Tuzcuoğlu: Bizim Şehir, medeniyetin yeniden inşası projesidir

Tuzcuoğlu: Bizim Şehir, medeniyetin yeniden inşası projesidir
“Bizim Şehir, medeniyetimizin bu çağda yeniden inşası projesidir. Türkiye’nin yeni şehircilik vizyonudur” diyen Tuzcuoğlu, Türkiye’de bir çok şehrin dahil olmak için kıyasıya mücadele verdiği BİZİM ŞEHİR projesiyle kimlikli, insan odaklı, akıllı, güvenli

Ülke gündemi sıcak gelişmelerle meşgulken gazetemize vakit ayırmanız bizi çok mutlu etti. Bakanlık ve İlbank’taki göreviniz nedeniyle, birçok ilin kültür ve şehirciliği ile ilgilenmek durumundasınız. Ramazan ayındayız. Konya Ramazanlarını özlüyor musunuz?

Öncelikle hemşerilerimizin ve tüm İslam aleminin mübarek Ramazan ayını tebrik ediyorum. Konya doğup, büyüdüğüm ve yetişmemizde en büyük paya sahip olan bir şehir. Medeniyetimize ait değerleri ilk bu şehirde öğrendik. Çocukluğumuzda sokaklarında oynadığımız şehir Konya. Meram’da arkadaşlarımızla pikniğe giderdik. Kapu Camii’nde rahmetli Tahir hocasını vaazları dinlenirdi. Çok küçük yaşlarda Tahir Hoca’nın vaazlarını dinlerken babamın dizlerinde uyuduğum günleri hayal meyal hatırlarım. Düğünlerden kulağımızda kalan musiki Kör Ahmet’e aitti. Her köşesinde ayrı ayrı hatıralar. Rahmetli annemin Ramazan hazırlıkları, evimizde dolup dolup boşalan dost ve akrabalarla iftar sofrasındaki buluşmalar ve hep birlikte gidilen teravih namazları... Konya’da Ramazanlar bir farklıdır. Her köşesinde ayrı bir feyz, ayrı bir ruhaniyet… Kapı Cami’nin teravih namazlarını, Sultan Selim’in öğle ezanını, Konevi’nin imbikten gönlünüze damla damla süzülen irfanını, Mevlana’nın çağlar ötesinden ruhunuzda kopardığı aşk fırtınasını anlatmakta söz kifayetsiz kalır. İftara doğru Aziziye esnafından alışveriş yapma telaşının verdiği hazzı ne yazık ki her şehirde yakalayamıyorsunuz. Konya, ruhu olan bir şehir. İnsanını; tarihiyle, manevi iklimiyle besleyip, büyüten bir şehir. İnşallah bu ruhu kaybetmeyiz.

Bazı çalışmalarınızı zaman zaman haberleştiriyoruz. En son Bizim Şehir projesine sayfalarımızda geniş yer verdik. Şöyle bir algı oluştu Konya’da; “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, önemli bir projeyi hayata geçiriyorsa; “Refik Bey bu projeye Konya’yı da eklemiştir.” Birçok ilçe belediye başkanımızdan da sık sık duyuyoruz; “Sağolsun Refik Bey işimizi halletti, bize araç verdi, kredi işimizi çözdü, onun vesilesiyle arıtma tesisimiz tamamlandı” gibi. Bunlardan da en sıcak konu başlığına gelmek istiyorum. Bizim Şehir Projesi gündemde önemli yer tutuyor. Nedir Bizim Şehir, anlatır mısınız biraz?

Bizim Şehir, medeniyetimizin bu çağda yeniden inşası projesidir. Türkiye’nin yeni şehircilik vizyonudur. Belki 15 yıldır zihnimde olgunlaşan, demlenen ve hayata geçirebilmek için Cenab-ı Hakk’tan imkan lütfetmesine dua ettiğim bir çalışmadır. Özetle açıklayacak olursak, medeniyetimizin tarihte kurduğu o muhteşem şehirlerin; taşıdıkları ruh ve eşyaya yansıyan sanat boyutlarını, bu çağın teknolojisini kullanarak yine bu çağın insanlarının ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden yorumlanarak hayat geçirilmesidir. Bu topraklara ait yeni bir şehircilik içtihadıdır. Ama dünyaya da örnek olacak özgün şehircilik detayları içermektedir. Öncelikle bakanlıktaki ekip arkadaşlarımızın projeye inanması gerekiyordu. Bu başarıldı ve belli bir fikri olgunluğa gelmiş olduk. Bu konu ile ilgili adeta bir şehircilik laboratuvarı kurduk. Bakanlık bürokratlarımız, mühendislerimiz, üniversitelerimizin değerli akademisyenleri, bilgi ve birikimlerini bu laboratuvarda bir araya getirdiler. Medeniyetimizin kodları, şehirlerimizin tarihsel yolculukları, sosyolojik birikimle harmanlandı. Sonra bu birikimi bu çağın insanının şehirden beklentileriyle buluşturduk. Aylarca süren uğraşlar sonucunda ortaya Bizim Şehir projesi çıktı. Aslında Bizim Şehir için; Sayın Cumhurbaşkanımızın şehircilikle ilgili ifade ettiği, yatay mimari ve medeniyet tasavvuru vizyonunun araştırma ve uygulama birimidir de diyebiliriz.

refik-tuzcuoglu-(1).jpg

Bizim Şehir projesi ne vaat ediyor peki? Ya da şöyle sorayım Bizim Şehir neleri değiştirecek?

Bir şair; ‘gökdelenler, şehirlerin mezar taşlarıdır,’ diyor. Bir şehir de ne kadar çok yüksek bina varsa, bence o şehir, beyin ölümüne o kadar yaklaşmıştır. Çünkü, binalar göğe yaklaştıkça, temellerinin altına insanın ruhunu ve tarihin hafızasını alıyor. Ve ne kültürümüzde ne de medeniyetimizde olmayan bir şehircilik anlayışı ortaya çıkarıyor. Bugün, Konya’ya ilk kez giren biri, İnce Minare’yi, Alaaddin Camii’ni, Karatay Medresesi’ni görmezse, buranın bir Selçuklu şehri olduğunu anlayabilir mi? Oysa Konya bir Selçuklu payitahtı. Maalesef genel silüetten bunu anlamamız mümkün olmuyor. Ne yazık ki, Türkiye’nin pek çok şehrinde manzara bu şekilde. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konu ile ilgili çok güzel bir tespitleri var; ‘insan, toprağa yakın yaşamalıdır” diyor. Yani, binaları ne kadar göğe doğru yükseltirsek o kadar insandan ve benliğinden uzaklaşıyoruz.

O zaman şunu diyebilir miyiz; Bizim Şehir yatay mimariyi mi özendirecek?

Sadece özendirmeyecek, bunu hayata da geçirecek. Bizim Şehir ile birlikte, kimlikli, insan odaklı, akıllı, güvenli ve yeşil mahalleler kuracağız. Bu örnekleri yaygınlaştırarak Türkiye şehirciliğinde yeni bir dönemin kapılarını aralamak istiyoruz.

Peki, bu proje ilk etapta hangi pilot illerde hayata geçecek?

Gaziantep, Kayseri, Balıkesir ve Konya’da. Bir çok şehir bu kapsama girmek için bakanlığımızı zorlamaya başladı. Biraz temkinli hareket ediyoruz ama yaygınlaştırmak istiyoruz. Yeni bir proje olduğu için akademik adaptasyonun da olgunlaşması lazım.

refik-tuzcuoglu-(2).jpg

Konya’daki çalışmalar nasıl ilerliyor, ne durumdayız?

Konya Büyükşehir Belediyemiz ve Selçuk Üniversitemiz ile birlikte çalışıyoruz. Selçuk Üniversitemizi bilinçli olarak tercih ettik. Diğer şehirlerimiz için Gazi ve Hacettepe gibi saha tecrübesi bir hayli yüksek üniversitelerle yürüyoruz. Ancak Selçuk Üniversitemizde değerle akademisyenlerimiz var. Üniversitemizin bu proje ile birlikte saha tecrübesini artırmayı da hedefledik. Geçtiğimiz hafta içerisinde Selçuk Üniversitemizden gelen çalışma grubumuzla Ankara’da bir toplantı daha gerçekleştirdik. Konya’nın mimari, kültürel ve tarihi dokusunu modern yaşamın şehircilik ihtiyaçlarıyla harmanlayıp medeniyet tasavvurumuzun izlerini taşıyan mekanlar tasarlıyoruz. Selçuk Üniversitesi, Bakanlığımızın bürokratları ve uzmanları ile projenin detayları hakkında sık sık istişarelerde bulunuyoruz. Türkiye’ye model olacak çalışmaları yılsonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Gaziantep’te başlattığımız projede daha hızlı mesafe aldık. Belediyelerin kendi mülkiyetleri de projeyi hayata geçirecek büyüklükte olduğu için hızlı mesafe aldık. Zannediyorum 4-5 aya kadar orada temel atmış oluruz. Konya’da askeri arazinin alınması ile ilgili gerekli anlaşmalar Büyükşehir Belediyemiz tarafından tamamlandı. Milli Savunma Bakanlığı ile gerekli protokoller imza altına alında. Biz de proje çalışmalarını bütün hızımızla yürütüyoruz.

Bizim Şehir Projesi, Konya’da tam olarak nerede hayata geçecek?

Selçuklu sınırları içindeki askeri cephaneliğin bulunduğu arazide yürütüyoruz. Yani Beyşehir Caddesi ile Sille Yolu arasındaki sahada. Konya yöresel mimarisini esas alacağız. Toplumsal değerlerimizi yaşatacak, çocuk, genç, yaşlı ve kadınlara yönelik ihtiyaçlara özel önem verecek bir planlama anlayışını hakim kılacağız. Ulaşım sorunlarının çözümü çok alternatifli değerlendirilecek. Bölge, akıllı şehircilik konseptiyle projelendirilecek ve inşa olunacak. Fotovoltaik paneller ve güneş kolektörleri kullanılarak yenilenebilir enerjiyi binalarda kullanacağız. Çevreci ve yeşil dostu bir bölge olarak Türkiye’ye örnek olacak. Aynı zamanda ciddi bir kaynak üretimi de Büyükşehir Belediyesi açısından mümkün olacak. Her yönüyle buram buram Konya hissedilecek.

refik-tuzcuoglu-(3).jpg

Yine, birçok okuyucumuzun merakla beklediği başka bir konuya geçmek istiyorum. İmar Barışı geçtiğimiz günlerde yasalaştı. Peki, bu yasa kimleri kapsıyor, vatandaşa ne kazandıracak?

İmar barışı düzenlemesi ile yaklaşık 13 milyondan fazla konutun imar ve ruhsat sorununu çözmüş oluyoruz. İmara aykırı yapılar, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı imalatlar, iskan alındıktan sonraki eklemelerle ilgili tüm yapılar bu barıştan faydalanabileceklerdir. Yıkımla imara aykırılık nedeniyle yıkımla karşı karşıya olan tüm binalar yapı kayıt belgesi ile yıkımdan kurtulmuş olacak. Tabi binalarının sağlamlık riski kendilerine ait. Bundan dolayı birçok cezaya maruz kalmışsınız. Bu cezalar düşmüş olacak.

 

Bu belge beraberinde ne tür kolaylıklar getirecek? Mesela kaçak olduğu için evine elektrik ve su bağlatamayan vatandaş elektrik ve su bağlatabilecek mi?

Evet elektrik ve su bağlatabilecek. Yapı Kayıt Belgesi iskan yerine geçeceği için bu belge ile elektrik ve su bağlanabiliyor. Doğal gaz bağlanabiliyor. Eğer bu binalarla ilgili yıkım kararı varsa, o da ortadan kalkmış olacak. Hatta şunun da müjdesini vermiş olalım, eğer tahsil edilemeyen bir idari para cezasına uğramışlar ise onlar da bu yasayla birlikte iptal edilmiş oldu. Haklarında açılan davalar var ise davalar düşmüş olacak.

 

Tarımsal arazi ve meraya yapılmış yapılar için de yapı kayıt belgesi alınabilecek mi?

Evet onlar da yapı kayıt belgesi alabilecekler, sorunlarını çözebilecekler. Tabi yasanın getirdiği istisnalar da var. Boğaziçi ön görünüme giren yerler, İstanbul tarihi yarımadada belirlenen konumlar ve Gelibolu tarihi alan bu yasanın istisnasıdır. Konya’da istisna olan yer yoktur. Ancak şunu belirtmekte yarar yarar var. Bu yasa müktesep bir hak vermiyor. Yani kentsel dönüşüme yapmaya engel değildir. Plan değişti yol üstünde kalındı. İstimlake mani değildir. Yasanın usul esaslarını belirleyecek yönetmelik ile ilgili şu an teknik arkadaşlarımız çalışıyor. Kısa bir süre sonra yeni açıklamalar yapacağız.

 

Peki, vatandaş ne kadarlık bir ödemeyle yapı ruhsat belgesine kavuşacak?

Yapılan tespit sonucunda arsa emlak değeri ile yapı yaklaşık maliyeti toplamı üzerinden yüzde 3 oranında bir bedel ile belgelerini alabilecekler. Yani, 100 metrekarelik bir ev için ödenecek tutar 2 bin ila 5 bin civarında bir miktara tekabül edecektir. Tabi arazinin kıymeti ve bölgenin değeri de burada önemli. Konutlar için yüzde 3 olarak hesaplanacak olan oran ticari yapılar için yüzde 5 olarak hesaplanacak.

refik-tuzcuoglu-(4).jpg

Son olarak Sayın Müsteşarım, imar barışı sayesinde ne kadarlık bir gelir elde edilecek ve bu gelir nerelerde kullanılacak?

40 Milyar Türk Lirası’nın üzerinde bir gelir bekliyoruz. Bu paralar, kentsel dönüşüm ve depremle mücadeleye kaynak olarak aktarılacak. Malumunuz, kentsel dönüşümde en büyük problemlerin başında finansman problemi var. Yapı Kayıt Belgesi’nden kaydedeceğimiz maddi gelir olduğu gibi Kentsel Dönüşüm hesabına aktarılacak ve inşallah finans sorununu büyük oradan çözmüş olacağız. Çünkü kentsel dönüşüm çalışmalarında kaybedecek bir dakikamız bile yok. Sayın Bakanımız, her fırsatta çeşitli mecralarda dile getiriyor; ne yazık ki göz bebeğimiz İstanbul deprem bölgesinin tam ortasında. Ve bu bizi tedirgin ediyor. Çünkü 17 Ağustos depreminde çok acı bir tecrübe yaşadık, ağır bedeller ödedik. Göçük altında bıraktığımız kardeşlerimizin acıları hala içimizde. Onun için bakanlık gündemimizin ana konularını kentsel dönüşüm çalışmaları oluşturuyor. Şu anda 81 ilimizde de kentsel dönüşüm çalışmalarımız devam ediyor. 7 buçuk milyon bağımsız birimi yeniden yapmayı hedefliyoruz. Yılda 500 bin konut yeniden üretilecek.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum