Aykut Kocaman'dan geride kalan koltuğu sezon başında Mustafa Reşit Akçay'a teslim eden Konyaspor yönetimi geçtiğimiz dokuz haftalık süreçte Akçay'ın başarısız olduğunu işaret ederek yolları ayırmayı tercih etti. Zorlu fikstürün altından kalkmaya çalışan Akçay, cezalı olması sebebiyle bulunduğu süre içerisinde lig maçlarında taraftardan da yoksun kaldı.

Avrupa'da da dişli rakipleri karşısında savaşmaya çalışmış olsa da yönetime kendini beğendiremeyince koltuğun yeni sahibi Mehmet Özdilek oldu. Dikkat edin yönetim diyorum, çünkü asıl başarısız olan Akçay değil yönetimin ta kendisidir. Geçen sezon Aykut Kocaman'ın başarısına ortak olanlar bu sene ortada bir başarısızlık varsa bu başarısızlığa ortak olmadılar. Bu başarısızlığın altında yatan nedenlerin en başında yönetim olduğu için de Akçay'a kapı gösterilerek ortamı biraz yumuşattılar.

B planından ziyade A planı bile olmayan yönetim dört beş günlük süreçte yaklaşık on hoca ile görüşerek Özdilek ile anlaşmaya vardı. Ben bu süreci de "Beni beğeneni ben beğenmem, benim beğendiğim ise beni beğenmez" şeklinde yorumladım. On yıllık kariyerinin yarısını Antalya'da Antalyaspor'u çalıştırarak geçiren Özdilek, ardından çalıştırdığı dört kulüpten başarısız olması sebebiyle çok kısa bir süre sonra ayrılmak zorunda kaldı. Ve iki yıldır da sahalardan uzak kalan namı diğer Şifo Mehmet ile anlaşmaya varmak riskliydi ama bu riski almaktan hiç çekinmediler.

Olan oldu ve hatta hoca Konya'da ilk maçına çıkıp üç puanını bile aldı. Ne diyelim. Bize de bu saatten sonra Mehmet Özdilek'e hayırlı olsun demek düşer. Umarım camiamız, Konya'mız ve hatta ülkemiz adına Konyaspor ile güzel işler yapar da bizde ayakta alkışlar, başımızın üzerinde taşırız. Heyecanı ve futbola olan sevgisinin yanında şansı da yaver giderse bu iş bu sene tutabilir. Zaten Nasrettin Hoca'nın göle maya çaldığı gibi "Ya tutarsa" mantığıyla adım attığımız için bizim payımıza sadece dua etmek düşüyor. Tabi duanın yanı sıra artık kendimize de çeki düzen vermemiz gerekiyor.

Eğri oturup doğru konuşmayı severim. Beş maçlık çok ağır bir ceza aldık. Bu cezayı hak etmediğimizi sağır sultan bile biliyor. Ama geldi geçti bitti. Şu saatten sonra önümüze bakıp çok daha dikkatli olmalıyız. Hocanın takım elbisesi, ağzındaki sakız gibi kimseye faydası olmayan magazinsel konuları konuşmak yerine delege, iletişim ve deplasman organizasyonları gibi daha ciddi konuları gündeme getirip çözüm aramak gerekir. Olayın aslını astarını bilmeden oyuncuya, yöneticiye veya teknik heyete sırf seviyoruz diye sahip çıkmak uzun vadede takıma zarar olarak geri dönebilir. Kim haksızlık, ukalalık, terbiyesizlik yapıyorsa cezasını çekmelidir. Unutmayalım ki şahıslar gelip geçer, baki kalan Konyaspor'dur.