Ahmet Çapanoğlu

Ahmet Çapanoğlu

KENDİNLE YÜZLEŞMEK

KENDİNLE YÜZLEŞMEK

İnsanın mutlu olabilmesi için en önemli faktörlerden birisi de kabullenmek ve kabullendikleriyle birlikte kendisiyle yüzleşmesidir. Kabullenmek, yüzleşmeyi kolaylaştıracak, kendisine samimiyetini ve mutluluğuna katkısını ortaya koyacaktır. İnsanın kendisiyle yüzleşip doğruyu veya yanlışı görüp kabullenmesi, hayatında oluşan sıkıntıların ve mutsuzluğun çözümünü kolayca bulacak, üretkenliğini artırıp an’da ortaya çıkan mutluluğu kolayca yaşayabilecek. Kendisiyle yüzleşip eğrisiyle doğrusuyla kabullenen insan, kendisine ve hayata pozitif olarak bakar, olaylara olumlu bakış açısını ortaya koyar, hayatın yaşanırlılığını kolaylaştırır. Pozitif bakış açısı da meydana gelen olaylar karşısında kırıcı olmamayı sağlar, çözümleme konusunda katkıda bulunur. Her şartta pozitif düşünmek, kavgayı kırgınlığı ve üzüntüyü ortadan kaldırırken, mutluluğu yakalamak ve hayatın yaşanırlılığını anlamlaştırır.

İnsan hayatının olmazsa olmazlarından birisi de “nezaket sahibi” olması gerektiğidir. Nezaket, saygı ve sevgiyi gerektirir. Ama bu nezaketinde bir önceliği vardır. Eğer insan mutlu ve huzurlu yaşamak istiyorsa, başkalarından önce kendisine nazik olur. Eğer kendisine nazik olamıyorsa, kendisini önemsiz görüyor demektir. Kendisini önemsiz görmesi, hedeflediği yolda hiçbir şeyi başaramayacağını, ikili ilişkilerde kendini küçümseyeceğini ve mutsuz olacağını gösterir. Başaramayınca da mutsuz insan olması kaçınılmazdır. Kendisine nazik olan insan, yargılamalarını ona göre yapar, kendisini küçümsemez, kendisini olduğundan farklı göstermez ve kendisini sever. Olduğundan farklı göstermeye çalışan insan, kendisini sevmeyen ve kendi gücünü bilmeyen insandır. Eğer kendi gücünü bilmeyen ve nazik olmayan insan, kendini yargılamaktan geri durmaz, anda ki mutluluğu kaçırarak melankolik bir hayat yaşamaya başlar ve sonucunda yalnız kalarak mutsuzluğa mahkûm olur. Siz sadece kendinizle yüzleşin, kendinizi kabullenin. Yeter ki hem hâkim, hem savcı hem de suçlu gibi kendi kendinizi sorgulayıp mahkûm etmeyin. Çünkü hiçbir hayat nizamı size bu hakkı vermiyor.

Kendinizi hatalarınızdan dolayı sorgulayın ama sonucunda sorguladıklarınızla, hatalarınızla yüzleşin. Belki yüzleştiğiniz hatalarınız büyüktür, elinizden bir şey gelmiyordur, o zamanda onu kabullenmeyi öğrenin. Eğer elinizden gelmeyen şeylerle yüzleşiyorsanız ve sonucunda onu kabulleniyorsanız, kendinizi yargılamaktan ve mahkûm etmekten kurtulacaksınız. Çünkü olmuş bitmiş şeylerin geri gelmesi ve tekrar yaşanması gibi bir durum yoktur. O anda yaşanmışlığın verdiği ne varsa geçmiş gitmiştir. Eğer hala oraya takılı kalırsanız, bir daha an’da yaşanacak mutluluğu yakalayamamış olursunuz.

Unutmayın, gerekli şeylerle kendinizi sorgulamanız ve gereksiz yere kendinizi sorgulamanız yargılamanız, sizin kendinize olan saygınızın kaybolduğunu ve kendinize karşı nazik davranmadığınızı gösterir. Eğer siz bu gereksiz sorgulama ve yargılama durumlarından uzaklaşır kendinizi önemsiz gibi görmekten vazgeçer, kendinize nazik davranırsanız, başkalarını yargılamaktan da vazgeçecek, onları küçük görmeyecek ve kendinizi sevdiğiniz gibi onları da seveceksiniz.

Kendiniz için bir iyilik yapmak istiyorsanız, kapalı odalarda yaşamaktan, dar kalıplara kendinizi mahkûm etmekten vazgeçin. Kendinizi ve sahip olduğunuz dostluklarınızı koruyun ama yeni dostluklara da önem verin. Ama gitmek isteyenlere de müsaade edin, gitsinler. Unutmayın kim giderse gitsin, yeri boş kalmaz. Belki ondan sonra gelen o yeri ondan daha iyi doldurur, bilemezsiniz. Eğer ilişkinizde bir zayıflık hissediyorsanız, o zayıflıktan dolayı kopma olacağı için ona hala tutunmaya çalışmayın.

Ne kendinizi ne de kalbinizi kapalı tutmayın.  Her zaman için bir açıklık bırakın. Yüreğiniz açık, sevginiz hazır olsun. Size gelen için tedbiriniz olsun ama kesinlikle önyargınız olmasın. Eğer önyargınızı ön plana çıkartırsanız, belki sizi mutlu edecek fırsatı kaçırmış olursunuz. Tanımaya çalışın. Biraz zaman verin ve kurallarınız ölçüsündeyse kabullenin. Zaten değilse ya o uzaklaşacak ya da siz yol vereceksiniz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Çapanoğlu Arşivi
SON YAZILAR