Şule Taşkıran

Şule Taşkıran

Ruh ve beden bütünlüğü

Ruh ve beden bütünlüğü

Yaşadığım süre boyunca hep merhametimin arkasından yürüdüm. Beklentilerimi arkada bıraktım, kimseden bir şey beklemedim. Doğrusu bu sanıyordum çünkü. Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım, sustum, bastırdım, olsun dedim, insanlık bende kalsın dedim. Verdim hep veren ben oldum sonradan alıp alamadığıma bakmadan. Aslında güçlü olmak değildi istediğim ama olmak zorundaydım ve oldum kendimi hep erteledim kimsenin beni anlamadığımı bildiğim halde hayatıma girenleri bana verilmiş kutsal bir görev olarak gördüm. Herkesi mutlu etmek zorundayım zannettim. Benimde mutlu olmam gerektiğini unutmuşum. Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki vicdanım rahat etmeliydi. Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa ne yazık ki karşımdakinin eksiklerini tamamlamaya çalışırken onların hatalarını görmeye vaktim kalmamış sanki. Beni üzmelerine bakmadan karşılığında ne aldığıma ne hissettiğime aldırış etmeden hep verdim kendimi nasılda unutmuşum, unutturmuşlar aslında. Paramparça olmuş kalbime doğruları söylemeye çalışan beynime mutsuz yüzüme hep sus dedim sen sus. Kendime haksızlık ettim kimseye etmediğim kadar.

Kendime geldiğimde ise yorgun, yılgın, bitkin, bir köşede saklanıp ağlayan bir kız çocuğu olarak buldum ve ona elimi uzattım diyebildiğim tek şey geçti. Seni bir daha kimse üzemeyecek şimdi senden özür diliyorum seni bu kadar hiçe saydığım için insanların seni bu kadar üzmelerine müsaade ettiğim için, seni hiç bir zaman dinlemediğim için üzerine bu kadar sorumluluk yüklediğim için hakkın olan tüm güzel duyguları sana yaşatamadığım için şimdi tekrar söylüyorum insanlığından kalbinden duygularından, çocukluğundan, hislerinden çok ama çok özür diliyorum. Galiba ben almadan vermenin Allah’a mahsus olduğunu unutmuşum.

Zihninizi asla emekliye ayırmayın, zihninizin bir paraşüt gibi olması gerekir açılmazsa hiçbir işe yaramaz. Yeni fikirlere açık olun altmış beş, yetmiş yaşındaki insanların emekli olduğunu gördüm adeta çürüyorlar ve çok geçmeden de ölüyorlar belli ki bu kişiler hayatlarının sona erdiğini hissetmişlerdi ve düşündükleri için de öyle olmuştu.

Hayatınızdaki belirli bir engeli aşmaya dair yoğun ve samimi bir istek hissettiğimizde, bir çıkış yolu olduğuna dair net bir karara vardığınızda, kesin bir şekilde bunun izlemek istediğiniz yol olduğuna karar verdiğinizde zafer ve başarı mutlaka sizin olacaktır.

Şunu asla unutmayalım ki, düşünceleriniz i değiştirirseniz kaderinizi de değiştirirsiniz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Şule Taşkıran Arşivi
SON YAZILAR