Emrullah Nergiz

Emrullah Nergiz

Ne Edersen Kendine

Ne Edersen Kendine

 

Hayatın insana ne gibi sürprizler hazırladığını tahmin etmemiz elbet zordur. Bu sürprizleri tahmin edebilmek, yalnızca kitabını okuduğunuz bir filmi sinemada izlemeye benzer. Bazıları kitabını okuduğu, sonunu bildiği filmleri seyretmeyi çok sever. Söyler misiniz sonunu bildiğiniz olayın heyecanı zevki nerededir?

Böyle düşünmeyenleri büyük bir vakurla karşılamak gerekir. Aslında burası da can alıcı nokta, belki klasik bir kavram olacak ama dünyada herkes aynı şeyleri düşünse çekilir bir yaşam sürmek ne mümkündü öyle değil mi?

Monotonluk, 21. yüzyıl insanın en büyük sorunlarından biri gibi duruyor. Kabul etsek de etmesek de hayatı monoton bir hale getiren kendimizden başkası değil. O biz var ya o biz… İşte ta içimizde ki o biz; bizi, hayatı, insanları çekilmez kılan kendimiz…

Yarın ne yaşayacağımı bilirsem ne yaparım? Tedbir mi alırım yani? Ne geçer peki elime? Tut ki 3–5 kuruş daha çok kazanırım ya da ne bileyim birkaç yıl daha fazla yaşarım. Ya sonrası, ne olacak sonra…

Neyse sonlardan bahsedip de içinizi karartmayalım. Bakın ne güzel demiş şair: Ölüm bize ne uzak / Bize ne yakın ölüm / Ölümsüzlüğü tattık / Ne yapsın bize ölüm.  Deyin bakalım şimdi ölmeden ölümsüzlüğü tadana ne yapsın ölüm.

İnsan garip bir yaratık demek geliyor içimden, özellikle duygusal bir anında dağı devirecek niteliklere sahip olduğunu hissetmesi, bu gücü kendinde bulması böyle düşünmeye sevk ediyor beni.

Bazen de zihnimde insanın genlerindeki menfaat virüsleri peyda oluveriyor. Böyle zamanlarda bu garip mahlûkun üzerine gitmek asabiyet sınırlarının zorlanmasına neden oluyor. Hakeza birilerinin çıkarları çatışmasa sizce menfaat denilen kavram ortaya çıkar mıydı?

Kişinin kendi kendine yaptığını bazen düşmanı yapmaz çoğunuz bilirsiniz bunu. Niye yapar insan bunu, burasını felsefe âlimleri çözmekte zorlanmıştır. Zaten onlar hep bu tür kuramlarla uğraşırlar fakat anlamsızdır; bir netice elde etmek için çaba sarf etmezler. Onların için bir sorunun değeri cevabını bulmaktan çok daha fazladır.

Bazen anlamsız tripler yaparız çevremizdekilere, sonradan pişman olacağımız, bunu nasıl yapmışım diyeceğimiz şeyler. Anlamsızlaşırız kimse ne olduğunu anlamaz. Lakin yine kendimize yaptığımızın farkına varmayız.

Hayatı tek düze halden kurtarmak bizim elimizde. Yol yöntem bilmek gerekli bunun için ama deyin bakalım kim biliyor ki bu yolu ben bileyim. Olmuyor işte insan bir nebzeden sonra tıkanıp kalıyor. İstedikleri gerçekleşmeyince vuruyor da vuruyor kadere feleğe…

Hâlbuki bunlar ne kadar da yanlış değil mi? Yine olan bize olmuyor mu sonuçta. Bir beklentisi olmalı insanın her zaman. Hiç yalnız kalmamalı insan. Öyle olursa hem Yaradan’ına saygısızlık etmiş olur. Ona mahsus değil mi yalnızlık.

Yalnız da kalsak, monoton da yaşasak, hep aynı filmi de seyretsek; insan umut var olmalı. Hayattan asla ümidini kesmemeli. Hem umutları yitirmek kimin işine yarar söyler misiniz?

Hayattan umudunu kesen, hep monotonluktan şikâyet eden dostlarımdan bir demet sundum size. Öncekilere pek benzemese de çiçekler geri çevrilmez kabul edin ve hep umut var olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Emrullah Nergiz Arşivi
SON YAZILAR