2025’in defterini dürerken…
Miladi 2025 yılı takviminden bugün son yaprağı yırtıyor ve yarın itibariyle yeni yıla başlıyoruz…
Yoğun, meşakkatli, tempolu, stresli, emek dolu, gayrete aşık, zamanla yarıştığımız, her güne yeni umutlarla uyandığımız, yarınların bugünlerden daha güzel olması için dualar ettiğimiz, dönüp geçmişe bakarken geleceği planladığımız, yaşadıklarımızdan ve bazı yaşanmışlıklardan ders aldığımız bir yılı daha geride bıraktık…
Zaman öyle bir şey ki, bazen akıp gitsin isteriz, bazen ise olduğu yerde kalsın…
Hemen olup bitsin, bir an evvel geçsin, su gibi aksın dediğimiz anlar genel olarak başımızda musibetlerin ya da hayatımızda olumsuzlukların yaşandığı anlardır.
Yine bir genellemeyle anı yakalamak, o anda kalmak istediğimiz dönemler de yaşarız hayatımız boyunca. Bunlar da en mutlu, en keyifli olduğumuz zamanlardır.
Uzun uzadıya 2025 yılında şöyle olduydu, böyle olduydu diye anlatacak değilim. Yaşanan yaşandı bitti…
Konya’da ‘olmasaymış iyiymiş amma…’ diye başlayan bir tabir var ya, bazıları için bunu kullandığımız kesin.
Ama şurası da bir hakikat ki, başımıza ne geldiyse bizden geldi. İyisiyle de kötüsüyle de… Genel olarak topluma baktığımızda yaşanan tüm olumsuzlukların ana öznesi de iyilik ve güzelliklerin ana öznesi insan, yani biziz…
Bu çerçevede önümüze bir terazi koyup, iyimizi terazinin bir kefesine, kötümüzü de diğer kefesine doldurduktan sonra hangi tarafın ağır bastığına bakmak gerekir.
Kötü olan taraf ağır basıyorsa vay halimize…
İyi tarafımız ağır basıyorsa bu bile bizim için kazanım olmaz. İyiliklerimizin sayısını artırıp kötülüklerimizin sayısını azaltacak bir yaklaşım içerisinde olmamız gerekir.
Allah iyiliğimizi versin, iyiliklerimizin sayısı artsın, kötü günler geride kalsın, yaşanacak olan yaşanandan çok daha güzel olsun duasıyla kapatalım 2025’in defterini…
2026’ya gelince…
Allah ömür verirse şunun şurasında bir gün sonra takvim yaprakları artık 2026’ya işaret edecek.
Bismillah diyecek ve miladi yeni yılı yaşamaya başlayacağız.
Geride kalan 2025 yılının hafızamda kalan, bende iz bırakan en önemli olayı ya da konusu ne diye kendime sorduğum zaman, ne ekonomik durum, ne operasyonlar, ne politik gelişmeler…
Benim aklıma ilk gelen konu su sorunu oluyor.
Hayatın en önemli parçası, tüm tabiatın varlığının kaynağı olan su, 2025 yılında Konya’nın belki de en önemli sınavı oldu.
Ya da şöyle toparlamak gerekirse 2025 yılındaki yağış ortalaması ve 2025’i kapatırken mevcutta kalan su miktarı ile 2026 yılının sonunu getirmemiz pek mümkün görünmüyor.
Hayatı, zamanı, yediğimizi, içtiğimizi, giydiğimizi nasıl ki israf etmememiz; en bolluk ve bereket içinde olduğumuz dönemlerde bile tasarrufu elden bırakmamamız gerekiyorsa, bunu çarpı 10 yapıp su için daha büyük bir hassasiyetle uygulamamız gerekiyor.
Kıtlığıyla kısmen imtihan olduğumuz suyun yokluğunu Allah bize yaşatmasın. Niyazımız, duamız yeni yıla rahmet ve bereketle girmek yönünde olsun. Yeni miladi yılımız kendimiz, ailemiz, efradımız, ülkemiz ve İslam coğrafyası için hayırlı ve bereketli bir yıl olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.