Halil Bunsuz

Halil Bunsuz

Büyük Oyundaki Duruşumuz; Büyük Direniş Olmalı

Büyük Oyundaki Duruşumuz; Büyük Direniş Olmalı

Miladi takvimin 2017. yılının ilk ışıklarına korku filmleri sahnelerini aratmayan bir tablo ile uyandık. Aslında bu tabloya “ASLA” yabancı değiliz.

Çünkü sahnede sergilenen “Bir Büyük Oyun”  var.  Bir bakmışız, tiyatro salonu değişmiş, yine bakmışız,  oyuncular değişmiş, tekrar bakıyoruz sahne, dekor ve kostüm her şey değişmiş. Ancak değişmeyen tek şey ise “Senaryo”  bu oyunu kim yazmışsa kişi, yer, zaman ve mekan mefhumu gözetmeksizin ısıtıp ısıtıp yeniden önümüze getiriyor.

Zaten biz, bu senaryolara epey bir alıştık. Şöyle ki yılbaşı gecesinde, ülkemizin herhangi bir şehrinde, büyük saldırı olmasını bekliyor musunuz, diye sokaktan geçen 10 insana sorsaydınız 9’undan evet cevabı alırdınız.

Bizler biliyoruz ki Gezi Olaylarından itibaren bu “Kudretli Ülke”yi eski korkak ve pısırık, günlerine döndürme planları var. Karşımızda işaret parmağını sallayarak, “Dur arkadaş, siz çok oldunuz, size haddinizi bildirmesini biz biliriz” diyen “Şer’de Birleşmiş Güçler” var.

Hamdolsun Gezi’de başaramadılar. Sonra da ellerindeki oyunları birer sahnelemeye başladılar. Mesela 17-25 Aralık bunlardan birisiydi; lakin bu oyun içimizdeki İrlandalıların bile içten içe, evet oyunun bir parçasıymış dediği bir şey artık. Rus uçağının düşürülmesi hadisesi de planın bir başka boyutuydu; ancak bu plan ise, yine Rusların dahi tereddüt etmediği bir mesele…

Tüm bunlar yaşanırken takvimler 15 Temmuz 2016’yı gösterdiğinde iş iyice zıvanadan çıkmıştı. Madem bu iş kansız olmuyor, bunu siz istediniz, o zaman bu düzeni kanla değiştiririz dediler, genç, yaşlı, kadın, çoluk çocuk demeden önlerine kim geldiyse katlettiler.

 Sanki yıllarca kan içmiş bir grup vardı karşımızda; ancak rabbimize sonsuz şükürler olsun ki yine başaramadılar. Sonra madem darbe ile de başaramadık o zaman iç savaş çıkaracak oyunları sahneye koyalım, Türkiye’de bırakın huzuru, burayı nefes alınmaz bir ülke haline getirelim, dediler.

Bu anlamda da asker, polis, sivil Müslim ya da Gayr-i Müslim demeden önlerine kim çıktıysa herkesi öldürmeye niyet ettiler. Yapılan tüm cinayetlerin tek bir amacı var. O da iç savaş çıkarmaktır. Neden mi?

Çünkü, Rusya ile aramızı aramızda bir savaş çıkarmayı başaramadılar.  Putin, buradaki oyunu çok net bir şekilde gördü. Uçak krizini unutmaları ve Karlov cinayetinde soğukkanlılığını koruması da tamamen bununla alakalı.

Rusya ile aramızda bir savaş çıkmayacağını anlayınca şimdi de vatandaşları birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar. Yılbaşı gecesinde gelip de Türkiye’nin en meşhur eğlence mekanını taramaları ise Müslümanlar ile teröristleri bağdaştırma çabasından başka hiçbir şey değildir.

Ancak Diyanet işleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez’in de “Bu insanlık dışı katliamın bir pazarda ve bir mabette yapılmasıyla eğlence yerinde yapılmasının herhangi bir farkı yoktur” açıklaması da bu noktada son derece büyük bir öneme sahiptir.

Peki, bundan sonra ne olacak? Açıkçası değişen bir şey olmayacak. Oyunu kaldıkları yerden oynamaya devam edecekler. Hatta yakın bir zamanda belki de toplumun bazı dinamiklerini sarsacak bir siyaset adamına suikast düzenlemeyi denecekler. İnşallah başaramazlar. Peki, biz ne yapacağız. Bizler ise her zamanki soğukkanlılığımızı korumaya devam edeceğiz. 

Zaten biz, en kötü senaryoda dahi artık tecrübe sahibi değil miyiz?

 İçimizdeki hainleri ve dışarıdaki ağzından salya akan düşmanlarımızın en kötü senaryolarını bozmadık mı?

Hangimizin tankların önüne yatacağı, kimlerin kurşunlara siper olacağı belli değil mi?

Canımız pahasına bu vatanı dahili ve harici düşmanlarımıza karşı savunmadık mı?

Tarih kitaplarında anlatılan Kahraman Türk Milletine bir kez daha şahit olmadık mı?

Ya hu bizde söz konusu “Vatan” olunca aklımıza iki şey gelir; abdest alıp iki rekat namaz kılmak ve sevdiklerimizle helalleşip vazifeyi yerine getirmek. Kaldı ki bu coğrafya da bizler ölümü de öldüren şehitlerimizin şahadetini dinleyerek büyüdük. Yeni nesil de bizlerden Ömer Halisdemir gibi şehitlerimizin şahadetini dinleyerek büyüyor ve büyüyecek.

O halde her zamankinden daha çok dikkatli olup, Hakkı ve Hakikati daha iyi anlayıp anlatacağız ve hepsinden ötesi duaya ve birbirimize daha çok sarılacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Bunsuz Arşivi
SON YAZILAR