Konya’mızda tanıdığım bir abimiz acemi birliğinden Samsun'a tayini çıkar.

Samsun’a giderken Konyalı abimizi, “akıllı sözü dinlenir” diye grubun başına verirler.

Samsun’da birliğe teslim olur.

Birliğin komutanı Konyalı abimizi hizmet eri yapar.

Belli bir zaman sonra komutanın karnı ağrır.

Konyalı abimize sinameki otu alıp gelmesini söyler çarşıdan.

Çarşıya gidinceye kadar otun adını unutur, neydi neydi derken Sinoplu Bekir diye hatırlar.

Çarşıya gider orada birine sorar, oda sokağın içinde kunduracı der.

Kunduracıya varır “seni komutan çağırıyor” der.

Beraber giderler komutanın kapısını çalar “getirdim komutanım” der.

Komutan “tamam iyi bir döv” der.

Aşağıya indirir iyi bir döver, tekrar komutana gelir, komutan “bir de ıslat der.

Aynen denileni yapar, komutana gelir “ıslattım” der.

Komutan “Cezveye koy kaynat” der.

Cevap verir: “Cezveye sığmaz kazan lazım.”

Yüzbaşı şaşırır, “sinamekiyi getir” der.

Konyalı, “aşağıda” der.

Bunun üzerine yüzbaşı aşağıya iner adama bakar adam perişan.

Gördükleri karşısında şaşkınlık yaşayan ve ağrısı mağrısı kalmayan komutan bir yolunu bulup adamı gönderir.