Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Tarih kokan şehir: Mardin

Tarih kokan şehir: Mardin

  • Mardin’i gezerken dar sokakları, muhteşem görünümlü estetik yapıları (evleri-konakları)ve kapı üstlerindeki “Maşaâllah” yazılarıyla, tarihi çarşıları ve esnaf dükkânlarıyla birlikte sizi âdeta bir sünger gibi tarihin içine çekiyor.

 

Roma İmparatorluğu’nun ve ardından Doğu Roma’nın Sâsânîler’le olan mücadelesi sırasında askerî bakımdan önem kazanan Mardin, 640 yılında Hz. Ömer’in kumandanlarından İyâz b. Ganm tarafından barış yoluyla alındığı tarihi kaynaklarda ifade edilmekte.

Mardin ve bölgesi Türklerin hâkimiyetine Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın 478’de (1085) şehirdeki Mervânî hâkimiyetine son vermesiyle birlikte giriyor. Bu dönem, Mardin ve yöresi dahil olmak üzere el-Cezîre’nin tamamında Türk yerleşiminin başlangıcını oluşturuyor. Bölgeye, XI. yüzyılın sonu ile XII. yüzyılın başlarından itibaren Türkmen güçleri başlıyor.

 

MARDİN EN PARLAK DÖNEMİ: TÜRKMEN BEYİ ARTUK

Mardin, 496’dan (1103) itibaren el-Cezîre’de yoğunlaşan Türkmen ailelerinin en büyüklerinden olan Artuklular’ın eline geçti ve Hısnıkeyfâ Artukluları’nın yönetiminde kaldı. Hısnıkeyfâ hâkimi Sökmen b. Artuk’un 498 (1104) yılında ölümü üzerine oğlu İbrâhim Mardin’e, kardeşi İlgazi Hısnıkeyfâ’ya hâkim oldu. İlgazi daha sonra yeğeni İbrâhim’in elinde bulunan Mardin’i aldı ve “tabakāt-ı İlgāziyye” denilen Mardin Artuklu kolunu kurdu (500/1106). Böylece Mardin’de yaklaşık üç asır sürecek olan Artuklular dönemi başladı ve şehrin gelişmesi hızlandı. Mardin bu dönemde kale dışına taşan mahalleleri, sarayları, camileri, medreseleri, hanları, hamamları, çarşıları, pazar yerleriyle gerçek anlamda bir şehir hüviyetine kavuştu ve bir bakıma tarihinin en parlak dönemini yaşadı.

Mardin Artukluları Eyyûbîler’e tâbi hale gelmesinden sonra Mardin, Artuklu Meliki Sultan I. Alâeddin Keykubad zamanında (1220-1237) Anadolu Selçukluları’na tâbi oldu. Mardin’deki Akkoyunlu hâkimiyeti XVI. yüzyılın başlarına kadar sürdü. Bu dönemde Karayülük Osman’ın oğlu Hamza Bey, torunu Cihangir Mirza ve bunun oğlu Kasım Mardin’i yönetti. Bunların her biri Mardin ve çevresinde imar faaliyetlerinde bulundu; birçok eser meydana getirdi ve bunlara bağlı vakıflar kurdu. XV. yüzyılın sonlarından itibaren Safevîler’in nüfuzu altına giren Mardin 913’te (1507) Şah İsmâil tarafından işgal edildi. Ustacalu Muhammed bölgeye vali olarak gönderildi. Şah İsmâil ile 23 Ağustos 1514’te yapılan ve Osmanlı ordusunun galibiyetiyle sonuçlanan Çaldıran Savaşı bölgenin kaderini değiştirdi. Osmanlı kuvvetleri içinde bulunan İdrîs-i Bitlisî ve Hısnıkeyfâ hâkimi Eyyûbî Meliki Halil, Mardin halkıyla anlaşarak şehri teslim aldı. Osmanlı idaresi altında Mardin’de önemli bir hadise cereyan etmedi. Yalnız XIX. yüzyılda bazı olaylarla karşı karşıya kaldı. 1832’de şehirde merkezî idareye karşı küçük çaplı bir başkaldırı oldu. Osmanlı birlikleri şehri kuşatıp asayişi yeniden sağladı. Mondros Mütarekesi’nin ardından Mardin herhangi bir yabancı işgaline uğramadı. İngilizler’in Musul’u işgalleri sırasında bazı karışıklıklar vuku buldu. Millî Mücadele yıllarında İngilizler’in kışkırtmasıyla yörede Ali Batı aşiretinin başlattığı ayaklanma Mardin’i etkilemedi.

 

MARDİN ADI NEREDEN GELİYOR…

Cumhuriyetin başlarında Diyerbekir’den ayrılarak kurulan Mardin adı Süryânîce kaynaklarda Marde, Arapça kaynaklarda Mâridîn şeklinde kaydediliyor. Kelimenin menşei hakkında farklı görüşler ileri sürülmekle birlikte araştırmacılar, Mardin kelimesinin savaşçı bir kavim olan Mardeler’le ilgili olduğunu ve Mardeler’in İran hükümdarlarından Erdeşîr (226-240) tarafından buraya yerleştirildiğini zikrediyor. Mardin’in gerçek adının Merdin olarak halk arasında şöhret bulduğu ve “kaleler” anlamına geldiği de öne sürülen görüşler arasında yer alıyor. Şehrin bugünkü adı ise Arapça kaynaklarda geçen Mâridîn’den geliyor.

Mardin’i gezerken dar sokakları, muhteşem görünümlü estetik yapıları (evleri-konakları)ve kapı üstlerindeki “Maşaâllah” yazılarıyla, tarihi çarşıları ve esnaf dükkânlarıyla birlikte sizi âdeta bir sünger gibi tarihin içine çekiyor.

 

YARIN: Mardin’e elveda.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR