer alırsa, ilk 100 günlük, 1 yıllık ve 2 yıllık eylem planları ile bu izdivaca “evet” diyeceğini söylüyor. Neler yok ki eylem planlarının içinde? Adeta cenderenin içine sokmak istiyor koalisyon ortağını. Arkasından da ekliyor: Yersen!

Bunun adına “İpe un sermek” denir.

Başbakanı bu şekilde bir nevi köşeye sıkıştırma taktiği uyguluyorlar. Hem de kalenderlik adı altında. “Gerdanında bir beni de” mutlaka olacak.

Başka ne emrederdiniz?

Saçım “Ak mı, kara mı” demeye ne gerek. Buyurun dostlar erken seçime!