Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adam, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş. Dükkâncı vermemiş. Garibanın canı da çok helva çekmiş. Dayanamayıp, dayak yemeyi de göze alarak başka bir helvacı dükkânına girmiş. Bir lenger helvayı önüne çekmiş ve hızla atıştırmaya başlamış. Helvacı adamın üstüne yürümüş; "Bre adam, sorup istemeden, parasını ödemeden böyle helva yenir mi?" demişse de adamın aldırmayıp atıştırmayı sürdürdüğünü gören helvacı, adama sille tokat girişmiş. Dükkânda tesadüfen bulunan Nasreddin Hoca müşterilere doğru dönüp: "Şu Konyalı helvacılar ne iyi adamlar; parası olmayan garibana bile döve döve helva yediriyorlar" demiş.

**

Gün geçmiyor ki hakem hatalarını tartışmayalım. Öyle bir hal almıştı ki ortalık, hızla ilerleyen teknolojiyi yeşil sahalarda VAR dediğimiz uygulama ile süsledik. Süsledik diyorum, çünkü eskiden kabul edilebilir hataları şimdi dijitalleşen ortamda kabul etmek veya sindirmek pek mümkün olmuyor. Ki ben bazı durumlarda hata değil hata gibi görünen kararlar verildiğini görüyorum. Yani hakem hatası değil hakem kararı diyelim. Hata olsa affedilebilir bir yönü mutlaka olur lakin hal böyle olunca işin içinde art niyet arıyorsunuz.

Telafisi olmayan haftalara girdiğimiz süreçte kırk bin seyirci önünde deplasmanda yaklaşık yetmiş dakika on kişi oynamak zorunda bırakıldığımızı hepimiz biliyoruz. Fırat Aydınus maçın genelinde kabul edilebilir bir maç idaresi yapsa da verdiği kritik bir kararla oyunun tüm akışını değiştirdi. Maçın kırılma noktasını belirleyen, belki de Konyaspor'u üç puandan edip Fenerbahçe'ye bir puan kazandıran Aydınus, bundan sonraki kariyerini Fenerbahçe'de devam ettirse yeridir. Sarı lacivertli takım Alex'ten sonra yerli Souza'sını buldu. Hayırlı olsun (!) diyelim.

Madalyonun diğer tarafında on maçta on yedi puan toplamış, on iki gol atıp dokuz gol yemiş Aykut Hoca’nın takımına ne diyeyim. Ligden düşmeme adına çaba sarf eden Fenerbahçe karşısında mutlak kazanmamız gerekirken elde olmayan imkanlar doğrultusunda bir puana sevinerek geldik İstanbul'dan. Hani deriz ya; canımız, paşa gönlümüz sağ olsun. Ligin zirvesine doğru daha emin adımlarla tırmanmak, istikrarı sürdürmek, kalıcı olmak istiyorsak önümüzde mutlak kazanmamız gereken iki maç var. Sonrası mı? Olmazsa bizde döve döve helva yediririz.