Konya Başbakanını ağırladı. Çok şükür ufak tefek sıkıntılar dışında kazasız belasız atlatıldı. Biliyorsunuz bu miting Sayın Ahmet Davutoğlu resmen Başbakan olduktan sonra ilk saha tecrübesi idi. Tabiri caizse güvenoyunu alır almaz memleketine koştu Sayın Başbakan. İyi de yaptı. Önceki yazımızda inşallah bir hayal kırıklığı olmaz demiştik. Korktuğumuz başımıza gelmedi.

Allah var. İl teşkilatı süre kısa olmasına nazaran iyi bir performans gösterdi. Kısa vadede toplanabilecek maksimum insan sayısına ulaşıldı. Odalar borsalar tek yürek oldu. Elde ne kadar done varsa millet telefonla arandı. Broşür dağıtıldı. Radyo, TV, gazete açıkhava vs vs.

Miting saatinde yağmurun yağması Başbakanımızın Konya’ya getirdiği rahmet olarak sayıldı.

Ayaküstü il teşkilatı mensupları ve Başbakanlık basın ve özel kalem temsilcileriyle yaptığımız sohbette iki farklı görüş ortaya çıkmıştı. Başbakanlık temsilcileri şehirden elektrik alamamış gibiydiler. Suratları asıktı. Yeterince sahip çıkılmadığı düşüncesi hâkimdi gözlerinde. Tabi dilsel ifadeler de vardı. Onlar bize kalsın. İl Teşkilatı zamanın darlığından şikâyet ediyordu. Hatta bizzat Sayın Ahmet Sorgun söylüyordu bunu. Sayın Başbakanın ısrarı, mitingi daha sonraya bırakmak istememesi bugünü yaşamamıza neden olmuştu.

Seçim veya toplumsal algıyı meydana çekecek ciddi bir argüman yoksa, mitinge adam toplamak gerçekten kolay bir iş değildir. Hatırlayın! Sayın Cumhurbaşkanı sesi kısılıp da Konya’ya gelemediği gün toplanan kalabalıkla; daha sonra teşekkür konuşması için toplanan insan sayısı aynı mıydı? Ortada bir iddia olursa sessiz yığınlar akın eder meydanlara. Bu yüzden Konya mitingi bize göre beklenenin üzerinde bir sayıya ulaştı. Velhasıl Konya üzerine düşeni yaptı. Diğer şehirlerde bu sayılara ulaşılabilmesini temenni edelim şimdiden.

Kimse yanlış anlamasın. Nasıl destek olunması için çağrı yapıyorsak, Konyalının Başbakanına sahip çıkması için haykırıyorsak gördüğümüz eksikleri ve halkın eleştirilerini de dostça söylemek zorundayız.

Bu ilk mitingdi. Biz de sırılsıklam olma pahasına Sayın Başbakan’ın hemen önünde basına ayrılan alanda izledik. Alınacak çok ders var. Lakin bu eleştirilerim Sayın Başbakana değil. Bizzat çalışma ekibine, danışmanlarına…

Sayın Başbakanın konuşma metnini hazırlayan ekip Tayyip Bey’inki ile asla kıyas edilemez. Çok tecrübesizler. Belirli bir bütünlük sağlayamıyorlar. Dinleyiciler yer yer kopuyor/sıkılıyor.

Kabul edelim Başbakan iyi bir hatip. Sayın Cumhurbaşkanı ile kıyaslamak yanlış olur. Onun neredeyse 40 yıllık bir saha tecrübesi var. Elbette aynı performans beklenmez. Ama bazı şeyleri de görüp düzeltmek lazım.

Başbakanın son dönemde 3-4 kez kitlelere hitabına tanıklık ettim. Sürekli olarak “şahit misiniz” diyor, sürekli ‘teşekkür ediyor’ gereksiz tekrarlar yapıp konuşmanın akışını engelliyor, benzer hikâyeleri defaatle anlatıyor. Sayın Başbakan da sahne olayına tam alışamamış. Prompter cihazına çok yaklaşıyor. 2 adım geride dursa geniş açıyla hiçbir şeyi kaçırmayacak. O meydanın heyecanıyla sürekli öne geliyor. Bu cihazdan destek almak elbette çok normal. -Sayın Erdoğan da sürekli böyle yapardı- Sürekli el mikrofonunu kullanmak sanatçı algısı doğuruyor, arada kürsü arkasına gidip konuşmayı toplamak gerekiyor.

Bu mitingi prova sayalım. Zira Konya kendi memleketi. Ne söylese eyvallah eder. Başka şehirlerde sıkıntı olmamalı.

Görünen o ki Sayın Cumhurbaşkanı dışarıda Sayın Başbakan da içeride mücadele edecekler. Başbakan Davutoğlu acilen kitleleri ateşleyecek söylemler/sloganlar çalıştırmalı metin yazarlarına. Tek başına olmaz. Teknik destek olmalı. Hem de acilen. Unutmayalım ki Erdoğan’ı Erdoğan yapan kendi özelliklerinin yanı sıra güçlü ekibiydi.

            Son olarak belirtmeden geçmeyeceğim. Miting alanında saatlerce çalan müzikler eski Ak Parti parçalarını mumla arattı. Acilen Uğur Işılak’a bir şarkı yaptırılmalı. Yeni müzikler çalışılmalı. Başbakan bu şekilde 80 vilayetin mitinglerini tamamlayamaz.

Son olarak bizim bu organizasyondan çıkarımımız şu: sanki birileri Sayın Davutoğlu’nun meydanlarda başarılı olmasını istemiyor!