Konya’dan Tam Destek, Ayasofya Açılsın!

Fetih Suresi okunması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları sonrası yeniden gündeme gelen “Ayasofya’nın ibadete açılması”na toplumun büyük çoğunluğundan destek geliyor. Pusula’ya konuşan Konya’da sivil toplum örgütleri temsilcileri Ayasofya’nın bir an önce ibadete açılması gerektiğini söyledi.

Konya’da sivil toplum örgütleri Ayasofya’nın ibadete açılmasını istiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaları sonrası yeniden gündeme gelen Ayasofya’nın ibadete açılması halkın büyük çoğunluğundan talep ve destek geliyor. 

FETİH SURESİ OKUNMUŞTU

İstanbul'un fethinin ardından, yeni başkentteki ilk cuma namazını Ayasofya'da kılan Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'nın cami olarak hizmet vereceğini duyurdu.  Fethin sembolü olarak camiye çevrilen Ayasofya, 481 yıl sonra 24 Kasım 1934'te Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürüldü. Müzeye dönüşünden tam 86 yıl sonra, yani İstanbul'un Fethinin 567. yıl dönümü olan 29 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla Ayasofya'da Fetih Suresi okundu.

YUNANİSTAN RAHATSIZ OLDU

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın Ayasofya'da Kur'an okunmasına tepkisine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'yi siz mi idare ediyorsunuz? Bunun kararını verecekler var. Karar çıkar ona göre işlem yapılır. Sizden izin almayız. Hukuk devleti olarak Danıştay'ın kararını bekliyoruz. Karardan sonra atılması gereken adım neyse onu yaparız." karşılığını vererek Danıştay’ı işaret etti.

KONYA STK TEMSİLCİLERİ: AYASOFYA BİR AN ÖNCE CAMİYE ÇEVRİLMELİ

Pusula’ya konuşan Konya’daki sivil toplum örgütleri temsilcileri Ayasofya’nın bir an önce camiye dönüştürülerek ibadete açılması gerektiğini söyledi. İşte o görüşler:

Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil:

TEKRAR CAMİ OLMASI LAZIM

Ayasofya bizim senelerdir üzerinde konuştuğumuz bir konu. Müze olarak faaliyet göstermeye başlamış, aslına dönmesi için biz de mücadelemizi uzun yıllardır veriyoruz. Ayasofya’nın tekrar cami olması lazım. Bir vakfiye eseri aynı zamanda bizim toplum olarak da vazgeçemeyeceğimiz bir eser. Siyasi malzeme yapılmadan aslına döndürülmeli. Bir an önce cami olarak açılmasını bekliyoruz.

Aydınlar Ocağı Konya Şube Başkanı Mustafa Güçlü:

MUHTEŞEM BİR TÖRENLE İBADETE TEKRAR AÇILMALIDIR

Mekke'nin fethinde Şanlı Peygamberimiz, nasıl Kâbe'yi fethin sembolü olarak putlardan temizlediyse, Ayasofya da Istanbul'un fethinin sembolü olarak o dönemin en büyük ve yüksek tepede olan kilise camiye dönüştürülerek bir Cuma günü ibadete açılmıştı. Fatih'in vakfiyesinde de burasının câmi olduğu ve câmi olarak ibadete açık tutulması vakfedilmektedir. 1934 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla ve sahte bir imzayla  Ayasofya Câmii, müzeye çevrildi. Bu karar yıllarca  tartışılmaktadır. Türkiye o dönemlerde güçlü bir ülke değildi. Türkiye dünya konjuktürü çerçevesinde dünden daha güçlü, bölgesinde daha kuvvetli ve daha itibarlı bir devlet haline gelmiştir. Mustafa Kemal'in imzalamadığı ve taklit edilen bir imzayla camiden müzeye çevrilen Ayasofya Câmisi, bütün siyasî teşekküllerin mutabakatı alınarak ve umumî bir konsensüs oluşturularak bütün dünya liderlerinin de katılımı sağlanılarak muhteşem bir törenle ibadete tekrar açılmalıdır. Konjonktür buna müsaittir. İbadete açılmasında herhangi bir mahsur ve uluslararası herhangi bir engel yoktur.

Nasıl ki Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Alâeddin Tepesindeki Eflatun Kilisesi fethin hakkı için camiye dönüştürüldüyse; Ayasofya da İstanbul'un fethi hakkı için câmiye dönüştürülmüştü. Vakfiyesi gereği de müze olarak değil câmi olarak kalmalıdır. Ayasofya Osmanlı'nın sembolü ve Kızıl Elması'dır.

MAZLUMDER Konya Şube Başkanı Derviş Argun:

AYASOFYA'NIN CAMİ'YE DÖNMESİ ASLINA İRCA ETMESİDİR

Her şeyden önce bir şeyi altını çizerek vurgulayalım ki, Türkiye Cumhuriyeti müstakil bir devlet değil, Osmanlı İmparatorluğunun bakiyesi ve devamı bir Cumhuriyettir. Ayasofya da bize 24 Kasım 1934 tarihinde ‘cami'den müzeye çeviren iradenin değil, 29 Mayıs 1453'de İstanbul'u fetheden iradenin emanetidir. O sebepledir ki, bu konuda bir tarihi kayıt esas alınacaksa bu kayıt 1453 yılında tutulan kayıt ve yazılan talimat olmalıdır.

Öte yandan, buna karşı çıkan ülkelerin özellikle de Yunanistan'ın Bizans ya da Doğu Roma İmparatorluğunun devamı oldukları iddiası tarihçiler tarafından gülünç ve anlamsız bulunmaktadır. Kaldı ki, ortada tarihi bir gerçeklik var o da, İstanbul 1453 tarihinde Cumhuriyetin selefi olan Osmanlı tarafından fethedilmiş ve Ayasofya, fethin sembolü olarak cami'ye çevrilmiştir. Eğer bir aslına rucu'dan bahsedilecekse bu asıl, fethi gerçekleştiren iradenin talimatı olan  ‘cami'ye dönüştürülmesidir.

Bu konuda bizim düşüncemiz nettir ve cami olarak açılmalıdır. Yanında kıyısında ibadet için kullanılabilecek mekanlar olduğu iddiası anlamsızdır. Kaldı ki, nüfusun çok daha düşük olduğu 1616 yılında ve Ayasofya cami olarak kullanılıyor iken Sultanahmet cami yapılmıştır. Bu da demek oluyor ki, bunlar birbirinden çok farklı mekanlar.

Cami olarak açılmanın gerçekleştiğini varsayarsak bunun özellikle Yunanistan üzerinden geliştirilen bir patoloji olarak AB ülkeleri nezdinde bir huzursuzluk doğuracağı kesin ve beklenen sonuçtur. Ben siyasi iradenin bunun alt ve üst limitlerini de hesap ederek bu hamleyi yaptığına inanıyorum.

CHP bile, açılsın canım ne olacak derken, içimizdeki kimi İslamcılık iddiasındaki kişilerin açılmasının siyasi ve ekonomik sonuçlarını bahane ederek, Bizans güzellemesi yapması aşağılık ruh halinin en net göstergesidir. İstanbul'da sayısız tarihi kilise vardır. Hepimiz biliyoruz ki bunların neredeyse tamamı korunmuş ve onarılmıştır.

Ayasofya farklıdır. Ayasofya fethin fatihi Sultan Fatih'in talimatıyla, fethin nişanesi olarak camiye dönüştürülmüştür. Esas itibariyle 24 Kasım 1934'de o günkü siyasi irade olmayan bir yetkiyi kullanarak artık hangi mülahazalarla yapmışsa camiden müzeye dönüştürmüştür. Bu yanlıştır ve bu yanlıştan dönmek için de en uygun konjonktür oluşmuştur. Buna destek vermeyen siyasi anlayış hangi cenahtan olursa olsun hem tarihi bir vebal altında kalır hem de bu süreci seyreden milletimiz eliyle cezalandırılır.

Anadolu Gençlik Derneği Konya Şube Başkanı Ceylanı Kılıç:

AYASOFYA BİR AN ÖNCE ÖZÜNE DÖNMELİ

İstanbul’umuz hakkın batıla üstünlüğünün timsali olmuş bir şehirdir. Aynı şekilde Ayasofya Camii de İstanbul’umuzun fethinin sembolüdür. Ayasofya’nın gerçek hükmü şahsiyetine kavuşturulması Sultan Fatih’e bir vefadır. Ayasofya’nın gerçek hükmü şahsiyetine kavuşturulması İslam’ın bu coğrafyadaki belirleyiciliğinin bir teminatıdır. Ancak, 482 yıl ezanların okunduğu, namazların kılındığı Ayasofya Camiimiz 86 yıldır esaret altındadır. Bugün itibariyle de esaret altındadır. Biz bu esareti, bu tutsaklığı kabul etmiyoruz. Biz bu zilleti kabul etmiyoruz. Ayasofya Camii İstanbul’umuzun fethinin sembolüdür.

Ayasofya Camii hakkın batılı kuşatmasıdır. İslam’ın Avrupa’daki varlığının tacıdır.

Ayasofya Camii İstanbul’un İslam şehri oluşunun en kadim nişanesidir, Fatih Sultan Mehmet’in vakfıdır. Ayasofya hangi suçu işlemiş ki ona bu esaret reva görülmüş? Ayasofya hangi suçu işlemiş ki içinde Allah’ın adı zikredilemiyor, içinde Allah’ın ayetleri okunamıyor? Biz bu esareti, bu tutsaklığı, bu köleliği kabul etmiyoruz. Ayafosya'nın özüne dönmesini ve bu yanlıştan biran evvel dönülmesini istiyoruz. 

MTTB Konya Şube Başkanı Mehmet Şentürk:

MÜSLÜMANLAR İÇİN BAYRAM OLACAKTIR

Bilindiği üzere tarihi camilerin müzeye, depoya ve hatta ahıra çevrildiği, içlerindeki yüzlerce nadide eserin talan edildiği bir dönemde malesef Ayasofya Camii de 1934 yılında alınan bir Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilmiştir.

Bizans’tan çok Bizansçı, Batıdan daha Batıcı olan ve milletin değerleriyle daima kavgalı olan malum zihniyet, ecdadın bize bıraktığı en büyük miraslardan Ayasofya’nın kıymetini de bilememiştir Cihanın en güzel beldelerinden İstanbul’un kalbi mübarek mekan Ayasofya’nın müzeye çevrilmesi Türk tarihine, mukaddesatına, ruhuna, ihanetlerin en büyüğü olmuş ve öz ruhumuz müzeye kaldırılmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in kıyamete kadar camii olarak kalmasını bütün insanlığa emanet ve vasiyet ettiği Ayasofya, secdeye hasret kalmıştır!

Artık Ayasofya açılmalıdır. Türk'ün bahtıyla beraber açılmalıdır.

Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi; Ayasofya'yı kapalı tutmak, Yunanlıya "ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç!" demekten farksızdır.

Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak! Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek.

Bu noktada ülkemiz, milletimiz ve tüm dünya Müslümanlarının gözü, kulağı haline gelen ve hasretle beklenen Ayasofya Camii ile ilgili olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a bu süreçte sonsuz destek olacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz.

Ayasofya’nın müze kaldığı her gün bizler için ızdırap, cami olarak ibadete açıldığı gün ise tüm dünya Müslümanları için bayram olacaktır...

Evet, Ayasofya’yı artık önüne geçilmez bu sel açacak!

Zincirler Kırılacak Ayasofya Açılacak!

(Dilhan Dumanoğlu)