Maşallah herkesin cebinde pahalı akıllı telefonlar var.

Kimileri bu telefonları “Sosyal statü” aracı olarak kullanıyor.

“Ayranı yok içmeye…” diye başlasak da realiteyi değiştirme sansımız da yok ne yazık ki.

Ayrıca bu telefonların öyle bir bağımlısı olduk ki, bir an bile elimizden düşürmüyoruz.

Bu yaşıma geldim ben bile Facebook’a giremediğim zaman sanki nefes almakta bile zorlanıyorum.

Bu telefonlar yokken, hayatımız çok mu monoton geçiyordu acaba? Sormazlar mı adama: ‘Anan yokken baban kimle yatıyordu’ diye?

Neyse. Benim söylemek istediğim bu değil.

Madem elimizde dünyayı ayağımıza kadar getiren böyle güzel oyuncaklar var. O halde bunu toplumun huzuru ve mutluluğu için de kullanmak gerekmez mi?

Mesela bizim Uğur Bey’in takipçileri bu teknolojiyi çok güzel kullanıyorlar. Sürekli bir bilgi akışı sağlayarak bir anlamda Uğur beye göz ve kulak oluyorlar. Allah onların eksikliğini göstermesin.

Çevremizde gördüğümüz bir eksikliği, bir yanlışı anında görüntüleyebiliriz.

İlgili kurumun iletişim portaline istek ve şikayetimizi aktardığımız zaman meselenin çözümüne katkı sağlamış oluyoruz.

Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. Karnımızdan konuşunca hiçbir mesele çözülmüyor.

Geçtiğimiz günlerde Selçuklu Belediyesi’ne bir mail attım.

Sokağımızdaki ağaçlarda bulunan sinek ve haşerelerden duyduğumuz rahatsızlığı dile getirdim.

Geri dönüş yapmadılar ama, iki gün içinde ağaçlarımızı ilaçladılar.

Teşekkürler Selçuklu Belediyesi. Teşekkürler sayın başkan.

Acaba “Fahri Trafik Müfettişi” gibi belediyeler de fahri görevliler mi belirleseler.

Mahallelerinde, sokaklarında gördükleri aksaklıkları ilgili birime aktararak hizmetin kalitesini yükseltmiş olurlar.

Bir düşünün isterseniz.