Torku Konyaspor, bir maçtan daha beraberlikle ayrıldı. 6 maçta 1 galibiyet bu güzel takıma ve taraftara hiç yakışmadı. Avrupa hedefleriyle çıkılan yolda şimdi farklı şeyler konuşuluyor. Mesut Bakkal da -şaşırtıcı bir şekilde ilk kez- takımdan memnun olmadığını söyledi. Oysaki haftalardır kimse memnun değil zaten.

Mesut Bakkal bir an önce Djalma’nın dönmesini bekliyor ama takımdaki asıl sorun Djalma’nın yokluğu değil, golcü yokluğu. Rangelov ve Marica’nın şu ana kadar ki performansları sıradan bir forvetten farksız.

Mesut Bakkal, maçtan sonra “bu kadar vasat oyuncunun olduğu bir yerde aldığımız sonucu küçümsememem gerekiyor” dedi. Hoca son derece haklı. İlk haftadan beri Torje, Ali Çamdalı ve Mehmet Uslu dışında takımda iyi olarak göze çarpan bir isim yok. Ama unuttuğu bir şey var, kendi de vasat. Mesut Bakkal’ın Ali Turan ve Mehmet Güven takıntısı şimdiye kadar Konyaspor’un başına dert oldu, yakında kendi başına dert olur. Mesut Hoca, vasat dediği oyunculardan sezon başından beri daha vasat bir görüntü çiziyor. Kadro tercihleri ve oyuncu değişiklikleri bunu açıkça gösteriyor. Bir takımda sadece oyuncuların formda olması yetmez, hocanın da formda olması gerekir. Ne yazık ki Mesut Bakkal oyunculardan daha formsuz.

Hleb bu sezon bir türlü kendine gelemedi. Peki niye bu kadar sabrediliyor? Dünya yıldızı diye kötü olduğu halde oynamak zorunda mı? Niye Recep’e şans verilmiyor? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi? Kafamda deli sorular…

Tekrar Mesut Bakkal’a gelelim. Kötü futbol ve kötü sonuçlardan dolayı hocanın gitmesini isteyenlerin sayısı günden güne artıyor ne yazık ki. Ne yazık ki diyorum çünkü futbolda istikrardan yanayım. İstikrar gelmeden başarı gelmez. Bu takımı geçen sezon ligde tutan Mesut Bakkal’dı, bu sezon da küllerinden doğuracak olan o. Bu formsuzluğu elbet geçecektir ve yeniden form tutacaktır. Hem taraftarın, hem yönetimin hem de biz basın mensuplarının biraz sabretmesi gerekir. Sabrın sonu selamettir. Hadi selametle…