Eşler arasındaki rıza dışı davranışlara karşı yasal korumalar artırılıyor

Eşler arasındaki rıza dışı davranışlara karşı yasal korumalar artırılıyor
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yeşim Yılmaz, Türk hukukunun kadına karşı şiddeti önlemeyi ve kadının hak ve özgürlüklerini yasal olarak korumayı hedeflediğini belirtti.

Türk hukukunun kadına karşı şiddeti önlemeyi ve kadının hak ve özgürlüklerini yasal olarak korumayı hedeflediğini açıklayan Dr. Yeşim Yılmaz, kadına karşı şiddetle mücadelede özellikle ev içi şiddetin ayrıca ele alınmasını gerektiğini aktardı. Yılmaz ayrıca "Eşe karşı gerçekleştirilen rıza dışı her türlü cinsel davranış, suç kabul edilmeli" dedi.

Kadına karşı şiddet, cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan, fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet yönleri de olan en önemli toplumsal noktalardan biri. Altınbaş Üniversitesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Yeşim Yılmaz, Türk hukukunun kadına karşı şiddeti kaldırmyı ve kadının hak ve özgürlüklerini yasal olarak korumayı hedeflediğine değindi. Bununla beraber Türk ceza hukukunun kadına uygulanan şiddete karşı yeterli koruma sağlayıp önlem alınıp alınmadığı bugün halen tartışma konusu olduğunu belirterek kadına karşı şiddetle mücadelede özellikle aile içi, bir diğer ifadeyle ev içi şiddetin ayrıca ele alınarak mücadele edilmesi önemli bir konu olduğunu belirtti.

Dr. Yeşim Yılmaz, evlilik içinde ve aile içinde eşe karşı gerçekleştirilen rıza dışı her türlü cinsel davranışın ve hareketin suç olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek, "Mevcut uygulamada boşanma kararı kesinleşinceye kadar evlilik birliği ve eş sıfatı devam ettiğinden, boşanma davası devam eden veya fiilen ayrı yaşayan eşin gerçekleştirdiği rıza dışı cinsel davranışları tecavüz boyutuna varmadıysa suç tenkil etmiyor. Bu olay adaletsiz ve hakkaniyetsiz sonuçlara yol açmaya neden olabiliyor. Kadına karşı cinsel şiddetle mücadele bakımından son derece sakıncalı olan bu yanlış uygulamadan vazgeçilmeli. Aile içi cinsel şiddetle etkin mücadele ancak bu şekilde mümkün olabilir" görüşlerini ifade etti.

Dr. Yeşim Yılmaz'a göre, yasal düzenlemelerin ve kanunların yetersiz kalması, çoğu zaman toplumsal cinsiyete dayanan ayrımcı bakış açısından yer alıyor. Hukuki düzenlemeler, toplumda yaygın olan şiddet sorununun çözümünde tek başına yeterli kalmıyor. Bu noktada eğitimde fırsat eşitliğinin zemin olması şart olduğunu anlatan Yeşim Yılmaz, "Kadına karşı ayrımcı bakış açısı değişmedikçe ve toplumsal bilinç gelişmedikçe yasal düzenlemelerin faydası sınırlı olur" dedi.

Çoğunlukla cinsel dürtüden ziyade toplumsal yapının etkisiyle erkeğin güç, öfke ve otorite arayışından kaynakladığı

Kadının cinsel özgürlüğüne karşı gerçekleştirilen rıza dışı eylem olan cinsel şiddet, çoğu zaman aile içinde, aynı evde yaşayan kişiler tarafından oluşabiliyor. Altınbaş Üniversitesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr Yeşim Yılmaz, bilimsel verilere göre bu eylemlerin, çoğunlukla cinsel dürtüden ziyade toplumsal yapının noktasıyla erkeğin güç, öfke ve otorite aramasından kaynakladığını söyledi. Sosyal medyanın da etkisiyle aile içi şiddet olaylarının son zamanlarda daha çok görünür olsa da suç istatistiklerine aynı oranda yansımadığına, istatistiklerin karanlık alanında kaldığı ortada. Bunun nedeninin cinsel şiddete maruz kalan kadının çekinmesinden kaynaklandığını olduğunu belirten Yeşim Yılmaz, "Kadın genellikle toplumsal baskı, korku gibi nedenlerde cinsel şiddet olaylarını adli mercilere bildirmekten, hatta yakın çevresine dahi söylemekten çekiniyor" dedi.

Türk Ceza Kanunu, bireylerin bedensel ve cinsel haklarını koruma altına alır

Yargı mecra kararlarında da eşe karşı cinsel şiddetle mücadele tarfından farklı bir uygulama olduğunu belirten Yeşim Yılmaz, Yargıtay tarafından cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunmak, dokunulmazlığını ihlal etmek şeklindeki suçun, eşler içerisinde işlenemeyeceğinin kabul edildiğini açıkladı. Bu kabulün, eşler arasında belirli ağırlığa varamayan, rıza dışı cinsel davranışların suç olmadığı anlamına geldiğini ifade etti. Oysa bu olayın eş tarafından gerçekleştirilen cinsel şiddetle mücadele tarafından sakıncalı sonuçlar çıkardığını kaydeden Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı: "Evlilik içinde kadının her türlü cinsel davranışa rıza gösterme yükümlülüğü, cinsel davranışlara katlanma görevi olmadığı gibi, bir eşin diğer eş üzerinde cinsel olarak dilediği şekilde tasarruf edebilmesi hakkı yok. Cinsel özgürlük noktası esas alındığında, evlilik içinde gerçekleşse de rızaya dayalı olmayan her türlü cinsel davranışın cezalandırılması yapılmalıdır. Bu gibi şiddet eylemleri toplumda kabul edilmemeli, meşru görülmemelidir."

Kaynak:İhlas Haber Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.