Gölyazıspor'da şampiyonluğun öyküsü

Gölyazıspor'da  şampiyonluğun öyküsü
Konya Amatör Futbol Ligi Süper Grup’ta, bitime 3 hafta kala şampiyonluğunu ilan eden Gölyazıspor’da teknik direktör Dr. Bekir Mehtap, şampiyonluğun öyküsünü Pusula’ya anlattı

Konya Amatör Futbol Ligi Süper Grup’ta bitime 3 hafta kala namağlup şampiyonluğunu ilan eden Gölyazıspor’da teknik direktör Dr. Bekir Mehtap şampiyonluğu öyküsünü Pusula’ya anlattı. İşte aynı zamanda Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Dr. Bekir Mehtap’ın ağzından Gölyazıspor’un şampiyonluk öyküsü…

 

mehtap.jpg

GÖLYAZISPOR’U SEÇMEMDEKİ EN BÜYÜK ETKEN ŞAMPİYONLUK HEDEFİ OLDU

Haziran ayının ikinci yarısıydı Gölyazıspor yöneticisi Faruk Bozdağ’ın benimle temasa geçtiği zaman dilimi. Fakat o dönemde, Atletik Performans kursu için İstanbul’daki Riva Milli takımlar kamp merkezindeydim ve kendisine döndüğümde görüşebileceğimizi ilettim. Sonrasında, Başkanımız Yusuf Buhurcu ve Abdullah Yeşilırmak’ında olduğu bir görüşme sonrasında genel olarak tüm şartlarda anlaştık. Benim için anlaşmamızdaki en büyük etken, hedeflerinin “Şampiyonluk” olduğunu söylemeleri oldu tabi ki. Çünkü kendi hedeflerim doğrultusunda benim için bir tercih sebebiydi bu. Bu noktada tabi ki, başarının öncelikli kaynağı Yönetimin bana hem oyuncu seçimlerimde hem de çalışma süreci içerisindeki taleplerim noktasında olumlu yanıt vermeleri oldu.

1-1.jpg

golyazii.jpg

14 YENİ OYUNCUYU TAKIMA DAHİL ETTİK

Ardından, zor bir süreç olan transfer dönemine başlayarak, mevcut kadrodan 8 futbolcu olmak üzere 14 yeni oyuncu ile anlaşarak 22 kişilik bir kadro oluşturduk ve 15 Ağustos tarihinde saha çalışmalarımıza başladık. Yaklaşık 8 haftalık yoğun bir hazırlık döneminden sonra, ligin başlamasına fiziksel olarak son derece hazır bir görüntü içerisindeydik. Oyuncularım bu periyotta gerçekten takdir edilecek bir çalışma performansı sergilediler. Hepsi birbirinden kaliteli, yetenekli ve hırslı oyunculardı. Buna birde forma rekabeti ve oynama isteği de eklenince, neredeyse antrenman tempomuz bile son derece etkileyici bir hal almıştı. Bu durum beni tabi ki memnun ederken, maç kadroları oluştururken de zorlayacaktı elbette. Çünkü oyuncularımın birçoğu, daha önce kulüplerinde devamlı olarak oynayan oyunculardı ve her biri oynamak istiyorlardı. Böyle bir takım oluşturmak, taraftarlarımızda olduğu kadar kamuoyunda da beklentiyi yükseltmişti ve bütün gözlerin bizim üzerimizde olduğunu biliyorduk. Fakat bu durumu, bir baskı kaynağı olmaktan ziyade, bir motivasyon unsuru haline getirmeliydik ve pozitif olarak kullanabilirdik. 

1-3.jpg

SEZONA İYİ BAŞLAMAK HER ZAMAN ÖNEMLİDİR

Hazırlık döneminin ardından sezona başladık ve ilk maçımızda deplasmandaydık ve zor bir rakip olan Karapınar Belediyespor’a karşıydı, üstelik bir önceki sezon BAL liginde mücadele etmişlerdi. Sezona iyi başlamak futbolda her zaman çok önemlidir. Bu anlamda, maçı kazanmak bizim için son derece değerliydi ve öyle de oldu, maçı 2-0 kazandık. Fakat bu yalnızca iyi bir başlangıçtı. Bir sonraki maçta, lige şampiyonluk hedefi ile başlayan ve kaliteli bir kadro kuran Çatalhüyük Çumra Belediyespor’la evimizde karşılaşacaktık.

Fakat anlamsız bir şekilde, çok önemli bir maç öncesinde hafta boyunca, sonrasında hem ASKF hem de TFF tarafından kulüp olarak haklı bulunduğumuz bir kırmızı kart mevzusu ile uğraşmak zorunda kaldık. Kulüp olarak haklı bulunmuştuk fakat savunma oyuncumuz Halil bu süreçte oynayamaz duruma düşmüştü. Yine aynı hafta, bir başka savunma oyuncumuz Selçuk antrenmanda sakatlandı ve 7 hafta sürecek olan bir sakatlık yaşadı. Sakatlıklar elbette bizi üzmüş olsa da, takımda 22 oyuncu vardı ve herkes görev verildiğinde bir başka arkadaşının yerini aratmayacak kadar kaliteliydi. Bu sebeple asla sakatlıklar bizim için eksik oyuncu anlamı taşımıyordu. Sonunda hafta sonu geldi ve zorluk derecesi yüksek bir maç bizi bekliyordu. Maç tamamen bizim üstünlüğümüzle başladı ve baskılı oyunumuzla birlikte üst üste pozisyonlar buluyorduk. Rakip kapanmıştı ve uzun toplarla ve hızlı hücumlarla atak yapmaya çalışıyordu. Ancak yüksek toplardaki üstünlüğümüz sayesinde rakibe pozisyon vermiyorduk. İşler iyi gidiyor derken, maçın hakemi dakika 30’da, yardımcısının uyarısı ile topun oynanmadığı bir bölgede santraforumuz Rafet’i kırmızı kartla oyundan attı ve 10 kişi kaldık. Bu durum bizi olumsuz etkileyecek mi derken tam tersi ekstra bir motivasyon sağlamıştı. Tek odaklandığımız nokta maçı kazanmaktı. İkinci yarı başlamıştı ve eksik olmamıza rağmen aynı baskımızı ve oyun üstünlüğümüzü devam ettiriyorduk, çünkü kazanacaktık, başka bir ihtimal yoktu bizim için. Ardından dakikalar 65’i gösterdiğinde, sonunda sakatlanarak oyundan çıkmasına sebep olsa da, takım kaptanımız Serkan ceza sahasında yakaladığı pozisyonda bize penaltı kazandırdı ve Gökhan’ın penaltıyı gole çevirmesiyle 1-0 öne geçmiştik. Sonucunda, uzatmalarla beraber yaklaşık 75 dakika 10 kişi oynadığımız maçı kazanmıştık. Fakat öyle ki, bu maç bize 3 puandan fazlasını kazandırmıştı. Takım ruhu ve arkadaşlık anlamında son derece önemli bir eşik noktası olmuştu bizim için. Dahası, oyuncularım çok sıkı bir çalışma periyodu sonrası elde ettikleri fiziksel gücü bir noktada test etmiş oldular ve öz güvenimizin gelişimi açısından bizi çok ileriye taşımıştı bu maç. Kısacası, şampiyonluk yolunda çok önemli bir viraj olmuştu bizim için bu galibiyet.

73323459-540334223210210-6553656340307247104-o.jpg

OYUN GÜCÜMÜZ HER MAÇ DAHA DA GELİŞTİ

Bunun yanı sıra, oyun gücümüzde her maç daha da gelişiyordu tabi ki ve her hafta hedefe biraz daha yaklaşıyorduk. Ligin ilk yarısı bittiğinde hiç yenilmemiştik ve ligin en az gol yiyen ve en fazla gol atan takımıydık. 2.sıradaki rakibimizle de 4 puan fark vardı. Ligin ikinci yarısı daha zor geçecekti, biliyorduk. Takımlar transferler yapacak, güçlenecek ve daha fazla çalışacaktı. Fakat bizde asla rehavete kapılmadan, son derece ciddi ve sıkı bir devre arası geçirerek ligin kalanı için iyi bir şekilde hazırlandık. Çünkü artık bizim için 2. yarıda geri sayım başlayacaktı ve her maç final niteliği taşıyacaktı. Bu sebeple, asla gevşemek ve çalışmaktan taviz vermek yoktu. Maçlar devam ettikçe, çektiğimiz çilenin karşılığını almaya devam ediyorduk ve neticesinde her hafta sahadan başımız dik, alnımız yukarıda ayrılmayı alışkanlık haline getirmiştik. Rakiplerimiz puan kaybederken, biz ise her hafta puan farkını biraz daha açıyorduk ve15.hafta itibariyle, en yakın rakibimizle puan farkını 9’a çıkarmıştık. Kalan maçlarda da galibiyet serimiz devam etti ve aynı puan farkını koruyarak, çok şükür ki; 19.hafta sonunda ligin bitimine 3 hafta kalmışken matematiksel olarak şampiyonluğu elde ettik, üstelik hiç yenilmeden. Bunu özellikle söylüyorum, çünkü 19 hafta boyunca yenilmeden namağlup devam etmenin, önemli bir başarı göstergesi olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple oyuncularımın, şampiyonluğun haricinde de ciddi bir başarıya imza attıklarını söylemem gerekiyor.

1-2.jpg

BAŞARIDA BİRÇOK KİŞİNİN EMEĞİ, HAKKI VE ÖZVERİSİ VAR

Gölyazıspor’un elde ettiği başarıda elbette birçok kişinin emeği, hakkı ve özverisi var. Bunun yanı sıra elbette kendi içinde de birçok hikayesi var tabi ki. Sezon boyunca problemsiz, sıkıntısız geçen tek şey maç skorlarımızdı dersem yanlış olmaz herhalde. Her şey yolunda gitti dersek gerçeği yansıtmış olmayız. Elbette bizde birçok problem ve sıkıntı yaşadık.

86621797-621925425051089-8502933926270992384-n.jpg

YARI SAHADA ANTRENMAN YAPABİLDİK

Örneğin; sezon boyunca akşam saatlerinde sadece yarı sahada antrenman yapma şansı bulan takımlardan biriydik. Kendi tesisi, çim sahaları ve statları olan ilçe takımları ile kıyasladığımızda çalışma koşulları adına ciddi bir dezavantajdır bu durum. Bu açıdan bakarsanız, sezon süresince tam saha çalışma imkanı bulamadan şampiyonluğu elde eden bir takımız biz. Bunun yanı sıra, herkes kadar bizde ekonomik açıdan sıkıntılar yaşadık mı yaşadık. Rakiplerimizin neredeyse tamamının Belediye destekli takımlar olduğu düşünülürse, sadece Gölyazı halkının destekleri ile ayakta kalan bir kulübün ekonomik açıdan aksaklıklar yaşamasının son derece normal bir durum olduğunu söyleyebiliriz.  Sezon süresince birçok sakatlık yaşadık fakat asla eksik kalmadık. Her maçımız ciddi bir seyahat süresinden oluşuyordu çünkü Konya merkezden iç saha maçlarımızı oynadığımız Gölyazı’ya gitmek bile 2 saat sürüyordu. Maç öncesi otellerde kampa giren rakiplerimizin olduğunu düşünürsek, bu seyahatlerin üstelik maç günü olması bizim için ekstra bir yorgunluk oluşturuyordu elbette.

2-2.jpg

İBRAHİM SÜNER’İN KAZASI BİZİ ÇOK ÜZDÜ

Sezon içerisinde bizi en çok üzen olaylardan bence en etkilisi de, yardımcı antrenörümüz H. İbrahim Süner’in ciddi bir trafik kazası geçirmesiydi. Şu an hala hastanede tedavisi sürmekte. Bu durum bizi moral anlamında ciddi derecede olumsuz etkiledi diyebilirim. Herşeye rağmen, hiçbir zaman bu gibi bahanelerin arkasına sığınmadık, hiçbir şey şampiyonluk arzumuzun önüne geçmedi ve hiçbir zaman yaşadığımız olumsuzlukları dışarıya yansıtmadık. Asla bunları şikayet olarak söylemiyorum fakat biraz olsun, kısa kısa bu yolun dikenlerinden bahsetmek için dile getirmek istedim.

2-4-002.jpg

YÖNETİM KURULUMUZA TEŞEKKÜR EDİYORUM

Öncelikle göreve başlama sürecim dahil olmak üzere, tüm sezon boyunca desteklerini hep hissettiğimiz Yönetim Kurulumuza teşekkür etmek istiyorum.Sonrasında, her türlü sıkıntımızda yanımızda hissettiğimiz Başkanımız Yusuf Buhurcu’ya, finans noktasında yükün altındaki en büyük pay sahibi yönetim kurulu üyemiz Abdullah Yeşilırmak’a, her zaman yakınımızda hissettiğimiz ve bizlerle her zaman bir arada olan yönetim kurulu üyemiz Faruk Bozdağ’a ve maddi anlamda yükünü çeken tüm yönetim kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum.

693d8323-bf6a-40e5-944d-d78ec8ec0ac3.jpg

untitled-2.jpg

OYUNCULARIM YÜREKLERİNİ VE KİŞİLİKLERİNİ ORTAYA KOYDU

Sezon boyunca tüm zorlamalarıma rağmen, her zaman istekli, hırslı ve çalışkan bir görüntü sergileyen ve bence bu işin aslında baş aktörleri olan oyuncularıma teşekkür ediyorum. Yüreklerini, kişiliklerini ve karakterlerini ortaya koydular ve hak ettiklerini aldılar. Bu noktada takım kaptanlarımıza ayrıca parantez açmam gerekiyor. Kaptanlarımız Serkan, Nuri ve Kemal, saha içinde gösterdikleri performanslarıyla büyük katkı sağlarlarken, saha dışında ise düzgün ve sağlam kişilikleriyle, tüm arkadaşlarına örnek oldular. Her zaman pozitif ve birleştirici oldular. Bu anlamda kaptanlarımız en büyük yardımcılarımdı diyebilirim. Malzemecimiz ve emekçimiz, tabiri caizse sezon boyunca arkamızı toplayan Halil abimize de teşekkür etmeden geçmek elbette olmaz. Sezon boyunca kahrımızı çektiği için O’na da ayrıca teşekkür ederim. Elbette bu başarıda pay sahibi olan ismini sayamadığım daha birçok insanın hakkı ve emeği var. Hepsine teşekkür ediyorum. Haklarını helal etsinler.

 

89854602-639698856607079-1260461580118654976-o.jpg

91fe8993-63a2-4588-83d1-4852476cb29b.jpg

EN BÜYÜK PAY TARAFTARIN

Son olarak tabi ki, bu takımın elde ettiği başarıda en büyük pay sahibi olan büyük Gölyazıspor taraftarına da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu takım ayakta ise onların sayesindedir. Maddi ve manevi hiçbir destekten kaçınmayan başta yurt dışındaki Gölyazısporlu gurbetçi taraftarlarımız olmak üzere, Gölyazı ve Cihanbeyli halkı ile esnafına her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Emin olsunlar ki; destekledikleri sürece Gölyazıspor her zaman ayakta kalacak ve daha nice başarılara imza atacaktır.

89976386-639698396607125-1244059392073007104-o.jpg

89813413-639698206607144-8446320012427264000-o-1.jpg

89778885-639698326607132-6288939939438526464-o.jpg

89815886-639698153273816-1451339246831927296-o.jpg

89778875-639698023273829-6012073037434716160-o.jpg

2-1.jpg

ŞAMPİYON GÖLYAZISPOR KADROSU

Ahmet Çeşen 

Berat Tapu

Doğu Gültekin          

Emre Gültekin           

Enes Özdemir

Gökhan Özenç

Fatih Bayrak  

Hakan Koç    

Halil Candemir          

Hüseyin Akoğlu

Hüseyin Kılıç 

İbrahim Yıldız           

Kadir Küçüksarı        

Kemal Karabulut       

M. Zeki İyitartar        

Mustafa Güven         

Mustafa Sarıdaş        

Nuri Arıkan               

Rafet Çetinkaya        

Selçuk Kütükerler     

Serkan Kaya  

TEKNİK DİREKTÖR: Bekir Mehtap

YARDIMCI ANTRENÖR: H. İbrahim Süner

MALZEMECİ: Halil Kırkaş

YÖNETİM KURULU: Yusuf Buhurcu (Başkan), Abdullah Yeşilırmak, Faruk Bozdağ, Muhittin Buhurcu, Servet Saraçoğlu, H. Osman Apaydın, Hacı Karabulut, Yusuf Buhurcu (Xelikan), Hacı Apaydın, Fuat Koçak, Bilal Duvarcı

M. Mustafa Özdemir

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.