Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirmemek için başvurulan onca hileler, oyunlar, takla atmalar işe yaramadı. Seçildi ve neredeyse görev süresini tamamlama aşamasına bile geldi. Şimdi bundan sonrasının ne olacağı tartışılıyor.

Cumhurbaşkanı kim olsun, ya da kim olmalı, Türkiye bunu konuşuyor.

Muhalefet yine iktidarın önünü tıkamak için çareler araştırıyor. Hatta iktidarın önünü kesmek için ortak aday arayışlarına bile girdiler. Bulabilirler mi, zor. Bunlardan ne köy olur, ne kasaba. Ama dostlar da alışverişte görsün diye çarşı, pazar dolaşıyorlar.

Cumhurbaşkanını halk seçecekse. Yasa, Cumhurbaşkanı olabilecek kişiyi tarif etmişse. Aday olacak kişiler de bu tarife uyuyorsa neden olmasın? Olur.  Bal gibi de olur. Ama Kılıçdaroğlu “olmaz” diyor. Bu defa da dediği ile kalacak, millet bildiğini okuyacak.

Yarınlar için kehanette bulunmak değil niyetim. Bugünden yola çıkarsak, bugünkü mevzuata göre Cumhurbaşkanının etkinliğini de dikkate alırsak Başbakanın Cumhurbaşkanı olmasını ben yararlı bulmuyorum. Bundan önceki örneklerine de bakacak olursak, Demirel Cumhurbaşkanı oldu, DYP eridi. Özal Cumhurbaşkanlığına geçti, ANAP bitti. O gün için yakalanmış olan istikrar da yerini kaosa bıraktı.

Bugün, –bazı kesimler kabul etmeseler de- Türkiye istikrarı yakalamış durumda. Bu durumun devam etmesi gerekiyor. Yarın, AKP de önceki partiler gibi olur mu endişesi yok değil. Bu kervanın yürümesi gerek. Erdoğan’sız bir AKP’nin ne kadar başarılı olacağı merak konusu.  Bazı kesimlerin “Erdoğan Cumhurbaşkanı olacak, Anayasa değiştirilerek Başkanlık sistemine geçilecek” söylemlerini ben doğmamış çocuğa don biçmeye benzetiyorum. Hocanın göle maya çalması gibi “Ya tutarsa” denileceği gibi, bir de bunun tersi var. “Ya tutmazsa !”

Öncelikli konu her ne kadar Cumhurbaşkanlığı olsa da, Başbakanlığı da yabana atmamak gerek. Hadi diyelim Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu. Peki Başbakan kim olacak?

Yine bazı kesimler Cumhurbaşkanı Sayın Gül’ün Başbakanlığa geçmesini de öneriyorlar.

Cumhurbaşkanı Sayın Gül, bulunduğu makamda gerçekten de makamın asaletine uygun, saygın bir hizmet vermiştir. Cumhurbaşkanlığı Makamı bu ülkenin en üst makamıdır. Cumhurun başkanıdır. Başkomutandır. 80 milyonluk bir ülkede bir tane Cumhurbaşkanı vardır. Bu yüce makamda görev yapan bir kişinin, bu görevden sonra siyasi arenada yer alması –bana göre- yakışık almaz. Sayın Gül aklımızda, gönlümüzde hep o makamın vakarı ile hatırlanmalı, ayrıcalıklı yeri hiç lekelenmemeli.

Gül nazlı ve asil bir çiçektir. Dış tesirlerden çabuk etkilenir. O’nu iyi korumalı, Gül’ü soldurmamalı…