Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Vezir Sâhib Ata ile Mevlânâ dünür müydü?

Vezir Sâhib Ata ile Mevlânâ dünür müydü?

TARİHE YOLCULUK (185)

Tarihçi Zehra Odabaşı, Selçuklu’nun “Sultan” gibi hareket eden ünlü veziri Sâhib Ata Fahreddîn Ali’nin kızı ile Hz. Mevlâna’nın oğlu Alâeddîn Çelebi ile evli olduğunu iddia etti. Hz. Mevlâna’nın Sahib Ata’dan “Devrin ‘Nizâmü’l-mülk’ü olarak bahsettiğini de söyledi.

 

 

İkindi Sohbetleri, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından 2014’ün Mayıs ayında tarihî Koyunoğlu Evi’nin asma bahçesinde bir Cumartesi günü saat 16.00’da Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ile Konya Fikir, Sanat, Kültür Adamları Derneği Başkanı Seyit Küçükbezirci’nin ilk sohbetleri ve Konya Yaşam Kültürü Müzesi’nin gezilmesiyle başlamıştı.

‘Yaşayan Konya Hafızası’nın dile geldiği İkindi Sohbetleri yanılmıyorsam 140 programa ulaştı. Sohbet, konferans ve panellerle birlikte bazen ilçelere seyahatlerle birlikte İkindi Sohbetleri’nin marka haline gelmesinde büyük emeği olan Koyunoğlu Kütüphanesi ve Müzesi Müdürü Hasan Yaşar’a hem kutlamak hem de teşekkür etmek gerekiyor.

Yaşayan Konya Hafızası deyince; bunun içine Konya’nın harsını, folklorunu, tarihini, sanatını sosyal ve kültürel hayatta ne varsa tasavvufu ile birlikte irfanını da birlikte düşünmek gerekiyor.

Yaşayan Konya Hafızası denilince, benim aklıma hemen Selçuklu Tarihi geliyor. 140 programdan pek çoğu incelendiğinde, karşımıza büyük bir bölümüyle Türkiye Selçuklu Tarihi çıkacaktır. Hangi ilçemize giderseniz gidin tarihi yerleri gezdiğinizde Konya’nın pek çok medeniyetlere beşiklik yaptığını tarihi kalıntılardan anlayacak ve tarihî kalıntılarla birlikte Konya’nın yaşının Milattan Önce (M.Ö. 9000)’lere kadar uzandığını tahmin edeceksiniz.

Çatalhöyük kazıları, insanlığım tarım toplumuna geçişinde önemli bir kilometre taşı olarak oradan çıkan buluntu ve resimlerle birlikte bu topraklarda, kimlerin, hangi toplulukların ve milletler ile kavimlerin yaşadığına dair ipuçlarına rastlamak ve izlerini sürmek elbette mümkün.

Şanlıurfa Göbekli Tepe’deki kazılarda elde edilen bulgularla M.Ö. 12.000’li yıllara kadar gidebiliyorsak Mezopotamya bölgesinde, hangi uygarlıkların yaşadığını insanlık tarihi açısından da öğrenmek mümkün. 

ince-minareli-medrese---mustafa-sametoglu-arsivi.jpg

İkindi Sohbetleri’nde, geçtiğimiz hafta Selçuklu Vezirlerinden Sâhib Ata Fahreddîn Ali ele alınmış idi. Geçtiğimiz Cumartesi günü ise; “Geçmişten Günümüze Çumra ve Çatalhöyük” gündeme geldi. Her iki sohbet de önemliydi. Konuşmacı Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zehra Odabaşı, “Hayırların Babası” unvanına sahip Selçuklu’nun en akıllı vezirlerinden olan Sâhib Ata Fahreddîn Ali’nin pek çoğu Akşehir’de olmak üzere 27 vakıf eseri olduğunu söyledi. “Sâhib”in vezirlere verilen bir unvan olduğunu da belirten Zehra Odabaşı, “Sâhib Ata, “Konevî” mahlasıyla Konyalı’dır. Dört oğlu ve iki kızı olan Sahib Ata’nın doğum tarihi bilinmiyor. 28 yıl vezirlik yapan Sahib Ata’dan tarihçiler, 1249 yılında adalet işlerinden sorumlu vezir anlamına gelen "Emir-i Dâd" olarak bahsetmektedir. 1288’de hayatını kaybeden Sahib Ata’nın yaptırdığı eserler arasında “İshaklı Hanı (Sâhibata Han), Akşehir Taş Medrese'nin tamiri, Konya Sahip Ata Hanı, Sahib Ata (Larende) Camisi, İnce Minareli Medrese (Dar-ül Hadis), Ilgın (Sahib Ata) kaplıcası, Ilgın (Sahip Ata) Hanı,

Kayseri Sahibiye Medresesi, Sivas Gök Medrese” sayılabilir.”

zehra-odabasi.jpg

13. yüzyılın ikinci yarısına damgasını vuran Sahib Ata’yı bu kadar önemli kılan gelişmeler ise; o dönem Moğol tahakkümü altında bulunan (1253-1285) Türkiye Selçuklu Devleti’nde, bütün yetkileri tekelinde toplayarak âdeta bir sultan gibi davranarak önemli kararların altında onun imzasının bulunduğunu tarihçi Zehra Odabaşı’nın anlatımından öğreniyoruz. Fahreddîn (Dinin öğüncü), Kavvamü’l-mülk (Devletin dayanağı) sıfatlarıyla anılan Selçuklu’nun ünlü veziri Fahreddin Ali, yaptırdığı hayır eserleri dolayısıyla halk arasında “Ebu’l-Hayrat - Hayırların Babası”olarak anılmasını sağladığını da ifade eden Odabaşı, 1253’de Konya’ya gelen Moğol Komutanı Baycu Noyan’ın Selçuklu Devleti’nde ağır vergi talebinde bulunduğunu ve bu talebinden vazgeçirmek için Fahreddin Ali’nin ağır hediyeler ile 100.000 sultanî dirhem göndermek suretiyle bu isteğinden vazgeçirdiğini de söyledi. 1256’da tekrar Konya’ya gelerek yağmalamak isteyen Baycu’ya bu sefer dört deve yüklü altın verilmek suretiyle bu isteğinden vazgeçiren vezirin kendi salahiyetini de kullandığı ve bunu kendi harcamalarından da sağladığını da Zehra hanımdan öğreniyoruz. Bu arada Fahreddîn Ali’nin iki oğluna Afyon Karahisar, Akşehir, Beyşehir ve Seydişehir bölgelerine Uçbeyi olarak atadığını ve 1276’da da iki oğlunu kaybettiğini de söyledi. Tarihçi Zehra Odabaşı, Fahreddin Ali’nin kızını Mevlânâ’nın oğlu Alâeddin Çelebî ile evlenebileceği ihtimali üzerinde durarak Hz. Mevlâna’nın, Sahib Ata’dan devamlı olarak “Nizamü’l-mülk” şeklinde bahsettiğini de, bize biraz şaşırtıcı gelse de yine Zehra Odabaşı’dan öğreniyoruz.

 

YARIN: Geçmişten Günümüze Çumra ve Çatalhöyük.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR