Din, “Ben” vasıtası ile “Ben”in aşılması gereken bir alan. “Ben” ile “Ben”e muhatap. “Ben”e rağmen “Ben” ile “Ben”den geçmeye vesile… Hülasa, öznesi de nesnesi de ben… Zaman zaman gündemimize gelmiştir; dinin cüzleri ile ilgili “Bence” ile başlayan yorumların yapıldığı… Evet, din, bizim için İslam Dini, hepimizin muhatap olduğu/alındığı bir kaideler bütünü, bu yönüyle hepimizi ilgilendiriyor ve fakat aynı zamanda bir yönüyle de teknik bir alan. çok da akademik bir yazı paylaşmak değil niyetim. Yazımıza biraz daha günlük hayat ve sohbet diliyle devam edelim istiyorum.

Bazan cahil cesareti ile hareket edip dini konularda “bence bu hadis uydurma”, “bence bu böyle değil” söylemleriyle ve yorumlarıyla çok karşılaşıyoruz. Oysa ihtisasımızın olmadığı bir alanda nasıl bu kadar rahat konuşabiliyoruz izanım yetmiyor ve bir de “bence” fetvaları duyuyoruz bolca… Bir doktora gitsek, bir hastalık teşhisi konulsa, bilgimiz olmadığı halde, buna itiraz edip “bence böyle değil” yorumu yapabilir miyiz? Böyle bir yorum yapsak nasıl bir karşılık alırız? Tahminimce bu şahısın akıl melekesi sıkıntılı yok denilir. İhtisas gerektiren alanlarda “bence” yorumu yapılamıyorsa dini konularda nasıl rahat “bence” terimi kullanılabiliyor, özellikle gençlerde, dini alanlarda konuşmak için bir ihtisasa gerek yokmuş gibi hareket edilmese gerektir.

İmam-ı Azam İmam-ı Şafii gibi müçtehit imamlar “anladığım kadarıyla böyledir, ben böyle anlıyorum” diyebilirler ve demeye hakları da vardır. Ancak, doğru dürüst Kur’an’ı bile okuyamayan, hadisleri bilmeyen birinin “bana göre şu dini meselede hüküm şöyle olmalıdır” deme hakkı yoktur ve olmamalıdır. Bunun yanı sıra bir de benim kalbim temiz kavramı var, çok duyar olduk yine akıl çerçevesinde konuşacak olursak hastalandığımız zaman teşhisi kendimiz koyup rahatsızlığımızı görebiliyor muyuz? Hekime başvurup doktor bile dışsal teşhiste emin olamadığı için röntgen MR gibi tetkiklerin sonucunu bekliyor, peki ey Allah’ın güzel kulu kardeşim sen kalbinin temiz olduğunu nasıl biliyorsun? Bu sana şeytanın bir hokkabazlık oyunu kendini avutuyorsun kalbimizin temizliği bizce malum değil kendini kandırma! Affınıza sığınarak bir cümle kurmak istiyorum hermokolog olmaya gerek yok. “Bilmiyorum” demeyi bilmiyoruz; bunu öğrenebildiğimiz zaman bazı durumları aştığımız ve fikri boyutta münevver ve müreffeh olma yolundayızdır demektir.

Nasrettin hoca ile ilgili şöyle bir fıkra anlatılır:

Birgün Nasrettin Hoca leyleğin gaga ve bacaklarını çok uzun görünce, eline makası alıp hem gaga hem de bacaklarından kesmiş ve ardından da demiş; “işte şimdi kuşa benzedin!”

Bazılarımız bu fıkrada anlatıldığı tarzda dini, kuşa çevirmenin telaşı içindeler gibi. Kendi algı dünyalarında oluşturdukları dini esas kabul edip, dini ona göre şekillendirmeye çalışıyoruz. Bazılarımız ise İslam Dinini kendince bozarak Müslümanları perişan etmek isteyen yabancı güçlerin elinde bir kukla gibi hareket ediyorlar… Rabbimiz izanımızı ve basiretimizi açsıni bizlerin baş gözümüzü açık eylediği gibi kalp gözlerimizi de açması niyazıyla -Âmin-

Allah’a emanet olunuz