Bugünleri yaşayan herkes için artık hayatımızın geri kalanında  “salgın” kelimesinin çağrışımı çok daha manidar gelecek…

Bu durumun bize öğrettikleri eğer ömrümüz var ise gelecek kuşaklara aktaracaklarımız, kuşkusuz bize anlatılanlardan ayrı şeyler olacak.

İnsanlara yaklaşımlarımızdan tutun koyacağımız mesafeye, bugün için değil yarın için de; öksürene hapşırana veya yerlere tükürene bakış açımız değişecek.

Şöyle bir çevrenizi gözlemliyor musunuz mesela?

İnsanların birbirine bakışları bile kaçamak. Sosyoloji değişmiş durumda.

Algılarımız farklı çalışıyor.

Psikolojimizi sağlam tutmanın yolu “olaylara aşırı derecede kendimizi kaptırmamamızdan” geçiyor. Her saniye veri takip etmek, iddia sonucu bekler gibi bugün şu kadar vaka bu kadar ölüm olmuş demek canımızı sıkmaktan başka neye yarıyor?

Daha evvelde, evvela tedbir gerisi tevekkül demedik mi?

Sokağa çıkıyoruz insanların ruh halleri berbat durumda.

Geçecek, inancımız tam. Lakin geçip giderken bizi biz yapan değerlerimizden çok şey götürecek. Ne bir dostumuza eskisi gibi sımsıkı sarılabileceğiz ne de acaba demeden tokalaşabileceğiz!

Bu virüsün bize çok şey öğrettiği doğru. Hepimizi sağlık profesörlüğüne doğru yol aldırıyor. Öğrettiklerinin yanında yok ettiklerini de sürecin sonunda çok daha iyi anlayacağız…

DEVLET GEREKENİ YAPIYOR

Hani derler ya “ya devlet başa ya kuzgun leşe” çok şükür ki başımızda olayı çok doğru ve akılcı bir şekilde koordine eden devletimiz var.

Avrupa’nın hali ortada. ABD’de bile şehir şehir uygulanan karantinalar var.

Gıdada stok yapandan medikal malzemede devlete karşı gelene kadar çok şükür dirayetli bir şekilde dimdik mücadele ediliyor.

Esnaftan çalışana vatandaşa her kesime destekler yoğun bir şekilde veriliyor.

Her şeye muhalefet olan ve bunları az bulan tiplere bugünlerde verilecek çok cevap var ya!

Dirliğimiz her şeyden daha önemli…

Allah devlete millete zeval vermesin!