"Hayat değiştiren eğitimler burada”

"Hayat değiştiren eğitimler burada”
42. yılını dolduran Selçuk Üniversitesi bünyesinde bulundurduğu birçok kurum ile “ilkleri” bünyesinde bulundurmaya devam ediyor.

 Bu kapsamda  Sürekli Eğitim Merkezi de insanların hayatına dokunarak, kendilerine adeta yeni bir yaşam seçeneği sunuyor. Biz de “hayat değiştiren eğitimler” sloganıyla yola çıkan Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Birol Gülnar ile kurum bünyesinde eğitimleri ve yapılacak projeleri konuştuk.

Selçuk Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi hangi amaçla kuruldu, ne gibi görevler üstleniyor?

Sürekli eğitim merkezlerinin Türkiye’de kuruluş amaçları ortak diyebiliriz. Bölgesel ve yöresel spesifik farklılıkları olabilir ancak yerine getirmeleri gereken misyon baktığımızda çok önemli. Çünkü üniversiteler bilimsel bilgi üretmekte ve ürettikleri bu bilimsel bilgi birikimini içinde yaşadıkları toplumların sorunlarını gerek fen bilimleri, gerek sosyal bilimleri anlamında çözümüne uygulamakla mükellefler. Sürekli Eğitim Merkezi, Selçuk Üniversitesinin şuana kadar elde ettiği akademik bilgi birikimini toplumun, sektörün, profesyonellerin hizmetine sunmak noktasında adeta vitrin görevi görüyor. Dinamik, sürekli değişen bir toplumda sürekli ortaya çıkan eğitim ihtiyacının telafi edilmesinde sürekli eğitim merkezleri önemli bir işlev görüyor. Çünkü yeni araçlar, yaklaşımlar, teknikler ortaya çıkıyor. Piyasada bu ortaya çıkan yeni ihtiyaçlara karşılık insan kaynağınızın da donanması gerekiyor. Bu anlamda sektörün de bu ihtiyacının karşılanması noktasında üniversitelerin sürekli eğitim merkezlerinin ve özelde de Selçuk Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin çok büyük bir önem taşıdığını düşünüyoruz.

Donanımlı insan kaynağından bahsettiniz, bu noktada özel kuruluşlarla iş birliğiniz oluyor mu? Yine üniversite öğrencilerine ne gibi katkılarınız oluyor?

Bazen firmalara gidip sorunları yerinde teşhis edip hekimin hastasına reçete yazdığı gibi onlara reçete yazdığımız dahi oluyor. Sürekliliği olan her yıl devam eden eğitimlerimiz de var. Diğer taraftan öğrencilerimiz için de merkezimizin önemli bir konuma sahip olduğunu söyleyebiliriz. Fakültelerimiz mümkün olduğunca yeni şartlara uygun müfredatla öğrencileri yetiştirmeye çalışıyorlar. Lakin özellikle devlet sektöründe işler yavaşlayabiliyor ya da piyasa değişikliğine anında refleksler veremeyebiliyor. Biz bu tepkilere anında refleks verebiliyoruz. Eğitim şartlarını fiziksel şartlarımız dâhil olmak üzere bütün bu yeniliklere uygun hale getirebiliyoruz. 42 yıllık üniversiteyiz ve 4 bine yakın akademisyenimiz var. Ancak bazen çok spesifik, özel uzmanlık alanı gerektiren konularda dışarından uzman alımına da açığız. Dolaysıyla bütün bunları bir araya getirdiğimiz zaman reel sektörün dinamizmine çok uygun bir örgütlenme yapısına sahibiz. Üniversite yapısında olmamıza karşın yapmaya çalıştığımız iş, kamu kuruluşlarının sahip olduğu dezavantajları minimum düzeye indirip, refleksleri özel sektör reflekslerine sahip bir kuruluş olarak hareket etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken elbette ki 42 yıllık bir üniversite olmanın akademik bilgi ve birikimini sonuna kadar kullanmaya çalışıyoruz ki bu bizim en büyük avantajlarımızdan birisi.

“Hayat Değiştiren Eğitimler” sloganı ile yola çıktınız. Sloganınızın çıkış noktasından bahseder misiniz?

Çok içimize sinen bir slogan oldu ve laf olsun diye onu oraya yazmadık. Kamu sektöründe dahi günümüz toplumunda belli bir sosyo-kültürel tabakadan daha üst sosyo-kültürel tabakalara transfer olmanın en kestirme yolu eğitimden geçiyor. Aileler çocuklarını nitelikli ve iyi bir mesleğe sahip olmaları için okutuyorlar. Hal böyle olunca insanlar çocuklarını üniversitelere hayatlarını değiştirmeleri için yolluyor. Biz bu isteği yakaladık ve bu dinamizmimizle bütünleştirerek insanlara bir vaatte bulunuyoruz. Bu vaatte de, insanlara geleceğe güvenle bakmalarını, iyi bir yuva inşa etmelerini sağlayacak toplumsal güvencenin anahtarını sunmak ve onun ışığını Selçuk Üniversitesinden yansıtmak var. 7’den 70’e üniversitede okuyan çocuklarımızdan, sanayide çıraklık yapan gencimize kadar herkes bu sloganımızın kapsama alanı altına giriyor. Aynı zamanda verdiğimiz sertifikalar laf olsun diye değil, insanlara kazanç kapısı sunuyor ve bu da kişilerin hayatını değiştiriyor.

Merkezinizde kaç kurs bulunuyor?

200’den fazla kursumuz var. Sınıf kapasitemiz ise 15-25 kişi arasında dalgalanıyor. Mümkün olduğunca sayımızı 20’nin üzerine çok fazla çıkarmıyoruz. Çünkü bu eğitimler özel ve insanlar fedakârlıklarla bulunarak buraya geliyor.

Kurslarınızın hepsi ücretli mi?

Kurslarımızın hepsi ücretli. Ancak şuanda kamu yararına bir takım eğitim çalışmalarına da başladık. Burada eğitim veren hocalarımızın hepsi donanımlı. Tabii ki bu hocalarımızın emeklerinin karşılığını vermemiz gerekiyor ve bu ücretleri almak zorundayız. Ancak bir kamu kuruluşuyuz ve kamu kuruluşu olarak sosyal sorumluluk projeleri yapmamız gerektiğimizin farkındayız. Şuanda web sitemizi yeniledik. Orada güncel ihtiyaçlara göre kısa kısa hazırlanmış küçük eğitim filmleri yapıp herkesin erişimine açmak istiyoruz. Herkes bu site sayesinde dilediği saat ve günde bilgiye erişim sağlayabilecek. Ancak eğer kişiler sertifika isterse bunu belli bir ücrete tabi tutabiliriz.

Talepler doğrultusunda kursları yönlendiriyor musunuz?

Elbette. Bazen öğrencilerimizden ve hocalarımızdan talepler geliyor. Felsefimiz şu, dersi verecek uzman varsa dersi alacak kursiyer varsa biz her zaman varız.

Uzaktan eğitim çalışmalarınız var mı?

Evet, uzaktan eğitimi çok önemsiyoruz. Çok büyük bir online eğitim projemiz var. Sayın Rektörümüz Mustafa Şahin, kampüs içinde bulunan BİMER’i tahsis etti. Hem halka hem de öğrencilere hizmet noktasında çok önemli bir örgütlenme yapısına sahip olacak. Uygulamalar yine burada olabilir ama teorik kısmı uzaktan eğitim olarak yapmayı planlanıyoruz.

200’den fazla kursunuz olduğunu söylediniz. Bu kursların içerisinden en çok talep görenler hangileri oluyor?

Aile danışmanlığı, suni tohumlama. uygulamalı dış ticaret, 3D Max, Autocad kurslarımız oldukça talep görüyor. Bazı alanlarda isminin hiç duyulmadığı kurslara talep var. Örneğin Kimya bölümünde hey biensi kursumuz var ve bu manada kurs veren kurum neredeyse yok. Bu noktada çok önemli bir boşluğu dolduruyoruz. Biz bu kursları vermesek ihtiyacı olan kişiler şehir dışlarına giderek bu eğitimleri alacaklar. Sınavlara yönelik hazırlık kurslarımız var. İki önemli yeni kurs açtık: avukatlar için arabuluculuk ve sermaye piyasası kurumu gayrimenkul değerleme eğitimi. Bu noktada Konya’da yaşayan insanların ayaklarına piyasa tarafından karşılamayan spesifik kursları açmaya çalışıyoruz.

Bünyenize mesleki yeterlilik sınavlarının da verilmesi söz konusuydu. Bu noktada ne aşamadasınız?

Vizyonel proje dediğimiz birinci proje uzaktan eğitim, diğeri ise mesleki yeterlilik kursu oldu. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde Çalışma Bakanlığı ile koordineli olarak 48 meslek grubunda sertifika sahibi olma zorunluluğu getirdi. Konya’da bu noktada çok büyük bir eksiklik olduğunu fark ettik. Meslek standartlarına uygun sınavlar yapıyorsunuz ve ilgili şahıs bu sınavlarda yeterliliği göstermişse sertifikasını teslim ediyoruz. Bu durumun hepimizin hayatını doğrudan etkileyecek bir proje olduğunu düşünüyoruz. Yolda yürüdüğümüz kaldırımın kalitesi bile buna bağlı. Dolaysıyla bu ilgili mesleklerin saygınlığını yükseltilmesi noktasında da çok ciddi bir hamle olduğunu düşünüyoruz. Sertifikalandırmanın üniversiteye yakışacağını düşündük. Bu yılın içerisinde yetki belgesini alacağız. 4 meslekten 35 farklı alanda başvurumuzu gerçekleştirdik. Sürecin yarısını aşmış durumdayız. Süreci tamamlandığımız da ülkemize önemli bir hizmet vereceğiz.

Yurtdışı programı ile ilgili çalışmalarınız bulunuyor mu?

Evet, bunun için PEARSON isimli bir uluslararası İngiltere merkezli kuruluşla görüşmemizi gerçekleştirdik. Bu arkadaşlarla MYK’da yaptığımız işin uluslararası boyutunu gerçekleştireceğiz. İnsanlara dünyanın 178 ülkesinde geçerli sertifikalar vereceğiz. Bu sertifikaları alan arkadaşlarımız resmen uluslararası ulaşıma girmiş olacaklar. Bu bizi çok heyecanlandıran çılgın proje olacak.

Sertifikalı Taraftar projesini gerçekleştirdiniz….

Konyaspor’la çok güzel bir proje yaptık. “Fairplay tribünde başlar” projesini gerçekleştirdik ve sertifikalı taraftar kavramını Türkiye’nin gündemine soktuk. İlk 200 kişilik eğitimimizi tamamladık ve ilk sertifikalarımızı teslim ettik. Bir anlamda taraftarlarımızın mezuniyet törenini yapmış olduk. Bu da içinde yaşadığımız Konya’ya ve onun değerlerine ve sorunlarına yabancı kalmadığımızı gösteren bir örnek.

Selçuk Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi ilerleyen zamanlarda kendini nerede görmek istiyor?

Selçuk Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi eğitim anlamında önce Konya yerelinde ardından bölgesel, ulusal ve hatta uluslararası ölçekte adından söz ettirecek. Nerede ciddi bir eğitim programı varsa akla gelen ilk üç kurumdan biri olmak istiyoruz. Eğer bunu başarabilirsek hem üniversitemize maddi ve marka kazancı sağlayacağız hem de üniversitemizden mezun olan öğrencilerimizin diplomaları artı değer kazanmış olacak. (Derya Demir)

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.