Çöp Kamyonu Kanunu!

Bir tarihte İstanbul’da yönetmiş olduğum bir maç sonrasında havaalanına gitmek için bir taksiye bindim… Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı… Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, araba kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan son anda kurtulduk. Çarpacak olduğumuz diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp taksi şoförüne bağırmaya ve küfretmeye başladı. Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde özür diler gibi el salladı.  Ve gerçekten arkadaşçaydı. Sonrasında diğer sürücü de olayı uzatmadı ve o da aynı şeklide karşılık verdi. Sordum, “Neden bunu yaptınız? Diğer araba neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.” Taksi şoförü bana, şimdi “Çöp Kamyonu Kanunu” dediğim şeyi öğretti. Şoför pek çok insanın çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke, parasızlık, hayat şartları, bilgi kirliliği ve hayal kırıklığıyla dolular… Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen de sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın lütfen… Sadece gülümseyin… Onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize ve sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın…

İşin ana fikrine gelince başarılı ve kendini bilen insanlar çöp kamyonlarının günlerini, geleceklerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler… Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla; “Size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin”

Sezon başında Torku Konyaspor’da “İşte efendim; şu geldi, bu gitti, yönetimle Aykut Hoca arasında problemler var, hoca gidecek” gibi hep bilgi kirliliği ve dedim dedilerle bir dönem çöp kamyonu misali herkes bir şeyler söylüyordu. Kime sorarsanız sorun, “Konyaspor 22. haftada 37 puanı alacak Türkiye Kupası’nda da çeyrek finalde hem de deplasmanda Beşiktaş’ı 2-1 yenecek” desem bana eminim ki bir çok kişi “hocam sen hayal görüyorsun” derdi. Valla ne yalan söyleyeyim ben bile kendime inanmazdım. Bugün ise Konyaspor, Kocaman bir adımla hep arzu ettiğimiz muhteşem taraftarıyla istikrarı tekrar yakaladı… Sivasspor maçı da bunun en güzel örneği oldu. Yapılan transferler ve takımın uyumu başarılı. Savunma dörtlüsü az hata yapıyor. Ama hâlâ takımı hücumda yönlendirecek bir lider on numara lazım bence.

Müsabakanın hakemi sevgili Cüneyt Çakır bilgisiyle, tecrübesiyle, oyunculara olan yaklaşımıyla, ismiyle daha birinci dakikadan itibaren otoritesini sahaya yansıttı. Güzel maç yönetti. Tabii ki de her ne kadar bedenen burada olsa da aklı salı akşamı yöneteceği Arsenal-Barcelona maçındaydı… Maçtan sonra ki görüşmemizde de heyecanı gözlerinden okunuyordu. Allah hakem şansı versin…

Bir de Galatasaray-Trabzon maçının hakemi ile ilgili bir şeyler söylemek isterim. Hakem kardeşim maçın önüne geçti. Daha süper ligdeki ilk sezonunda derbi maçının havası nedir, nasıldır bilmezken hele hele bir de FIFA kokartı takıyorsan bunda bir iş var derim. Bir hakem normal hayatında insanlarla ilişkileri, psikolojik yapısı, egosu nasılsa sahada da davranışlarıyla paraleldir. Kimse kusura bakmasın kendini yetiştireceksin kardeşim. Maçı seyrederken gördüm ki müthiş bir egoyla maç yönetti ve yanlış yaptı… Dikkat edin hata değil yanlış…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Oktay Demiray Arşivi

VAR İLE YOK ARASI

11 Ekim 2018 Perşembe 00:03

Kocaman ve yöneticilik

01 Kasım 2016 Salı 20:36

BÜYÜK RESİM...

28 Ağustos 2016 Pazar 20:35

Aikido İlkesi!..

12 Nisan 2016 Salı 20:30

Hazırlık Her şeydir!..

21 Mart 2016 Pazartesi 20:00

Koltuktaki adam…

15 Mart 2016 Salı 20:00

ANA FİKİR..

08 Mart 2016 Salı 20:00

Daire…

02 Mart 2016 Çarşamba 20:00

İşin hakkını vermek

08 Aralık 2015 Salı 20:00

Bumerang

24 Kasım 2015 Salı 20:02