Doç. Dr. Mete Kazaz

Doç. Dr. Mete Kazaz

HIZLAN KONYASPOR!

HIZLAN KONYASPOR!

 

Yukarıdaki başlığı Denizlispor karşısındaki Konyaspor’u izlerken o kadar sık tekrar etmişim ki; yıllar sonra yeniden bir gazete sütununda karaladığım ilk yazının da başlığı oluvermiş. Bu aslında sadece bir tek maçın söylettiği bir şey değil. bu yeni bir hastalık değil,  aslında sezon başından beri bu sene Konyaspor'un hem puan olarak çok kısır bir sezon geçirmesinin hem de seyircisinin hoşuna gidecek, onu heyecanlandıracak futbolu sergileyememesinin temel sebebi. Aykut Kocaman'ın da maç sonundaki “topu çok ağır dolaştırdık ve rakibe pozisyon almakta fırsat verdik” cümleleri bunun itirafı niteliğindeydi. Günümüz futbolu; özellikle bu seviyede bu kadar ağır oynayan futbolcuları,  hızlı olmayan takımları seyir açısından çekilmez kılıyor.

Karşılaşmaya biraz daha derinlemesine bakacak olursak aslında özlemle beklediğimiz bir 11 olduğunu söyleyebiliriz (son dakika sakatlıklarını dışarıda tutarak tabi). Hatta ve özellikle Hurtado’nun ilk 11 başlaması -artık özlenen galibiyete çok yakınız- ümidini iyiden iyiye yeşertmişti. Gel gör ki; Ankaragücü ve Antalyaspor maçındaki ileriye doğru en azından olabildiğince hızlı oynama gayreti içerisindeki oyuncular da ortada yoktu. Ölümcül paslarla hücum gücünü ikiye katlayacağını düşündüğümüz Hurtado da. Oyuncular üzerinden meseleye bakmaya devam edersek şunu net olarak görüyoruz ki; bu sene forvetten yana asla yüzümüz gülmeyecek. Yeni transfer Thuram yetenekli gibi.  Çok istekli, çok fedakâr fakat son vuruşlarda en az Bajic kadar çaresiz. Shengelia kendini gösterebilmek için elinden gelen her şeyi yapıyor fakat özellikle fizik kalitesi ve kapasitesi aslında yapmak istediklerini engelleyecek düzeyde. En yetenekli ve en çok bel bağladığımız oyuncumuz Milosevic, o da özellikle devamlılık ve pozisyon neticelendirmede maalesef üretkenlikten çok uzak. Dikkat ederseniz yeni ve eski defansif oyuncularımızdan bahsetme gereği bile duymadım!

Oyuncu değişiklikleri doğruydu fakat giren oyuncuların malum kalitesi dolayısıyla takıma katkı sağlamaktan ziyade şikâyet ettiğimiz ağır oyun ve ileriye oynayamama hastalığını daha da gözler önüne serdi. Konyaspor antrenmanda ne yapıyorsa bir an önce terk etmeli ve hafta içi bütün çalışmalarını ileriye doğru hızlı top oynama, geriye asla pes yapmama üzerine kurmalı; zira bunun futbolcular üzerinde psikoljik bir sorun haline geldiği kanısındayım.

 Gelelim Aykut hocaya. Maç sonu açıklamaları yine artık teknik direktör-taraftar ya da teknik direktör-camia ilişkisinden çok âşıkların küsme barışma hikâyesini hatırlattı bize. Takımın tamamında göremediğimiz o istek, heyecan, bir şeylere başkaldırma, direnme, pek tabii ki Aykut Kocaman’da da zerre yok. Bunun da beraberinde hocanın güvenirliği ve inandırıcılığı ile ilgili soru işaretlerini arttırdığını düşünüyorum. Bu durum gösteriyor ki, bu sezon Konyaspor için zor biter, tabi hızlanmazsak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Mete Kazaz Arşivi
SON YAZILAR