Konya’mın zaman zaman ulusal basında haksız, önyargılı eleştirildiği olur. Kızarız, cevap yazarız; elimizden de başka bir şey gelmez. Bu kez Konya,  Milliyet Gazetesi yazarı Sn. İpek Durkal’a konu olmuş. “Sonsuz Şükran Köyü” övgü almış; Şems-i Tebrizi Türbesi’ni dinginlikle ziyaret ettiğini, Mevlana Türbesi’nin ihtişamıyla göz kamaştırdığını yazmış. Hz. Mevlana Müzesi’nde gördüklerini ise “ziyaretçilere değilse bile Hz. Mevlana’ya ayıp” olarak nitelemiş.

       Efendim yazıya konu eleştiri müze alanı bahçesindeki yön levhalarının ters istikameti göstermesi. “Saçmalık” olarak nitelediğidurumu konuştuğu kişilerin “üç aydır böyle; yabancılar daha fazla zorluk çekiyorlar; müze yetkililerine durumu defalarca ilettik ama kimse oralı değil” cevabını aldığını anlatıyor konuğumuz.

       Hz. Mevlana Müze ve Türbesi görevlisi olmak manen ve kariyer olarak herkese nasip olmayacak ulvi bir görevdir. Buradaki görevlilerin iş körlüğü lüksü yoktur. Bakıp da görmemek hakları yoktur. Eğer yön levhalarını farketmedilerse bu da bir ayıptır ancak gerçekten iletilmesine rağmen umursamamışlarsa bu görevi ihmaldir ve atama yapan makamdakilerin harekete geçmelerini gerektirecek kadar acil bir durumdur.

KEŞKE AÇILIŞTA TAM KADRO OLABİLSELERDİ

       Yeni Stadımızın açılış maçında tribünde iki milletvekilimizin olduğunu öğrendik; Sn. Ayşe Türkmenoğlu ve Sn. Atilla Kart. Sayın Başbakanımızın teşrif edememesini normal karşılıyorum da keşke böyle bir günde tüm temsilcilerimiz şeref tribününde yerlerini alabilselerdi…