Dün tüm Türkiye de ve Dünyada, katil İsrail Devletince, Filistin de yapılan zulme ve Gazze de yapılan katliamlara karşı ciddi bir ayaklanma oldu. Bu manada ben de Konya’da yapılan nümayişe katıldım.

Nümayiş öncesi Konya Birlik Vakfında önce akademisyen, sonrasında Konya Büyükşehir Belediye Başkanı, Milletvekilliği gibi daha birçok vazife üstlenmiş, büyüğümüz, abimiz muhterem Doç. Dr. Halil Ürün ile görüştüm ve ileride yayınlanmak üzere özel bir sohbet yaptık.

Devamında, beraber Gazze Nümayişine katılmak üzere Kılıçaslan Meydanına geçtik. Bu meydanda ve başka yerlerde de birçok Nümayişe katılsam da, dünkü Nümayiş oldukça canlı ve heyecanlı başladı, sonuna kadar öylece de devam etti. Kılıçaslan Meydanında başlayan yürüyüş, Şehir Meydanında sona erdi. Gayet sakin geçen yürüyüşe yollarda halktan da ciddi destekler de vardı.

Başlık olarak 6 Eylül 1980 den, 6 Eylül 2025’e almamın bir sebebi olsa gerek. Hatırlanırsa 1980 de Konya’da merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan liderliğinde siyasi bir Nümayiş yapıldı. Millî Selamet Partisi Genel Merkezi, kendisine yakın çevrelerin bu tepkisini dile getirebilmesi adına "Kudüs'ü Kurtarma Mitingi" sloganı da "ya tam susturacağız ya kan kusturacağız!" idi.

İsrail Hükûmeti, 23 Temmuz 1980'de Kudüs'ü İsrail'in ebedî başkenti olarak ilan etti. Söz konusu kararın 30 Temmuz 1980 tarihinde İsrail Parlamentosu Knesset'te onaylanması üzerine 28 Ağustos 1980'de Türkiye, tepki olarak Kudüs'teki Başkonsolosluğu kapatıp İsrail ile ilişkilerini maslahatgüzarlık seviyesine indirdi. Ancak muhafazakâr çevrelerin söz konusu karara, dolayısıyla İsrail'e tepkisi bununla sınırlı kalmadı, şiddetli protestolara sebep oldu.

6 Eylül Konya Nümayişine 100 bin kişi katılması korkuttu. Bunu Zamanın yalaka medyası “büyük çoğunluğu sarık, cübbe ve şalvar giyen bu kalabalık içinde yer alan bazı kimseler çevredeki binalara yeşil renkli boyalarla slogan yazdı, şeriat bayraklar açtı” olarak verdi.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, olayı öğrendikten sonra çok sinirleniyor ve Nümayişi "31 Mart Vakası provası" olarak niteledi. Devamında İstiklal Marşı'mız protesto edildi, yobazlar "ezan sesi istiyoruz, bu marşı söylemiyoruz" diye bağırmışlardır şeklinde provokatörlerin protestosunu masum halka yükleyerek tezviratlarda bulundu. Kısaca Konya 6 Eylül 1980 Kudüs Nümayişi, İsrail Parlamentosunun Kudüs'ü başkent ilan etmesi nedeniyle yapılsa da, zamanın birçok basın ve yayın kaynaklarında protesto ve şiddet olayları olarak gösterilerek, ihtilale zemin hazırladı.

Sonuçta ne oldu: ülkemde yükselen şiddet, terör olayları ile birlikte 6 Eylül, 1980 Konya Nümayiş de bahane edilerek, cunta tarafından 12 Eylül 1980 ihtilali gerçekleştirildi. Her nasılsa, 11 Eylül’de kan gövdeyi götürürken (veya götürtülürken) 12 Eylül birden bitti, yeni bir cunta dönemi başladı. Ben o tarihte 2 senelik Devlet memuru idim ve talebelik yıllarımdan beri bu olayların çoğunu da yaşadım.

6 Eylül 1980 den, 2025’e tam 45 sene geçmiş, İsrail’in yaptığı haksız işgaller bitmemiş, şiddeti daha da artarak katliamı soykırım seviyesine yükseltmiştir. Dünkü Tel’inin anlamı, Müslüm, gayri-Müslüm, vicdan sahibi, 45 ülkeden 1000 kadar insan 70 tekne ile İsrail baskısını kırmak için çıktıkları kutlu yola destek vermek amacıyla yapıldı.

Bir anlamda 45 sene önce ülkemde masumane başlayan Siyonizm’i Tel’ini 80 İhtilaline konu oldu ve değişik bahanelerle, her kesimden Anadolu gençlerini darağacına gönderildi. Darbeyi yapanlar hesap vermeden dünyadan göçse de, Filistin Davası günümüzde dünya insanlığına taşındı. Son 100 senede Ülkeme çok yazık oldu, çok iyi fırsatları teptik. Günümüzde de Siyonizm işbirlikçileri bir şekilde varlığını devam ettirse de, Filistin davasını sulandırsa da, esas olarak Dava bizim davamızdır.

Filistin için Dünyanın ayağa kalkışı inşallah Siyonizm’in sonunu getirecek de, bakalım bu sefer bizim yerli uşaklar tersine mi bir ihtilal yaparlar.