Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

1 Damla suyun hikayesi

1 Damla suyun hikayesi

Çin’li pilav tabağında bir adet pirinç bırakır. Annesi “her bir Çinli bir pirinç tanesi israf etse bir öğün için 1.5 milyar pirinç eder” der. Gıda önemlidir ancak üretmek için de toprak ve suya ihtiyaç vardır. Suyun gücünü bilmeyen yoktur. Su güçtür, medeniyettir. Barajlara girer enerji, göletlere girer zirai sulama, toprağa düşer ürün, evde temizlik, denizde eğlence, nakliye ve su ürünleri, nehirde ha keza. Suyun önemi özellikle de son yıllarda bilinir olsa da ne yazık ki henüz istenen seviyeye ulaşamadı.

Türkiye kadim geleneğin ve Anadolu irfanının tezahürü olan türküler bakımından oldukça zengindir. Türküler tarihi ve toplumsal olayları, kişisel öyküleri de su ile ahenk içinde yansıtarak denizler, dere, akarsular, ırmaklar, ürün veren yağmur, kuraklık; susuzluk türkülerde geniş yer bulur. Bazı zaman ders veren, bazen dinlendiren, çoğu zaman tefekküre sevk eden; gönüllere su gibi akan türküler.

Su kaynakları, Anadolu insanının çevre ile etkileşiminin önemli bir parçasıdır. Türkülerde; akarsu, su, deniz, göl, dalga, dere, pınar, sel gibi doğrudan su kaynaklarının yanı sıra çeşme, pınar, bent, köprü gibi su yapıları da kendine yer bulur. Halk arasında her çeşmenin, derenin, ırmağın, pınarın bir hikâyesi, her suyun kendine mahsus bir tadı vardır. Âşık Veysel Kızılırmak’ı şöyle anlatmaktadır:

Daima bulanın, asla durulman, Nedir bu sendeki hal, Kızılırmak?

Çağlayıp akarsın, hiç mi yorulman? Seni zapt eyleyemez göl, Kızılırmak.

Bahar gelir, bulanırsın, coşarsın. Dalga vurur, kenarlara taşarsın.

Dünya kurulalı böyle yaşarsın. Tükenmez ömrün var, bol, Kızılırmak.

Birçok yazımda ele aldığım gibi, her sene dünyaya düşen yağmur suyu aynı miktardır, ancak alışık olduğu gibi her yere düzenli düşmemekte; bazı yerlerde sel olup akarken, çoğu yerler kuraklıkla boğuşmaktadır. Bu kötü durum nasıl aşılır, mevcut yağışı ele alarak günümüzde duruma bir bakalım.

Dünyaya bir senede 505 trilyon ton su düşmekteymiş. Dünyanın nüfusu yaklaşık 8 milyar olarak kabul edilirse, kişi aşına düşen sadece yağmur suyu miktarı (diğer kaynaklar hariç) 63 bin ton kadar olur.

Konuya israf açısından bakacak olursak. Tüm su tüketim alanlarına göre, bir insan günde sadece 1 litre su tasarruf etse, toplamda günlük 800 milyon m3, yıllık yaklaşık 300 milyar m3 su tasarruf edilir. Bu kadar su Türkiye’ye düşen yıllık yağışın yaklaşık yarısına denk düşer.

Türkiye’de yıllık yağış miktarı (diğer kaynaklar hariç) yaklaşık 600 milyar m3,ancak tüketilebilir su kaynağı 112 milyar m3; tüketilen 55 milyar m3dür. Bu suyun 40,0 milyar m3'ü (%74) zirai sulamada kullanılır. Bu kadar su ile 6 milyon hektar arazi sulanmaktadır. Bir anlamda 1 milyon ha zirai sulama için yaklaşık 7 milyar m3 suya ihtiyaç vardır.

Türkiye’de kişi başına tüketilen tatlı su miktarı 1560 m3 dür. Vatandaşı, turisti, mültecisi dâhil 100 milyon insana göre günlük su tasarrufunun 1 litre karşılığı yıllık 36.5 milyon m3, 10 litre karşılığı 365 milyon m3, 100 litre karşılığı 3.65 milyar m3 (Yusufeli Barajının toplam su hacminin 1.5 katı kadar) su tasarruf edilmiş olur. Bu kadar tasarruf edilen su ile 500 bin hektar arazi sulanabilir. Bu değerde bir arazide Türkiye’nin neredeyse bitkisel ham yağ ihtiyacı karşılanır ya da 4 milyon ton buğday üretilir.

Öte yandan 1 litre su 5 bin damladır. Yani 5 bin kişi günde 1 damla su tasarrufu etse 1 litre, 5 milyon kişi 1 ton, 100 milyon kişi 20 ton; toplamda senede 7300 ton su tasarruf edilir. Bu miktarda bir su 15 dekar buğday tarlasında ilave sulama ile yaklaşık 5 ton fazla ürün verir. Bu da 15 kişinin yıllık ekmek ihtiyacını; kişi başına 1 litre su tasarrufuyla 75 bin kişinin yıllık ekmek ihtiyacını karşılar.

Çinlinin 1 pirinç danesinin hesabını yapması gibi, biz de su konusunda (elbette tüm konularda olduğu gibi) azami tasarrufu yapmak zorundayız. Her zeminde ziraat ve ziraatçılardan şikâyet etme yerine her kesim tasarruf konusunda 1 damla da nedir ki demeden kendine düşeni yapmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Fikret Akınerdem Arşivi
SON YAZILAR