Sevgili dostlar, bugün gelin isterseniz zan’nı konuşalım.

Hani şu kesin olarak bilgimiz olmadığı halde ahkam kestiğimiz, yargıladığımız, hatta cezasını belirlediğimiz konular var ya. İşte onu konuşalım.

Gerçekten de zan, amansız bir hastalık. Bu hastalık bir çoğumuzda da bulunmakta. İşin kötüsü doktorlarda bunun ilacı da yok.

“Duydunuz mu, falanın kızı falanın oğlu ile…”

“Diyorlar ki falan memur rüşvet alıyormuş…”

“Haa! O komşu mu ona sübyancı diyorlar…”

İtiraz edecek olsanız cevap hazırdır. “Ateş olmayan yerden duman çıkar mı? Kim bilir ne yapmıştır?”

Sevgili dostlar. Cehennemde odun yoktur biliyor musunuz? Oraya giderken biz götürüyoruz odunları. Şu tutamadığımız dilimiz var ya. Hani kemiği olmayan dilimiz. O bizi rezil de eder, vezir de. Suç kemiği olmayan dilde değil aslında. Suç bizde. Altımıza atılacak odunları kendimiz topluyoruz vesselam.

Gözümüzle görmediğimiz, birilerinin aktardığı ile görmüş gibi şahitlik ettiğimiz konular var ya, işte onlar bizim cehennemdeki odunlarımız. Kimden duyarsanız duyun, gözünüzle görmediğiniz hiçbir konuya şahitlik etmeyin. “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyerek de kendinizi haklı çıkarmaya çalışmayın.

Allah, Hucurat suresinde biz insanlara şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.”

Müslüman, din kardeşi için iyi zanda bulunabilir. Buna da “Hüsnü zan” diyoruz. Ancak “Sui zan” dediğimiz kötü zan yasaklanmıştır. Hatta iyi zanda bulunan kişi düşüncesini gerçekleştirmese de sevap kazanmaktadır. Şöyle ki; Sıkıntıda olan bir din kardeşiniz için içinizden “Keşke imkanım olsa da yardımda bulunsam” deseniz, ama yardım edemeseniz. Allah, size iyi niyetinizin karşılığını verecektir. Ama kötü zanda ise kafanızdan geçen kötülüğü gerçekleştirmeseniz de hanenize günah hemen yazılmaktadır.

Tercih size kalmış.

Sizleri çok seviyorum.

Allah hepinizin de işlerini rast getirsin inşallah.