Bugün yazımıza benim de ilk defa duyduğum bir konuyu yazarak başlamak istiyorum. Allah var ya vatandaş dert yanmasa ne polisle ilgili bir şey yazarım ne de Maliyelik. Allah muhafaza. Duamız odur ki Allah düşmanımı buralara düşürmesin.

Dün sabah bir hanımefendi aradı.

Trafikte kırmızı ışıkta geçmeden ceza yemiş. Mail adresine cezası, nerede hangi gün hangi saatte ve neden ceza yediğine kadar tüm bilgi gelmiş. Hanımefendi cezasını zamanında ödemek için maliyeye gitmiş. (Hanımefendinin aciliyetinin sebebini de öğrendim bu cezalar belli bir sürede veya nakit ödenirse belli bir miktarda cezadan indirdim oluyormuş.)

Hanımefendi cezasını ödemek için dün sabah mesai ile birlikte maliyede. Numara sırası almış. Ve sıra kendisine geldiği zamanda ödemek için vezneye gitmiş. Görevli arkadaş böyle mail ile telefonla gelen bilgiye göre ödeme yapılamayacağını söylemiş.

Hanımefendi Maliye'den çıkınca bizi aradı. Niye aradı? Bir insan cezasını çekmek için devlete ödeme yapmaya gidiyor ama ödeyemiyor. Niye? Muhtarlıktan kağıt gelecekmiş ya da adrese tebligat gelmesi lazım imiş. Peki nerede benim koskoca güzel devletimin büyüklerinin dediği teknoloji. Hani nerede bürokrasinin azaltılması hatta yok edilmiş olması.

Yani namuslu vatandaşın kaderi böyle mi olmalı?

Düzgün esnaf ile sanayici yani para kazanan kim olursa olsun dertli. Niye? Bu insanlar vergilerini ödemelerini devlete namus borcu gibi zamanında öderler. Peki ya ödemeyenler? Onlar bilerek ya da ellerinde olmayan nedenlerle ödemezler. Ama sonuçta üç yılda bir beş yılda bir onlara af gelir. Peki zamanında ödeyenin günahı ne?

Bu hanımefendi de şöyle diyordu, “Uğur Bey, Maliye'de bir sıkıntı yok. Vezneler çok iyi çok hızlı çalışıyor. Polisin de bir kusuru kabahati yok. Onlar da haklı olarak kırmızı ışıkta geçtim ise cezamı kesecekler. Bu bana bildirilmiş. Buraya kadar çok güzel. Ama peki sabahın köründe mesai başlar başlamaz ben borcumu ödemek için otobüse binip ta Maliye’ye kadar gideceğim. Borcum belli. Ama ödeme yapamayacağım. Ya kağıt gelmez ise. Ya muhtara zamanında gidemez isem. O zaman ya cezalı ödeyeceğim ya da haciz dahi gelirmiş”…

Bakın biz artık bir dünya ülkesiyiz. Dünya ile havada karada savaşta barışta herkes ile yarışıyoruz ve canlarına okuyoruz. Bu işe benim de aklım ermedi. Bir yerde bir küçük kaçak var gibi geldi. Yani vatandaş mailine gelen cezayı gösterip parasını ödemeli ama değil mi?

SİLLE YOLU’NDA RADAR VAR

Bu kadar ceza polis demişken birkaç konuyu da yazmak istiyorum. Çünkü bu konuda bize gelen bilgiler ya da şikayetler var. Mesela Erenköy yolunda ceza yiyen vatandaş burada radar yok diyorlar. Allah var ya ben de buna dikkat etmemiştim. Ama dikkat edince gördüm ki en az üç defa uyarı levhası var. Haaa burada polis ya da ilgililer uyanıklık yapmışlar. Radar var dememişler sadece “hız kontrolü yapılır” yazmışlar. Ve hız kontrolü yapıp cezaları kesmişler.

KAMERALAR ÇALIŞIYOR

Diğer yandan vatandaş bize sürekli yazıyor. “Kameralar söküldü. Sürücüler deli gibi araç kullanıyor. Hız kontrolü yapılmıyor.”

Onlara da dilimizin döndüğü kadar anlatıyoruz. Ve biz şunu biliyoruz ki sökülenlerin yerine süratle yeni kameralar takılıyor. Hatta kamera olmayan kavşaklara bile yeni yeni kameralar takılıyor. Şehrin her yanında kamera olacak. Yani birileri sizi bizi izlemeye devam edecek. Bu yüzden kimse endişe etmesin. Kameralar çalışıyor ve cezalar hız kesilmeden yazılıyor. Suçlu suçunun cezasını çekiyor. Güvenlik konusunda kimsenin yaptığı yanına kar kalmıyor. Ve kalmamalı da…

İsterseniz bugünü burada noktalayayım. Siyasete ve diğer konulara girmeyelim.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Hiç bir şeyi kaybetmiş sayılmayız, kendimizi kaybetmediğimiz sürece.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bazı öğrenci servisleri İstanbul Yolu’nda EDS bölgeleri dışında aşırı hız ve magandalık yapmadıkları zaman daha iyi ADAM oluruz.