Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın TBMM Genel Kurulu’nda HDP’li bayan milletvekili ile polemiğini biliyorsunuz.

“Hanımefendi sus. Bir kadın olarak sus” dedi diye HDP’li ve CHP’li bayan milletvekilleri Arınç’a saldırmaya başladılar. Meclis dışından da “Feminist damarı” kabaran bazı kaşarlar “Arınç özür dilesin” kampanyası başlattı adeta.

Bir kadına nasıl “Sus” denirmiş.

Bir kadın kadınlığını unutup kürsüdeki hatibi taciz edebilir, ama o hatip o kadın milletvekiline “SUS” diyemez. Bundan dolayı Arınç özür dilemeliymiş.

Eğer mesele Feministlik ise zamanında Ecevit, Merve Kavakçı’ya hakaret ederek “Bu kadına haddini bildirin” naraları atarken susan zihniyet şimdi neden bu kadar celalleniyor acaba? Bu söylenenler “sus” demekten daha mı masumdu? Merve Kavakçı da bir bayandı. Merve Kavakçı’nın “o gün için”  Meclise türbanla girmesini doğru bulmasam da gördüğü muameleyi tasvip etmem de mümkün değildir. (Yanlış anlamaya meydan vermemek için bu konuda kısa bir açıklama yapmak gerekir diye düşünüyorum:  Merve Kavakçı’nın o gün için Meclis’e türbanla girmesinin fincancı katırlarını ürküteceğini herkes biliyordu. Henüz şartlar olgunlaşmamıştı. Arının deliğine çöp dürtmenin bir anlamı yoktu. Nitekim 28 Şubat darbesi zamanın yanlışlığını da ortaya koyuyor. Recep Tayyip Erdoğan işin doğrusunu yaptı.)

CHP’li bayan vekiller feminist duygularla da olsa bir vatan hainine arka çıktıklarının farkındalar mı acaba?

Üniversite kapılarında yerlerde sürünen kızlarımızın dramlarında kıllarını kıpırdatmayanlar, şimdi bir kaşık suda fırtına koparmak istiyorlar. O zaman feminist değil miydiniz? Okuma hakları ellerinden alınan, sadece dini inancından dolayı başını örttüğü için “Zenci” muamelesi gören kızlarımızın yanında o zaman neden bir CHP’li bayan vekil yer almadı acaba?

Arınç doğru yapmıştır, destekliyoruz.

Millet notu verecektir.

Sizleri de anlıyoruz. Her feminist,  vatansever olmak zorunda değildir.

Atalarımızın dediği gibi:

Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.