Geçtiğimiz hafta büyük bir merakla beklenen FED toplantısı gerçekleşti. Piyasalar fıaizlerin ne zaman artırılacağı ile ilgili ipucu bekliyor demiştik. FED başkanı Yellen’in konuşmalarının ardından ipuçları geldi. FED’in faiz artırımlarının artık yaklaştığının bunun da ilkbaharda olma ihtimalinin güçlendiğini görüyoruz. Hatta FED başkanı Yellen konuşmasında ABD ekonomisinin iyiye gittiğini istihdamdaki artışın iyi olduğunu PMİ verilerinin iyi geldiğini konut satışlarında ve yeni konut başlangıçlarında rekor seviyelerde artışlar olduğunu, ABD ekonomisindeki iyileşmenin devamı halinde FED’in daha erken adım atabileceğini söyledi.

    Dünyanın gözü kulağı bu toplantının neticesindeydi. Toplantı sonrası da tüm dünyada dolara alım geldiğini gördük. Dolar

bütün dünya paraları karşısında değerlenmeye başladı. Tabii ki TL’de bu durumdan nasibini aldı. Dolar/TL paritesi toplantı öncesinde 2,210-2,220 seviyelerinde idi, toplantı sonrası dolar/TL’deki hareket 2,230-2,250 aralığında hareket ediyor. Dolardaki değerlenme devam ediyor. Toplantı öncesi son yazdığım köşe yazımda da bundan bahsetmiş eğer FED’in faiz artırımına yakın olduğuna dair ipuçları gelirse dolar/TL önce 2,250 seviyelerine kadar daha sonra 2,300 seviyelerine kadar hızla yükselir demiştim. İlk önce 2,250 kırılırsa yakın zamanda 2,280-2,300 seviyeleri test edilecektir. Burada sadece FED etkisi yoktur, çevremizde oluşan olaylarda fiyatların yükselmesinde başlı başına etkendir. Suriye’deki çatışmalar Irak’ta IŞİD’in yaptıkları sınırlarımızdaki mülteciler Türkiye’ye akın eden savaştan kaçan insanlar bunların hepsi birer sebeptir.

    Bayram öncesi müjde gibi gelen olayı da unutmamak gerekir. Yaklaşık 101 gündür İŞID’in elinde esir bulunan 49 konsolosluk görevlimizin sağ salim ülkelerine ve ailelerine kavuştular. Burada emeği geçen herkese sonsuz teşekkür etmek gerekir. Öyle yada böyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücü büyüklüğü gösterilmiştir. Devlet büyüklerimize başta Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu olmak üzere emeği geçenlerden Allah razı olsun.

   IŞİD’e karşı Türkiye’nin elinin şimdi daha güçlü olduğunu düşünüyorum. ABD önderliğinde yapılacak operasyonlarda Türkiye daha güçlü olarak IŞİD’le mücadele edecektir.  

     Dolar/TL’deki yükselişler önümüzdeki günlerde de devam edecektir. Dolardaki yükselişle birlikte Euro’da TL karışsında değer kazanacaktır. Global anlamda dolara olan ilgi devam ediyor. Dövizdeki yükseliş beraberinde borsada da satışları getirdi. Borsa İstanbul içinde 75,000 seviyeleri ile 84,000 seviyeleri arasında hareket olur demiştik. Bu günlerde 76,800 seviyelerinde BİST’te kalıcı bir yükseliş olabilmesi için artık etrafımızdaki ateş çemberinden iyi haberler gelmesi lazım ki BİST bir nefes alsın. Aksi halde 73,000-72,000 seviyelerine kadar düşüşler görebiliriz.

TCMB’nin 25 Eylüldeki toplantısı da faizlerle ilgili nasıl bir karar olacağı tartışılıyordu. 0,25’lik bir düşüş veya faizlerde herhangi bir indirim olmaması beklentisi, bu şekilde fakat doların yükselişi global anlamda değer kazanması ve daha da kazanacak olması TCMB’nin elini zorlaştırdı. Daha önceki yazımda 0,25 baz puanlık bir faiz indirimi beklediğimi yazmıştım. Dolar/TL’deki hareket toplantıya kadar 2,200-2,220 seviyesine kadar geri gelirse bir faiz indirimi gelme ihtimali yüksektir. Dolar ateşi düşmez ise faiz indirimi de artık bir başka bahara kalacaktır.

     İleriye dönük baktığımızda dövizde yükseliş borsada da düşüşler bekliyoruz.

     Altın ise düşmeye devam ediyor. Altın kritik bölgeleri zorluyor. Altın için en kritik bölge 1180 Ons/Dolar ve 1140 Ons/Dolar seviyeleridir. 1180 aşağı doğru kırılırsa 1140 gündeme gelecektir. Gram bazında 24 ayar altının gramı 82-84 TL seviyeleri, buralardan kademeli olarak alım yapılabilir.

     Ekonomiyle ilgili olarak piyasalardaki daralmadan bahsetmiştik. Irak ve Suriye’deki pazarlarımızın kaybolması Avrupa’nın ekonomik görünümünün iyi olmaması buraya yaptığımız ihracatın azalmasına sebep olmaktadır. Bu durum bizi olumsuz etkiliyor. Geçtiğimiz ayki ihracat raporların da bu durumu görüyoruz. Euro bölgesinde değişen fazla bir şey yok. Parasal genişlemeye rağmen hala işsizlik rakamları çok yüksek ve sanayi üretimindeki düşüş Euro bölgesini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Euro bölgesinde başlayacak ekonomik iyileşme ilk önce bize katkı sağlayacaktır. Çünkü en büyük ihracatımız Euro bölgesinedir.