Kurban Bayramı Düşünceleri

Orhan Arslan Hoca, “Kurban Allah’a yaklaşmaktır; hayvan kesilir, insan kurban olur. Kurban, varlığa boyun eğdirmektir ve her şeyin üzerine “insani hizmete mahsustur” etiketini yapıştırmaktır.

Hindistan’dakiler gibi ineğin Tanrı olmasına izin vermemek, hayvanı hayvan yerine, insanı da insan yerine koymaktır” diyor.

Karib kelimesinin “yakın” anlamında ve kurban ile aynı kökten geldiğini ifade ederek yakınlaşmak mânasını da taşıdığını belirten Orhan hoca, Allah’a nasıl yaklaşılacağı konusuna yedi maddeyle açıklık getiriyor:

1-Aklederek yaklaşılır,

2-Esmai Hüsna ile yaklaşılır,

3-Secde ederek yaklaşılır,

4-Kurban ile yaklaşılır,

5-Kur’an okunarak yaklaşılır,

6-Dua ile yaklaşılır,

7-Takva ile yaklaşılır.”

Dördüncü şıkka ise şöyle açıklık getiriliyor: “Allaha yaklaştıran her ibadet kurbandır. Kurban, Allah’a yakınlaşarak, şirksiz ve aracısız kul olmaktır.”

 

***

Kurbanlarımızı eğer halis bir niyetle Allah rızası için adadıysak, Rabbimize; şirksiz ve aracısız bir şekilde yakınlaşarak kul olmanın zevkini de çıkardık demektir.

Sadi Şirâzî; “Derdi olmayan adam yoktur, varsa da adam değildir” der.

Bayrama Myanmar’daki acılarla girdik. Arakan’daki Müslüman kardeşlerimize yapılan zulüm ve işkenceleri kendimize dert edindik. Yâni adam olduğumuzu hatırladık veyahut da “yâ adam olun kardeşlerinizin derdiyle dertlenin, onların çığlıklarına sessiz kalmayarak yardım elinizi uzatın” kâbilinden hatırlattılar bize.

Bu bayram sevinemedik, ama sevindirmesini bildik. Sevindiğimiz kadar değil, sevindirdiğimiz kadar bayramın bayram olduğunun belki de farkına veya şuuruna vardık.

Müslüman olarak bu kurban bayramında;

Yediğimize değil, yedirdiğimize…

Giydiğimize değil, giydirdiğimize…

Varlığımıza değil, paylaştığımıza baktık.

Kimileri Yusuf oldu, kuyuya atıldılar, öte yandan köle diye satıldılar, belki de Züleyha ile tartıldılar…

 

***

Kurban Bayramınız nasıl geçti, bilmiyorum ama;

Benim bayramım yedirmekle,

Giydirmekle,

Paylaşmakla geçti.

Hani veren el, alan elden üstünmüş ya…

“Veren el” olmaya gayret ettim.

Bu bayramda uzaklarda var olan bir köyü ziyaret ederek büyüklerimizi sevindirdik ve ihtiyarların dualarını aldık. 

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Bize, birbirleriyle tanışsınlar, kaynaşsınlar ve paylaşsınlar diye  bu güzel bayramları lütfeden Allah’ım! Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz.

Varsın Allah’ım varsın! Bir’sin Allah’ım Birsin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi

Devletin bekâsı için tavsiyeler

14 Eylül 2017 Perşembe 00:03

Ereğli’ye “merhaba” dedik

13 Eylül 2017 Çarşamba 00:05

İngilizce gıda ve tarımın komikliği…

11 Eylül 2017 Pazartesi 00:10

Konya’yı nasıl küçültürüz?

09 Eylül 2017 Cumartesi 00:01

“Batı’nın Çöküşü”

07 Eylül 2017 Perşembe 00:05

Ekmek israfı üzerine…

06 Eylül 2017 Çarşamba 00:04

Fahri (Kulu) Efendi

28 Temmuz 2017 Cuma 00:01

İKİ KERE İKİ KAÇ EDER?..

26 Temmuz 2017 Çarşamba 00:05

Ruhsuz Batı müziğinde irfan arayanlara…

24 Temmuz 2017 Pazartesi 00:03