Bir yaz tatilimizi daha “ANAVATANIMIZ”da geçirdik.

Gidiş Rotamız İstanbul-Çorum- Ordu.

Dönüşüm rotamız Ordu-Sinop-Amasra-İstanbul oldu.

O zaman zarfında TV izlemedik, gazete okumadık.

Akrabalarımız ve dostlarımızla yaşama dair çok şeyi yerinde paylaştık.

Gördüm ki Türkiye’mizde son yıllarda çok çok radikal değișiklikler olmuş.

Vatandaş olarak herkese kendi payını almakta/etkilenmekte; hem olumlu hem de olumsuz olarak.

İster;

-Siyasal

-Ekonomik

-Sosyal

-Kültürel

-Eğitim

-Turizm

-Sağlık vb.... sektörlerde bunları gözlemek ve hissetmek mümkün.

EĞİTİM...

Gerçekten aileleri tebrik etmek gerek.

"Çocukları okusun" diye her yıl ceplerinden binlerce TL çıkıyor

Taaa anaokul seviyesinden üniversite bitirene kadar bir servet harcıyorlar.

Çocuklar mezun olunca başka sorunlar bașlıyor.

İșe girmek için hazırlık kursları.

Bol SSSS’li sınavlar (!)

Hayal kırıklıkları ve hüzün.

Buna neden dur denmez?

Üniversiteler neden arz ve talebe göre açılmaz?

Sanayi ülkesi Almanya'da üniversitede kayıtlı öğrenci sayısı 2.8 milyon iken ülkemizde 7.5 milyon üzeri..!!!

Birileri para kazansın diye mi bu sistem devam etmekte !!!

ULAŞIM...

Gerçekten otoyollar harika.

Uzun yolculuk yapmak için ideal.

Hele yol boyundaki yeme içme yerleri enfes.

Ahhh bir de o yolları kullananlar kurallara uysa!!

Gördüm ki ulaşılabilen yer yeri özellikle Doğa Turizmi yapılabilecek yerleri betonlaştırmışız(!)

Çevremize SAYGI’yı her zamankinden daha çok hak ediyor!!!

Aksi halde o bize SAYGI göstermez ise İNSANLIĞIN sonu olur.

ŞEHİR İÇİ TRAFİK...

Şehir içlerinde araç kullanmak için tam bir “CAMBAZ” olmak gerekli.

Şehir içi altyapıları araç sayıları ile doğru orantılı değil.

Park yerleri çok kısıtlı.

Bir de buna SAYGISIZ, SONRADAN GÖRME, ‘KURAL TANIMAYAN “Trafik MAGANDALARI” eklenince stres ayyuka çıkıyor.

Lütfen CAYDIRICI CEZALAR UYGULANSIN AMA HERKES İÇİN!!!

GASTRONOMİ...

Gerçekten harika mekanlar açılmış.

Estetik olarak hepsi birer sanat eseri.

Yemekler muhteşem.

Çoğunda fiyatlar çok çok yüksek.

AB ülkelerine eşdeğer.

Ama HİJYEN ve özellikle çalışan emekçilerin ÇALIŞMA SAATLERİ SOSYAL HAKLARI aynı güzellikte değil çoğunlukla aynı güzellikte değil.

Dilerim bir gün yapılan işe ve EMEĞE SAYGI bir gün gerçekleşir.

ÇEVRE...

Üzülerek gördüm ki o cennet ülkemiz çölleşiyor.

Bu DEPREM gibi ÇEVRE de bizim bir gerçeğimiz ama devletimiz hazırladıkları harika kamu spotlarına önce riayet etmiyor.

Gündemde ormanlarda maden arama ve ağaç kesme var.

“20 metrelik bir ağaç kestik ama yerine 2 metrelik fidanlar diktik”

telafi ettik, mantığı BİLİMSEL olarak çok doğru değil.

Örneğin;

1) 20 metre boyundaki bir ağaç günlük 10 bin litre oksijen üretiyor.

Bu 5 ile 8 insanın günlük ihtiyacını karşılayabiliyor.

2-) Karbonmonoksit gazını depoluyor.

3-) 15-20 m boyundaki bir ağaç yıllık 100 kg havadaki zararlı tozları topluyor.

4-) 60 milyona yakın canlı türüne ev sahipliği yapıyor.

5-) Milyonlarca mikroorganizma için besin deposu.

6-) Bir ağaç günlük 500 L nem etrafa saçıyor. Bu da 10-15 klima performansına eşit.

Ayrıca sıcak yaz günlerinde 15 derece ısıyı düşürüyor. Ve yüzde 85 rüzgarın hızını kesiyor.

Vb...

Kısaca 20 metrelik ağaç ile 2 metrelik fidan arasında çok fark var.

Anlayalım artık bir DAMLA SU İÇİN SAVAŞLAR ÇIKMADAN!!!

Değişmeyen tek şey sorunlar için ÇÖZÜM ÖNERİLERİ getirenlere “BURASI TÜRKİYE KARDEŞİM” demek hâlâ gündemde!!!