19. Avrasya Ekonomi Zirvesi

19. Avrasya Ekonomi Zirvesi
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek (1):- "Geçen sene Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Rusya vesaire gibi gelişmekte olan ekonomilerden yarım trilyon dolardan fazla para çıkışı, sermaye kaçışı yaşandı. Bu sene de bunun devam etmesi bekleniyor"-

İSTANBUL (AA) - Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Geçen sene Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Rusya vesaire gibi gelişmekte olan ekonomilerden yarım trilyon dolardan fazla para çıkışı, sermaye kaçışı yaşandı. Bu sene de bunun devam etmesi bekleniyor" dedi.

Şimşek, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, şubat sonunda Şanghay'da olduklarını, bakanlar düzeyinde G20 Zirvesini yaptıklarını, dünya ekonomisinin mevcut durumunu değerlendirdiklerini ve dünya ekonomisini yavaş büyümeden daha yüksek büyüme patikasına nasıl oturtacaklarını tartıştıklarını anımsattı.

O günden bu yana gelişmekte olan piyasalarda bir iyileşme, göreceli istikrar olduysa da kalıcı olarak sorunların çözümünün yapısal reformlarda yattığını ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:
"Küresel ekonomiye baktığımızda küresel kriz öncesinde yüzde 5 civarında olan dünya ekonomik büyümesi geçen sene yüzde 3 civarına düştü. Küresel kriz sonrası dönemde ortalama da yüzde 3,3 civarında oldu. Küresel ekonominin hem performansı hem de potansiyel büyümesi düşüyor. Bu sene yüzde 3'lük büyüme başarı gibi görülebilir. Her ne kadar IMF öngörülerinde bir toparlanma görüyorsa da son yıllarda IMF sürekli tahminlerini aşağı yönlü revize etmiştir. Hem bu küresel ekonomik büyüme açısından hem de küresel ticaret açısından. Nitekim son yıllarda IMF'in dünya ekonomisine ilişkin öngördüğü tahminlerin hemen hemen tamamı iyimser bulunmuş, gerçekleşme bu tahminlerin altında gerçekleşmiştir. Küresel büyüme yüzde 3'lük bir patikaya şu anda oturmuş durumda bulunuyor. Küresel kriz öncesi seviye olan yüzde 5 civarına çıkabilmesi ciddi bir reform çabası, yatırım hamlesi gerektiriyor. Zaten sorun da burada."

Şimşek, küresel ekonomide aslında önemli bir enflasyonist bir sürecin bulunmadığını anlatarak, "Sorun çok boyutlu. Küresel anlamda para politikalarında ayrışma söz konusu, bu ayrışma küresel piyasalarda ciddi volatilite ve oynaklığa sebep oluyor. Çin'deki yavaşlama önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü emtia fiyatlarını olumsuz yönde etkiliyor. Dünya ekonomik büyümesinin yüzde 70-85'i oranında gelişmekte olan ekonomilerden kaynaklanan büyüme söz konusu. Emtia fiyatlarındaki çöküş gelişmekte olan ekonomileri olumsuz etkiliyor, bu da küresel büyümeyi olumsuz etkiliyor" diye konuştu.

Uluslararası terör, jeopolitik gerginlikler, genel anlamda küresel ekonomik ve siyasi politikalara ilişkin belirsizliklerin olumsuz etkide bulunabildiğini söyleyen Şimşek, bir taraftan eksi faizin hüküm sürdüğü gelişmiş ülkeler, diğer taraftan da faizin yükseldiği Brezilya ve Türkiye gibi birçok ülkeye bakıldığında para politikalarındaki ayrışmanın önemli bir sorun olduğunu vurguladı.


- "Reformlarda rehavet var"


Şimşek, gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda aslında 10 yıllık tahvillerin, hatta Japonya gibi neredeyse 30-40 yıllık tahvillerin getirisinin ya eksi ya da sıfır civarında bulunduğuna dikkati çekerek, bunun olağanüstü bir dönemden, anormal bir süreçten geçilmesinin işareti olduğunu kaydetti.

"Her ne kadar ABD Merkez Bankası (Fed) sadece 25 baz puanlık bir faiz artışına gittiyse de aslında Mayıs 2013'e göre ABD'deki parasal sıkılaşma yani açıktan para basmanın sona erdirilmesi ve bir miktar faiz artırımı nedeniyle aslında kredi piyasalarında, finansal piyasalardaki sıkılaşma çok daha büyük ölçeklerde olmuş gibi" diyen Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:

"Başka türlü bir hesap ile bakıldığında bu nedenle ABD'de resesyon riskinden zaman zaman bahsedenler olmuştur. Gelişmekte olan ülkeler için en kötü kombinasyon emtia fiyatlarında düşüş ve doların değer kazanmasıdır. Yakın döneme kadar bundan dolayı gelişmekte olan ülkelerin piyasalarında büyük dalgalanma yaşandı. Bu da risk algısını yükseltti. Risk iştahı azaldı, emtia fiyatlarındaki çöküş hemen hemen bütün ülkeleri olumsuz etkiledi. Küresel kriz sonrasında küresel krizin etkilerini sınırlamak, tekrar büyümeyi artırmak için bir taraftan maliye politikasına yüklendiler, fakat kamu borçlarının sürdürülemeyecek noktaya gelmesi ile alan sınırlıydı. Para politikasında merkez bankaları inanılmaz düzeyde açıktan para bastı. ABD Merkez Bankası'nın bilançosu 5'e katlandı. 2007'ye göre muazzam biçimde para basıldı. ABD'de bu durdu ama hala Avrupa Merkez Bankası (ECB) 80 milyar avro para basıyor, parasal genişlemeye, eksi faize gidiyor. Japonya'da da benzer durum söz konusu."

Parasal genişlemeye, bu kadar düşük faize rağmen ne yatırım talebinde ne de yatırımlarda bir canlanma bulunduğunu anlatan Şimşek, dünya ekonomisinin içine girdiği bu tuzaktan bir türlü çıkamadığını vurguladı. Şimşek, gelişmekte olan ülkelere de fon akışının tersine döndüğünü belirterek, "Geçen sene Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Rusya vesaire gibi gelişmekte olan ekonomilerden yarım trilyon dolardan fazla para çıkışı, sermaye kaçışı yaşandı. Bu sene de bunun devam etmesi bekleniyor. Her ne kadar mart ayında göreceli girişler başladıysa da…" diye konuştu.

Reformlarda rehavet bulunduğunu anlatan Şimşek, "Bu sorunların çözümü yapısal reformlarladır. OECD'nin yaptığı bir çalışmaya göre maalesef küresel ekonomide reform yapmada da küresel kriz öncesine göre yavaşlama, rehavet var. Yani reformlara en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde yeterince reform yapılmıyor, yapılamıyor" dedi.

(Sürecek)




Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.