TEYAD’da “DÜNDEN BUGÜNE SENDİKACILIK ve MEMUR-SEN" Konuşuldu.

SENDİKACILIK BİR İHTİYAÇTAN DOĞDU  

Sendikacılığın serüvenini anlatan Latif Selvi zaman içerisinde ağaların ve derebeylerinin yerini şehirlerde patronların aldığına dikkat çekerek "Patronların yerini de devlet elitleri almıştır. Devlet elitleri semirdikçe semirdiler. Sınırsız bir dünyadan söz ederken, herkesin eşit yurttaş bağlamında aynı şekilde kıymetli olacağından söz edenler, zaman içerisinde otoriter bir devlet inşasını gerçekleştirdiler, herkesi susturdular ve devlet gücünü kullanmak suretiyle bütün kaynaklara devlet eliyle çöktüler. Ama çalışanlar için ne değişti derseniz, paradigmada değişen birşey olmadı. Değişen şey; çalışma ortamları değişti, şartlar değişti, ülke ortamları değişti. Ama onlar için değişmeyen birşey vardı; marabalık devam etti. İmtiyazlılar semirmeye, geriye kalanlar ise onların artıklarıyla geçinmeye mecbur kaldı ve kalmaya da devam etti. İşte sendikacılık böyle bir zeminde, bir fiili dirimden, bir ihtiyaçtan doğdu. Yani çalışma hayatında siz bir taraf olacak irade koyamıyorsanız hak ettiğinizin karşılığını alma ihtimaliniz yok. Bu ortaya çıktı. Böyle bir durumu görünce siz kendi örgütlülüğünüze önem vermeye mecbur kaldınız. Ve böylece bir fiili durumla gelişerek devam etti." dedi.

HERKES KENDİNİ SORUMLU GÖRMELİDİR

Sendikacılığın temeli itibariyle alın teri ve emeğin karşılığı olduğunun altını çizen Selvi; "Herkesin insanî ölçülerde emeğinin karşılığını alarak yaşayabilmesi gerekir. Bunu temin etmek de bizim Müslümanlık ve insanlık görevimizdir. Bunun yerine getirilebilmesi için kendimizi sorumlu görmeliyiz. Bunu başarabilmek için de örgütlülük temelimizi güçlü hâle getirmeliyiz ve kamuda hizmet ettiğimiz için de kamunun bütün dönüşüm süreçleri de dâhil olmak üzere mekanizmalarına tesir edebilmemizin yolu kollektif aklı ve enerjiyi harekete geçirmeliyiz. Bunu da başarabilmek için kamunun bütün hizmetlerini gören arkadaşlarımız kendilerini de sorumlu görmeleri gerekiyor. Aynı zamanda hepimiz yurttaş olarak kendimizi sorumlu görmeliyiz."dedi.

KRİZDE İŞÇİ ÇIKARANLAR VERGİSİ DÜŞÜK SIFIR ARABA KUYRUĞUNDALAR

Eğitimle ilgili cümle kuranların hepsinin eğitimde bir başarı yakalamak için başarının omurgası olan öğretmenlerle öğrenci arasındaki iletişimi güçlendirmek olduğunu söylediklerine dikkat çeken Selvi; "Eğitimin aktörleri olan öğretmenlerin ve üniversite hocalarının, bilgi teknolojilerinin öne çıktığı bir zamanda yeteri kadar dikkate alınmadığını ve emeklerinin karşılığının verilmediğini görüyoruz. Bir başarı bekliyorsanız, karşılığını da vermek zorundasınız. Ama yetkililer elimizde ne varsa hocalara veriverelim mi, diyorlar. Sorumluluğu yükslerken hocalardan dünyada en çok gelir getirebileceği icatlarını gerçekleştirmesini istiyorsun. ama sonra ne vereceğiz dediğimiz zaman, kusura bakmayın size vereceğimiz birşey yok, diyorlar. Kriz var, işçi çıkarmalıyım diyen insanlar, tüketim vergisini düşüyoruz sıfır araba satacağız denildiğinde kuyruğa geçiliyorsa bir problem var demektir ve bu konu krizden daha derindir, insanî temelde bunların konuşulması gerekiyor."dedi.

Program sonunda Memur Sen Konya İl Temsilciliği ve Eğitim-Bir-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer  günün anısına konuşmacı Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi'ye dernek plâketini takdim etti.