Hayat Bir Konuşma Biçimidir

         Hayatımız bir konuşma biçimidir. İlk sözümüz ise kadındır. Dünyaya doğru hicretin ilk hicranlı çığlığını bir kadının varlığından süzeriz hayatımıza. Ayrılık hikâyemiz başlar. Sonra hep ayrılır dururuz birbirimizden. Bütün bu kopuşlar kendimize yabancılaşmayla birlikte alışmayı da beraberinde getirir. Ana yurda özlemin dışında bir çağlayışla dalgalanır durur içimizde ayrılığın denizi. Bir kıyı ülkesinden bir başka kıyı ülkesine taşırız yorgun varlığımızı.

         …

         Sevmekten çok sevilmek iyi gelir insana. Bizi seven bütün duygusal yaralarımızı sarar.

         …

         Kusursuz değiliz. Kusursuz olmadığımızın bilicine varabilseydik, kusurlarımızı kabullenebilirdik. Bu yüzden bozuktur konuşma biçimimiz. Bırakın beden dilimizi, konuşma dilimiz bile kekredir. Az sonra öfkeye bulanacak gibidir bütün sözcükler.  Seviyesini belirleyemediğimiz ses tonumuzun bedenimize yayılışı, bedenimizden dalga dalga karşımızdakine akışı, bir anda tedirginliği alevleyiverir. Varlığın kutsal mekanı varlığımız kendi bedduasına sarılır: Her insan bir aynaysa karşımızdakine baktığımızda kimi göreceğiz?

         …

         Dilimiz, dilimizin varlığında gezinen sözcükler birer okunmuş su kaplarıdır. Ancak bir anda tükürük hokkasına çevirebiliriz bu muhteşem sözcükleri. İnsan olmaktan sorumluluğumuzu başkasının insan olma sorumluluğuna yükleriz. Duruşumuzun konuşma biçimi öylesine ezicidir ki, sustuğumuzda bile artık her şey konuşmaktadır. Eşya bize benzemiştir ve o da öfkesini kusmaktadır her şeye. Saldırganlığın seviyesini sözler değil şiddet belirler.

         Kendine yabancılaşıveren insan bu korkunç varlığını da yadsımaz. Hayat hakkı tanımadığımız her şey bizi tehdide başlar.

Öfkene yenildiğin için mutlu ol insancık.

         …

         İnsan kendi kariyer planlamasını yapabilseydi yine şu anda bulunduğu yerde olurdu. Bütün hamleler trafik bir sona matuftur çünkü. Çünkü bulunduğumuz yer hiçbir zaman istediğimiz yer değildir. Oysa bulunduğumuz yer için nefes tüketmişizdir yıllarca.  

         Hepimiz, kendi kıyı ülkemizin çocuklarıyız. Zamanın dalgaları bizi şekillendirecek ve bu teslimiyet kaderin ve kazanın ötesinde bize kendi varlığımızla birlikte bir Yaratıcının varlığını da duyumsatacak.

İnsan, kendini kendisiyle yaşattığı gibi kendisinin de cellâdıdır. Ve gün gelir söz uçar, yazı da uçar; öfke ve yemin kalır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ularasba Arşivi

TÜRKİYE OBEZLEŞİYOR

10 Şubat 2017 Cuma 20:30

“TIR TERÖRÜ YAŞIYORUZ”

10 Aralık 2016 Cumartesi 20:38

Balıklarla uçmak

02 Ekim 2014 Perşembe 19:25

Dokunuş

23 Mayıs 2014 Cuma 19:31

Bir Taşmı Arzuluyorsun Gül İste

16 Mayıs 2014 Cuma 19:17

Zamanın Merhameti

08 Mart 2014 Cumartesi 21:07

Bana Mutlu Bir Yalnızlık Gösterin

22 Şubat 2014 Cumartesi 20:49

Aklı Ele Geçirmek İçin Yeni Yollar

15 Şubat 2014 Cumartesi 17:26

Yarım Bir Yaşamak

08 Şubat 2014 Cumartesi 18:16