Eğer tamahkârsanız, paratoner gibi üçkağıtçıları üzerinize çekersiniz.

Tosun paşa toplumun zaaflarını iyi etüt etmiş.

Günümüz toplumu kısa zamanda az emekle çok zengin olmanın yollarını arayınca, birileri de bundan istifade edecektir haliyle.

 Sözüm meclisten dışarı, teşbihte hata olmaz. Eşek çamura çökünce, yol gösteren de çok olur.

“Oh olsun” desem çok mu acımasızlık olur?

Öyleyse, bu da bize ders olsun diyelim.

25 yaşında ticari geçmişi olmayan bir adamın nesine güvendiniz de elinizdekini, avcunuzdakini teslim ettiniz?

Az değil. Tam 77 bin kişi kısa zamanda zengin olmanın hayali ile Çiftlik Bank’ın ortağı olmuş.

Hiç kimse Tosun Paşa’yı zengin etmek için girmedi bu yola.

77 bin kişinin de ortak hayali kısa zamanda köşeyi dönmekti.

Döndüler…

Unutmayın ki, hızlı yükselişin, düşüşü de hızlı olur.

Üçkağıtçılara güvendiğimiz kadar, namuslu insanlara da güvenmiş olsak başımıza bu tür belalar gelmeyecek.

Geçmişte de milletin zaafından faydalanan uyanıklar, açık gözler çıkmadı mı? Onların da muhatapları hep tamahkarlardı.

Sülün Osman’lar, Banker Kastelli’ler, Banker Bako’lar, Parsadan’lar durup dururken çıkmadı. Tıpkı Tosuncuk Mehmet Aydın gibi.

Bir koyup, beş almak istedikçe, aza kanaat edip helaline talip olmadıkça, az emekle çok zengin olma hayalleri kurmaya devam ettikçe daha çok tosunlar çıkacak.

Dünya nimetlerinden kim istifade etmek istemez?

Üç günlük dünya hayatında bir eli yağda, bir eli balda olmayı istemeyen olur mu? Ama helalinden olmalı. Alın teri ile olmalı. “Bul karayı, al parayı” diyenlere itibar ettikçe, evdeki bulgurdan olmak da var.

Ne demiş atalar: “Hoca hocayı tekke de, hacı hacıyı da Mekke’de bulurmuş.”

Üçkağıtçı da tamahkarı Çiftlik Bank’ta buluyor.

Hayırlı işler…