13. yüzyıldan günümüze düşen ışık-2

 

Milattan önce 9 binlere tarihlenen höyüklerin yakınında bir şehir Konya, nereden bakarsanız bakın 11 bin yıllık bir tarihe sahip.

Zaman zaman bu 11 bin yıllık tarihin bütün yükünün şu şehir üstüne çöktüğüne şahidim.

Şahit olmak ne kelime, bunu bizzat yaşadığımı hissediyorum.

Bu 11 bin yılın tüm yorgunluğu cılız omuzlarıma çöküyor sanki.

Yine de bu 11 bin yıl içindeki en önemli dilimin milattan sonra 1200 ila 1300 yılları arası olduğunu düşünüyorum.

Çünkü bu yüzyıl, 13. yüzyıl yani, Konya için ihtişamın ve yıkımın, varlığın ve yokluğun yüzyılıdır.

Konya’yı Konya kılan yüzyıldır bu.

Bugün "eren" dediğiniz, veli dediğiniz her kim varsa, 13. yüzyıldandır.

Yunus, 13.yy'dır, Şeyh Edebali 13. yy'dır.

Ahi Evren, Nasreddin Hoca 13. yy'dır, Mevlana, Evhadüddin Kirmani 13. yy'dır.

Sadreddin Konevi, Davud-u Kayseri, Fahreddin Iraki 13. yüzyıldandır.

Siracüddin Urmevi, Mahmud Hayrani, Seyyid Harun Veli bu yüzyılın insanlarıdır.

Hoca Cihan, Hoca Fakih, Şeyh Alaman, Dediği Sultan, Celaleddin Karatay, Abdullah Kelük bu yüzyıldan bugüne seslenir.

Sadece Konya’nın değil, bütün bir Anadolu’nun ruh kökünü anlamak isteyen 13. yüzyılı anlamalıdır.

Hacı Bektaş Veli’yi unutmayalım, Şeyh Edebali’nin pirini; o da 13. yüzyıldandır.

Baba İlyas-ı Horasani de öyle…

Karamanoğulları’nın kurucusu Karaman Bey’in babası Köre Sofi de hakeza.

Bütün bu isimler bugün bile eserlerinden müstefit olduklarımız arasındadır.

Kalenderi babaları saymadık elbette, ne Şemsi'leri ne torlakları ne ışıkları...

Ne de sonraki yüzyıllarda yaşamış Osman Rumi’leri, Ulaş Baba’ları, Kesikbaş’ları hesaba katmadık.

Konya biraz Cem Sultan’sa bunlardandır; biz Peçenek’sek, Varsak’sak, biraz da Beğdili’yiz.

Afşar’sak, Bayat’sak sebebi bundan.

Yine de 13. yüzyıl Konya’sı bambaşkadır.

13. yüzyıl Konya'sında Mutezili düşünce vardır sözgelimi.

Sünni düşünce vardır, Şii düşünce vardır; Arap, Türk, Abhaz, Gürcü, Ermeni, Rus, Rum, İtalyan vardır sözgelimi.

Harizmli vardır, Eyyubi de vardır.

Kıpçak vardır, Oğuz da vardır.

Tekrarlayalım: Anadolu'daki Türk varlığının ruh kökü Konya'dır, inanmayan İznik düşünce neden tekrar Konya'nın başkent olduğunu düşünsün...

Anadolu'daki Türk varlığının direnç noktasıdır Konya bir yerde…

Hani borsadaki gibi, daha aşağı düşmenizi engelleyen bir çıpa, bir dayanak noktası…

Peki, 13. yüzyıldan bugüne durum nedir?

Konya bu önemi niye edinmiştir?

Açıklayalım: 13. yüzyıl Tokat’ı Türkçü, Malatya’sı Arapçı’dır; Konya ise evrensel…

Tabii ki kültürel çeşni bakımından…

Bu yüzdendir ki Selanik sonrası Osmanlı'sının 3. büyük şehri Kudüs'tür elbette, ama Anadolu'daki 3. büyük şehir Konya'dır.

Bursa birçok bakımdan bağımsız bir şehir sayılmaz çünkü; İstanbul'un stepnesidir; Edirne de aynı konumda İstanbul’un yedeğidir.

Ankara, evet bu eski ahi şehri, ahilerin ilk devlet sahibi oldukları şehir ise ancak Cumhuriyetle bir anlam kazanır.

Düşünün işte şimdilerde çokça konuşulan IŞİD sorununa ilişkin teemmüllere 13. yüzyıl Anadolu’su ve bu Anadolu’nun Başbakanımız Davutoğlu’nun deyişiyle ”merkez”, benim söyleyişimle “kök” şehri öyle bir katkıda bulunur ki şaşar kalırsınız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Murat Güzel Arşivi

Ateş seni çağırıyor

18 Haziran 2015 Perşembe 20:38

Siyasetten belediyelere

15 Haziran 2015 Pazartesi 20:02

Şimdilik hesaplaşma ertelendi

14 Haziran 2015 Pazar 19:58

Abdullah Ağralı ve YHT iptali

11 Haziran 2015 Perşembe 20:03

Musa Arat’ın özeleştiri ögeleri

10 Haziran 2015 Çarşamba 20:03

Seçimin genel yorumu

09 Haziran 2015 Salı 20:27

AK Parti Konya’da başarılı mı?

08 Haziran 2015 Pazartesi 20:03

Seçime dair…

07 Haziran 2015 Pazar 20:05

AK Parti ile “Birlikte Konya”

04 Haziran 2015 Perşembe 20:02

Konya için bir ilk!

03 Haziran 2015 Çarşamba 20:03