Uğur Özteke

Uğur Özteke

“SEN KANSER DEĞİLSİN, DEĞİL Mİ?”

“SEN KANSER DEĞİLSİN, DEĞİL Mİ?”

Bugün siz samimi okurlarımızın, büyüklerimizin, bürokratlarımızın sesi, gözü, kulağı olmaya devam edeceğiz. Konu çok yazılacak daha da çok. Bazılarını yarına bırakarak bugünü yazmaya başlayalım.

TERBİYESİZ VE GÖRGÜSÜZLÜĞÜ

POLİS İLE ÖNLEMEYEMEZSİNİZ

Dün çok saygı değer bir polis müdürümüz aradı. Gerçekten de polisler için pek alışık olmadığımız incelikte nezaket çerçevesinde bizimle dertleşti. Dün yazımızın konulardan birisi de bazı sürücülerin araçlarını kaldırımlara park etmesi ve doğru ya da yanlış 155’e ihbar yapıldığı zaman da anında polisin gelmemesi konusuydu.

Diyoruz yaaa hep empati… Hep empati.

Şimdi bu yazıyı okuyan bir polis müdürü haklı olarak şöyle düşünüyor ve söylüyordu; “Yahu bu şehirde bir tek vatandaşın burnunun kanamaması için, hırsızlığın önüne geçmek için, tıkanan trafik sorununu o anda çözmek için, terör odaklarının hücre yapılanmasına fırsat vermemek için, kavga eden eş ile kocayı ayırmak için, anasını babasını para için döven evladın elini tutmak için… çırpınırken sen Sayın Özteke niye böyle yazıyorsun? Sen de hiç mi vicdan yok? Polis yapılan ihbarı bile öncelik ve aciliyet konumuna göre ayarlar..”

Dinliyorum, dinliyorum vallahi de billahi de polis yerden göğe kadar haklı.

Polis gördüğü yerde cezayı yapıştırıyor mu?

Hem de nasıl.

Bilmem doğru bilmem yanlış. Bir görevliden duydum. Bütün karakol polislerine bile ceza makbuzu verilmiş. Her polis gördüğü yerde cezayı yazacakmış. Bir karakol polisi 10 gün ceza yazmamış. Amiri çağırmış o polisi fırçalamış “Hiç mi yanlış yapanı görmedin?”

Bu da olayın başka bir boyutu. Normal vatandaşta bile şimdi bölge bir algı oluştu. Şehir efsaneleri yayılıyor. Oysa bu bile polis vatandaş dayanışmasında çok kötü bir örnek.

Peki bu nasıl çözülecek?

En basitinden trafikteki bu tür olayları cezai işlemlerle polisle çözemezsiniz. Trafik olayı bir ahlak, bir eğitim, bir terbiye mesesidir. Bu bir kul hakkıdır. Siz aracınızı kaldırıma park ettiğiniz zaman bebek arabası ile gelmekte olan genç anne mecburen yola inecek. Bebeğini ve kendisini riske atacak. Peki bu anne sizin eşiniz olamaz mı? Sizin evladınız olamaz mı? Sizin ablanız olamaz mı?

Trafik ister yaya, ister sürücü olalım trafik bir ahlak ve bir insanlık olayıdır. İnsanlığın olmadığı yerde zaten işin bir de İslami yönünü hiç mi hiç konuşmamalıyız.

İzninizle bu bölümü noktalamak için polisin gözünden duruma bakıyoruz ve “Siz de haklısınız, hakkınızı helal edin” diyoruz. 

TOPRAK SARNIÇ MAHALLESİ

SAKİNLERİNİN İSTEKLERİ

Ş. Çoban isimli okurumuz kendi mahallesinde kendi sorununu bizimle paylaşmadan önce çektiği videoyu gönderiyor ardından da dertlerini şöyle paylaşıyordu. Bizde bu videodan bazı kareler aldık. Durum daha net olarak anlaşılsın diye.

foto-1-530.jpgfoto-2-444.jpgfoto-3-311.jpgfoto-4-198.jpg

“Sayın Uğur abi biz bu duyarsız yöneticilerden bıktık artık. Yeter diyoruz. Defalarca Meram Belediyesi’ni CİMER üzerinden şikâyet ettik ama nafile hiç bir sonuç yok. Belediye binasına 100 metre mesafe çöplük, hurdalık içinde. Akşam evimize köpekler yüzünden giremiyoruz, gündüz ise hurda arabaları her yerde. Konut arsaları tamamen hurdalık oldu. Şikâyetlerimize rağmen de kaldırtmıyorlar. Artık şunu düşünmeye başladım bence yetkililer bu arsaları bu şekilde kullandırttıkları için belirli menfaat içindeler. Toprak Sarnıç Mahallesi halkı olarak bu konudan çok rahatsızız. Böyle belediyecilik olmaz olsun. Yeter artık. Ne olur bu durumu köşene aktar belki senin sayende bu insanlar bu pislikten kurtulur ve sana duacı olurlar. Teşekkürler. İyi çalışmalar.”

…………….

Evet şimdi belki de belediyeci dostlarımız bize kızacaklar “Bunda ne var? Bizim işimiz bu mu?” diyecekler. Vallahi herkes olaya kendi cephesinden baktığı zaman haklı gibi görünüyor. Şimdi bizde videoyu iki, üç defa izledik. Bölge Meram Belediyesinin olsa da bazı yerler özellikle ana arteller Büyükşehir’in. Bugün için belki Büyükşehir’de bir şey yapamaz. Çünkü burası adı üstünde hurdalık. Ama vatandaş haklı, bölge Belediye Başkanlarının oturduğu bölge. Konya’nın en zenginlerinin gelip geçtiği güzergah. Evler, daireler güvenlik siteler Konya’nın en pahalı siteleri. O zaman (!). Bu görüntüler buraya yakışıyor mu? Evet, tam da bunu demek istedik buradan baktığınız zaman görüntü iğrenç (!) Belediyeciler ne iş yaparlar ki?     

MAALESEF BU İŞİN İÇİNDE

BAŞKA İŞLER VARMIŞ…

Çok iyi tanıdığım bildiğim ama zaman zaman şehrin ve ülkenin yönetim biçiminde bir türlü anlaşamadığımız abim kendisi çok rahat bir şekilde dile getirebileceği konuyu bizimle fotoğraflarla paylaşıyordu.

foto-5-125.jpgfoto-6-079.jpgfoto-7-049.jpgfoto-8-026.jpg

Sonra da şöyle diyordu;

“Köpekleri severim. Üstelik bu köpekler önlerinden gelip geçen kedilere bile saldırmıyorlar.  Aralarında ne oluyorsa havlayarak birbirlerini kovalıyorlar. Gel velakin hastaneye gelen vatandaş -özellikle kadınlar- korkuyor ve polikliniğe girmek için çevreden yardım istiyorlar. Yorum senin Uğur ağabey.”

………….

Ah canım abim ah. Ben ne diyebilirim ki? Geçen gün ben de oralarda idim. Abartmayalım her ağacın altında üçer dörder köpek. Evet sizin de dediğiniz gibi kimseye saldırmıyorlar. Çünküüüüü. Kulakları çınlasın Muzaffer Şeker hocam özel olarak söylemişti. Buradan emekli bir bayan hocamız maaşını buradaki hayvanlara aktarmış. Düzenli olarak gelip yemlerini veriyormuş. Yani bu hayvancıklar tok hayvanlar. Kuyruğuna basmaz iseniz kimseye saldırmıyorlar. Karınları tok, sırtları pek. Tabii dediğiniz gibi görüntü ise korkutucu ürkütücü. Durum böyle olunca da ne hastane yönetimi, ne de belediye yetkilileri bu hayvanlara kalıcı bir çözüm yapamıyorlar. Bölgenin başıboş köpekleri bile bolca ortalarda olan yemlere gelip buralara gelip binaların arasına yerleşiyorlar.

Burası neresi mi?

Meram Tıp Fakültesi’nin eski binalarının olduğu yerler.     

SADECE EMPATİ YAPALIM DİYE

KONUYU SİZLERLE PAYLAŞALIM İSTEDİK …

Hasan K…… isimli okurumuz bize aşağıdaki notu göndermiş. Bazı yerlerini şimdilik makaslıyoruz(!) !

“Beyhekim Mahallesinde …….. ilkokulunda çocuğumun arkadaşının parmağı kapıya sıkışarak koptu. Benim çocuğumun psikolojisi olaydan bu tarafa bozuk. Parmağı kopan çocuğa ve ailesine Allah sabır versin.

İşin ilginç yanı olay yaşanıyor çocuğun parmağı dikiliyor fakat tutmuyor.

Aradan iki ya da üç hafta sonra okula polis gelip müdürü ifadesi için karakola götürüyor. Okul yöneticileri daha sonra tüm kapılara önlem alıyorlar. İlginç olan şu dur ki polis okula gelmese hiç bir yetkili duruma müdahale etmeyecek ve onlar kahvelerini içmeye devam edecekler.

Sizden ricam okullarda bu tür olayların yaşanmaması için bir uyarı yazısı yazıp boş yere makam işgal edenleri uyarsanız da başka evlatlarımızın canı yanmasa.”

……………….

Buyurun bir veli, bir baba olan Hasan Bey’in yazdıklarını siz gazeteci olsaydınız insanlık adına yazmaz mıydınız?

Ne kadar samimi ve içten ifadeler.

Eğer Hasan Bey’e ulaşma imkanını ya da kanalını bulsaydım işi bu kadar basit geçmez, büyütürdüm. Ama şimdilik buraya noktayı koyalım ve tüm yöneticilerimize Cenab-ı Allah’tan vicdanlı olmaları için dua edelim.

BEN ADAMI KANSER Mİ EDİYORUM?

Arada bir ismen bahsederim bir dönem Konya’nın Türbe Önü’nden Zafer Meydan’ına kadar ticaret ile uğraşan esnaflık yapan bugünlerde ise kendisini Meram’ın nadide sakin bir köşesine çekip ağırlığı öbür tarafa veren abilerimizden Hasan Kavuş abimiz ile sık sık görüşürüz. Hasan abi kendisinin dile getiremediği, getirip de güvendiği dostlarını da kırmak istemediği sıkıntılı şeyleri samimiyetimizden dolayı bizlerle paylaşır. Hasan abi akıllıdır. Kendisi günaha girmez bizi günaha sokar(!) şaka.. şaka…  

Hasan abi dün öğle saatlerine doğru aradı. Selam sabahtan sonra direkt olarak soru bölümüne geçti “Sen kanser filan değilsin değil mi?”

-Yok abi vallahi şimdilik şekerim bile yok. (elhamdülillah)

“Oğlum o zaman seni anan şerbetledi. Ben senin yazdıklarını okudukça deliriyorum. Hasta oluyorum. Biliyorum ki sen bu yazdıklarının 50 mislini 100 mislini biliyorsun ve yazamıyorsun. Yok kardeşim. Seni okudukça hasta oluyorum. Bundan sonra seni okumayacağım. Dengem bozuldu yine” diyordu.

…………….

Hasan abi ve Hasan abi gibi düşünenler açısından düşündüm, bu yazıları okuduğum zaman (Hala hala bir de Hasan abi gibi Uğur Özteke’yi 30 yıldır 40 yıldır tanıyorsanız)  ben de çıldırırım ve çare olarak da vallahi ben de Uğur Özteke’yi okumam. Okursam da söverim…

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Herkes senin nasıl göründüğünü bilir, ama çok az insan nasıl olduğunu hisseder

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Nalçacı Caddesi’nde, Vatan Caddesi’nde, İstasyon Caddesi’nde trafik sağdan akarken sola durup ön koltukta oturan insanı yola indirmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum
Uğur Özteke Arşivi
SON YAZILAR