Ahmet Çapanoğlu

Ahmet Çapanoğlu

ÇİMLERİN AKIBETİ NE OLDU?

ÇİMLERİN AKIBETİ NE OLDU?

Neresinden bakarsanız bakın bir çelişki, neresinden bakarsanız bakın öyle ya da böyle insanlar yarış halindeler. İnsanların bu yarışlarını anlarım da bizim belediyelerimizin yaptığı lüzumsuz yarış ve çelişkili davranışlarını, halkın sesine kulak vermemelerini, aynı partiden olmalarına rağmen aralarında esen soğuk rüzgârları pek anlamıyorum.

Büyükşehir Belediyemiz dünya kentiyiz, belediyecilikte öncüyüz, Türkiye belediyelerine örneğiz derken borç batağında ilk dörtte yer alıyormuş. (Bunu duyunca merak etmeye başladım. Acaba bu borç yükünden bir parça olsun kurtulabilmek için mi stat alanının betonlaşmasına izin verecekler.) İlçe belediyelerimiz de ondan geri kalmaz. İsraf konusunda yarış yaptıkları gibi, kaderi nereye doğru gittiği belli olmayan şu meşhur stadımızın çimlerini mal bulmuş mağribi gibi paylaşma derdindelermiş, stat çevresinden gelen haberler böyle. Demek ki onları elde edince de bir açık kapanacak düşüncesindeler.

Bu stat konusunda herkes kapalı kapılar ardında neler konuşuyorlar, birbirlerine neler anlatıyorlar bir bilseniz ama meydanda kimseden çıt yok. Sanki bir korku hâkim. Sanki şehrin üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi. Sanki benden başka dert edinen yok. En iyisi, birileri gibi ben de kuytu bir kafede, bir elimde nargile diğer elimde çay, kuşlar gibi cik cik ötüyüm diyorum ama beceremiyorum işte.

Şimdi gelelim 2 nolu sahadan kaldırılan ve paylaşım problemleri yaşanan çimlere. Aranızda çim kavgası yapmayı bir yana bırakın. Duyduğuma göre Büyükşehirle Meram belediyesi arasında bu çimlere sahiplenme çekişmesi varmış. Ne statmış be kardeşim ya. Mal bulmuş mağribi gibi ganimet peşindesiniz. Herkes bir yerinden sebeplenme derdinde. Ne yapacaksınız, hangi parka, hangi göbeğe yerleştireceksiniz bu çimleri? “Sahi, bu çimlerin akıbeti nedir” Bir hastalık oldu bende bu stat düşüncesi. Şimdi de çimlerin akıbeti ne olacak düşüncesi sardı tüm benliğimi. Stadı kurtaramadık ve stadın yeşil alan kalmasını da sağlayamadık, belki bu çimler, spor için bir işe yarar düşüncesi taşımaya başladım.

Sahi sormayı unuttum, bu çimler kim de kaldı? Bu çimler kimde kaldıysa, hangi belediye aldıysa göbeklere falan monte etmesin, onları yine spor için değerlendirsinler.

Gelin beni dinleyin. Gerçi siz halkı duymazsınız, dinlemezsiniz. Çünkü halktan uzaksınız ve kendi bildiğinizi okuyorsunuz. Unutmayın, bir gün gelir bu halkta sizi dinlemez diyeceğim ama birilerinin hatırına halktan da tepki gelmeyince, yaptıklarınızın doğruluğuna inanıyorsunuz. Bilir misiniz bilmem ama çok güzel bir söz var. “Dinlemesini bilirseniz, en cahilinden bile bir şey öğrenebilirsiniz.” Gelin bu cahilin sözüne kulak verin. Spora ve sporcuya değer verin. Spordan ve sporcudan haberiniz olsun.

Bu çim kavgası yaptığı söylenen belediyelerin, Saraçoğlu’nda yapılmaya çalışılan tesislerden haberleri var mı acaba? Muhakkak ki vardır. Ve tesisin bu çimlere de ihtiyacı olduğunu da biliyorlardır. Haydi, göbeklere yerleştirme gibi bir durumdan vazgeçin ve bu tesisin ihtiyacını giderin. Ama nerdeee, sizin işiniz sahaları bozmak, katkı sağlamak değil. Hadi bizi yanıltın ve bu 2 Nolu stattan aldığınızı tekrar spora kazandırın. Buradan çıkan çimleri oraya götürüp, elinizle yerleştirin. Yerleştirin de tesisin güzelleşmesine ve amatör spora katkıda bulunun ve spora yaptığınız ihanetin vebalinden bir nebze olsun kurtulmuş olun.

Diyorlar ki, “sen şairsin, edebi yazı yazarsın, elindeki bu taş ve bu öfke niye?” Ne yapayım, ben zulme ve yanlışa değil, sadece Allah’a boyun eğerim. Kimseye hakaret etmem ama bildiğim kadarıyla da eleştiri hakkımı kullanırım. Millet uyuyor, boyun eğiyorsa, bende uyumak ve boyun eğmek zorunda değilim. Biat kültürüm olmadığından, “şeytan taşlamaktan ibadete ve övgüye zaman bulamıyorum” işte. Ama sanki birilerinin yapmaya çalıştığı övgüye değer bir durum gördüm de gibi. Birileri bozsa da birileri de güzel şeyler yapmaya çalışıyormuş. Eleştirdiğimiz zaman da olur ama yapılan doğruları da takdir etmek, emeğe saygı göstermek için yazmak da gerekir. Hafta sonu liselerarası Türkiye futbol şampiyonasının ilk ayağı Saraçoğlu tesislerindeydi. İlk kez Saraçoğlu tesislerini görme fırsatım oldu. Gördüm ki orada güzel şeyler yapılmak isteniyor ama iki sentetik sahanın yanında bir çim saha var ki, o sahanın çimlerini bu tesise yakıştıramadım. O yüzden, 2 nolu sahadan alınan çimler buraya nakledilmesi gerekirken, başka şekilde değerlendirilmeye çalışılması kadar saçma bir durum olamaz.

Kendinize gelin beyler! Yapmak istediğiniz hizmetse, amacına göre değerlendirin. Ben yaptım oldu demeyin. Neyi nereye nakletmeniz gerektiğini bir kez daha düşünün.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Ahmet Çapanoğlu Arşivi
SON YAZILAR