Sedef Kabaş, FETÖ'ye ve MİT tırları operasyonuna destek vermiş

Sedef Kabaş, FETÖ'ye ve MİT tırları operasyonuna destek vermiş
Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanan Sedef Kabaş'ın FETÖ'ye ve MİT tırları operasyonuna destek verdiği ortaya çıktı

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı makamını hadsiz ifadeler ile hedef alan Sedef Kabaş'ın Fetullahçı Terör Örgütü ile iletişimi dikkat çekti.

Kabaş, FETÖ ile mücadelede milat olarak kabul edilen 17/25 Aralık sonrasında örgütün yayın organlarına attığı Tweetler ve katıldığı programlarla büyük destek verdiği ortaya çıktı.

Kabaş, FETÖ'nün en büyük medya kuruluşu Zaman Gazetesi'nde manşetleri süslerken, FETÖ'nün azılı isimlerinden Fuat Avni'den de 'Geçmiş olsun güzel insan' şeklinde mesaj aldı. Kabaş'ın MİT TIR'ları ile ilgili paylaşımları, Can Dündar ve Erdem Gül'e verdiği destek de dikkat çekerken, Sultanahmet'teki terör saldırısı sonrası açıktan teröre destek verdiği de görüldü.

fjsavl-xoairvda-1.jpg

fjs831wwuaqwuaj.jpg

untitled-1-001.jpg

untitled-2.jpg

untitled-1.jpg

TERS KELEPÇE TİYATROSU

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden Sedef Kabaş’ın kelepçe algısı operasyonu da boşa çıktı. Kabaş’ın elleri serbest, kelepçesiz bir şekilde adliyeye götürülmesine karşın ellerini arkasına bağlayarak sanki ters kelepçe vurulmuş görüntüsü vermesi ve bunun üzerinden sosyal medyada oluşturulmaya çalışılan algı da gerçeklerle birlikte boşa çıktı.

manset.jpg

KÖŞE YAZARLARININ DA GÜNDEMİNDE

Sedef Kabaş, köşe yazarlarınında güdemindeydi. Sabah yazarı Mahmut Övür, isimler değişse de bu klasik muhalefet tarzının 70 yıldır hiç değişmediğini söyledi ve "halkın gönlünü kazanıp seçimlerde başarılı olmak yerine sürekli küfür ve hakaret üreten bir muhalefet var. o muhalefetin aydınları ve medyası da farklı değil. bu yapı, her dönem var oldu." dedi.

İşte Övür'ün yazısı:

İyi de ortada Kabaş'ın yalan ve hakaret dışında ürettiği bir fikir mi var ki muhalefet diye ciddiye alalım. Halk bu tür bir muhalefeti ciddiye alsa, bugünkü CHP'nin oyları yerinde sayar mı?
Bu yüzden yaptığı ne gazeteciliktir ne de muhalefet etmektir. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in dediği gibi yaptığı şey, "muhalefet değil ahlaksızlık ve pespayeliktir".

Burada üzerinde durulması gereken bir nokta daha var: Kabaş, o pespayeliği yaparken yanındaki gazeteci ve siyasetçilerin susması ve muhalefetin de hiç tepki vermemesi... İşte muhalefetin bir çıkmazı da burada saklı... Cumhurbaşkanı'na hakaret eden Kabaşlara destek veren, alınlarından öpen, seçimleri ve sistemi gayri meşru ilan eden, helalleşme deyip İslam'ı Ortaçağ zihniyeti gören bir muhalefet blokunun Türkiye'de iktidar olma şansı var mı?

TÜRKİYE YAZARI SELEK'TEN DİKKAT ÇEKEN YAZI

Türkiye gazetesi yazarı Fatih Selek, bugünkü yazısında Sedef Kabaş başta olmak üzere şimdilerde muhalif olarak görülen basın mensuplarının geçmişteki konumlarıyla ilgili önemli bir değerlendirme yaptı.

İşte o yazı:

Sedef Kabaş bir atv çalışanıydı...
Ayşenur Arslan, CNN Türk'te 'Medya Mahallesi'ni kritik ediyordu.
İrfan Değirmenci, Kanal D'de ana haber sunucusuydu.
Metin Uca, Star'da sabah programı yapıyordu.
Şirin Payzın ve Nevşin Mengü, CNN Türk'ün tanınmış moderatörlerindendi.
Can Ataklı, Sabah gazetesinde; Ruşen Çakır Vatan'da yazıyordu.
Mehmet Yılmaz, Aslı Aydıntaşbaş da Milliyet'in hatırlı yazarlarındandı.
Banu Güven, NTV spikeri, Mehmet Tezkan yorumcuydu.
Zafer Arapkirli, aHaber'de çalışıyordu.
Levent Gültekin "İslamcı" Gerçek Hayat dergisinde yayın yönetmeniydi.
Berna Laçin TRT’nin ve atv'nin "gedikli" programcılarındandı…
Örnekleri artırmak mümkün.
Saydıklarımın birçoğu sıradan vatandaşın 'nötr' bir gözle kulak kesilip, programlarını izlediği insanlardı.
Bugün en uç noktadalar.
Merak ediyorum: Bunlar merkez medyadayken de mi böyleydi, yoksa şirazeyi sonradan mı kaydırdılar? Ve rezillikler kuyruk acısının yansıması mıdır?
Ne meslek etiği bıraktılar ne edep sınırı...
Sedef Kabaş'ı gördünüz. Cumhurbaşkanına en galiz şekilde hakarette bulundu.
Diğeri "domuz, muhafazakârlardan daha insan" diye küfretti.
Bir başkası yakın geçmişte darbeciliğe soyundu.
Akıl alır gibi değil.
Muhalif kelimesi vaziyeti anlatmak için çok masum kalıyor.

CEM KÜÇÜK: 17-25 ARALIK’TA FETÖ’CÜLERİ ALENİ DESTEKLEMİŞ BİRİ

Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük de Sedef Kabaş için " Zaman ve Bugün TV’nin en büyük destekçisiydi. MİT tırları olayında FETÖ’ye destek veren Sedef Kabaş’tı. Fuat Avni’yle kankalığı ayrı bir soru işareti" ifadelerini kullandı.

İşte Küçük'ün o yazısı:

Biri çıkar, çocuklara Kur'ân öğretilmesini "Orta Çağ zihniyeti" olarak yorumlar. Müslümanlara doğrudan hakaret eder ama baskın çıkmaya çalışır...

Diğeri çıkar, "başörtüsü şeriat isteyenlerin üniformasıdır" der. “Ben başörtülü hâkime güvenmem” diye açık açık dindarlara söver...

Başkası köpek gezdiren adam videosu atar. Cumhurbaşkanımıza açık açık alçakça benzetme yapar. Tepki görünce videoyu kaldırır...

Bir diğeri şehit yakınının bacısına söver. Akrabalarına gazeteciyi dövdürür. O da baskın çıkar...

Bu saydıklarım yakın zamanda muhaliflerin yaptıkları ve söylediklerinden bazı bölümler. Daha çok var ama bunlar sadece özet...

Üç gün önce Sedef Kabaş isimli kendisine iletişimci diyen ama iletişimin 'i’sinden anlamayan tip Cumhurbaşkanımıza doğrudan hakaret etti. Dediği laf bu: “Çok meşhur bir söz vardır. Taçlanan baş akıllanır diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz. O saray ahır olur."

Cumhurbaşkanımıza doğrudan aşağılıkça benzetme yapacaksın, sonra da kıvıracaksın. Sedef Kabaş mahkemede “Sayın Cumhurbaşkanını hedef alarak kullanmadım" demiş. İnsan az mert olur! Sonra polis ve savcının karşısında süt dökmüş kediye dönüyorsun.

Üstelik Kabaş geçmişte Cumhurbaşkanımıza hakaretten 11 ay hapis cezası almış biri. Zerre akıllanmıyor. Zoru görünce de "O bir Çerkez atasözü" diyor. Sadece Kabaş değil bütün muhalifler söz birliği etmişçesine atasözü deyip savunmaya geçiyorlar. Ne dediği o kadar açık ki. Ama bunların hepsi böyledir. Bütün yürekleri savcı ve polisi görene kadar.

Kabaş’ın işlediği suç, Türk Ceza Kanunu'nda, "Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar" bölümünde yer alıyor. TCK'nın 299'uncu maddesinde, Cumhurbaşkanına alenen hakaret eden kişinin 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı kaydediliyor.

Aynı Sedef Kabaş 17-25 Aralık’ta FETÖ’cüleri aleni desteklemiş biri.

Zaman ve Bugün TV’nin en büyük destekçisiydi... Sultanahmet Meydanı'nda terör örgütü DEAŞ'ın bombalı saldırısı sonrası da Sedef Kabaş, terörü destekleyen tweetler atmıştı: “İstanbul'da patlama. Terör adım adım. İstanbul vurulmadıkça Türkiye uyanmaz" ifadelerini kullanmıştı.

FETÖ’nün en büyük kumpaslarından MİT tırları olayında FETÖ’ye destek veren Sedef Kabaş’tı. Fuat Avni’yle kankalığı ayrı bir soru işareti... İşte savundukları Kabaş bu.

Fuat Oktay’ın dediği gibi; “Muhalefetin bir kez de olsa bizleri şaşırtmasını ve yanlışa yanlış demesini beklerdik. İfade özgürlüğünün sınırları her ne kadar geniş olsa da hakaret bu sınırlar içinde yer alamaz, almamalıdır da. Bunun tüm çağdaş demokrasilerdeki karşılığı suçtur.”

İki konu daha var. Birincisi niye tek bir muhalif bile Kabaş’ın yaptığı yanlış diyemiyor. İkincisi niye bu tür olaylar hep Uğur Dündar’ın programlarında oluyor. Ve Dündar’la orada bulunan diğer konuklar araya girip, “Bu ifade yanlıştır” demiyorlar!..

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.