Ahmet Öztemel

Ahmet Öztemel

AHH ŞU DOKTORLAR

AHH ŞU DOKTORLAR

Yaşamım boyu meslek şovenizmi yapanlardan hoşlanmadım. Lâyığıyla yapılan her mesleğin kutsal olduğunu düşündüm ama..biraz da realite. En yüksek puanla girilen fakülte(lerden); en uzun eğitim (altı yılda mesleğe adım atabiliyorsunuz, uzmanlığınızla asgari on-onbir yıl); genelde otuz yıl süren nöbetli çalışma hayatı (otuz iki saat aralıksız çalışma demektir bir nöbet) ve mesleğinizi sürdürdüğünüz sürece bitmeyecek eğitim. Dert dinlemeye adanmış ömür. Karşınızdaki hasta olduğu için kötü anlamda söylemiyorum dertli olduğunu kastetmek amacım, naz etme hakkını kendisinde görenlerle uğraşı. Kısaca sevmeden yapılacak iş değil, en önemli kazancınız dua ve nadir gelen teşekkürler. Nadirlik hak etmediğinizden değil artık yitirdiğimiz sevgi ve saygı toplumu olma özelliğimizden. Yoksa bankada para ödemeye gittiğinizde hasta da olsanız yaşlı da olsanız sıranızı sakin sakin beklerken, üç bankodan ikisi boşsa bile sabrederken, büfeden ekmek talep ederken kibarlığınızı korurken (ver lan bana iki ekmek diyemezsiniz meselâ)  toplumun canını emanet ettiği kişilere bağırma, hakaret etme, hatta darp etmesine sessiz kalan bir meslek grubu bence övgüyü hak ediyor.

İstisnalar arzu edilmese de çıkabilir. Bunlar da hasta veya yakınlarına kötü davrananlar değil her meslekte olabilen meslekte kötülerdir. Yoksa ben poliklinikte hastaya uzun zaman ayıramamaktan memnun olan, bekletmekten hoşlanan hekim tanımadım bunca yıldır. Hasta poliklinikte beklerken doktor yoksa mutlaka ya acilde, ya klinikte ya da yoğun bakımda başka hastalarla ilgilendiği için yerinde değildir. İnanması bilmeyene güç gelebilir, afedersiniz tuvalete gitmeye zamanı olmadığından mesaisini su içmeden tamamlayan hekim biliyorum. Her hekim poliklinik veya yakınında tuvalet, ayrı dinlenme odası bulamıyor maalesef. İhtisasını bitirir bitirmez hatta pratisyen hekimken idareci grubuna dahil olan, basamakları uçarak atlayan, hasta görmeden uzman, ders anlatmadan profesör/klinik şefi olan, hiç nöbet tutmayan, idareci olduğunda önce hekim olduğunu unutan kişileri ayrı tutuyorum.

Hekimler genelde yalnız kişilerdir. Mesleki dayanışma pek yoktur. Meslek odaları hekim sorunlarını değil siyasi çalışmaları ön plana alır çoğu zaman, hekim sorunları hakkındaki nadir söylem ve talepleri de siyasi demeçleri arasında dikkat çekmez, dikkate alınmaz bu nedenle. Hasta veya yakınları mağdur ve haklı kabul edilir öncelikle. Taleplerin hepsi haklı değildir oysa. Beklenen sadece müşteri memnuniyeti olursa herkesin sosyokültürel ve sosyoekonomik düzeylerine göre ya internetten ya da konu komşudan öğrendikleriyle yarı doktor olduğunu zannettiği, ön tanı, tahlil hatta tedavisini planlayıp(!) hastanelere geldiği günümüzde hekim yararlı olma ve mesleğini ifa etme imkanından uzak kalabilir. Evcil hayvanına, evdeki veya uzaklardaki (malüm e-reçete var, reçetenin ele ulaşması gerekmiyor) yakınına ilaç yazdırma, kendisine evde belirlediği tetkikleri istetme hatta yanlış kullandığı ilaca devam etme arzusundaki kişileri ikna etmek çoğu zaman imkansız ve reddetmek kötü davranma algısı ve şikayet edilme anlamına gelmekte. Bir ilde çalışan tüm memurların kötü davrandığı sözü inandırıcı değildir aslında. Ancak konu hekim- hasta ilişkileri olunca Sn. Başbakanımız Binali Yıldırım dikkate almak durumunda kalıyor ve Sağlık Bakanımıza gerekli talimatı verdiği sözlerini söylüyor geçenlerde olduğu gibi.  Eminim bu açıklama ülkemde iyi hizmet veren birçok meslektaşıma baskı olarak dönmüştür.

Ben hekimlerin işlerini tüm dertlerine, sıkıntılara karşın iyi yaptıklarına inanıyorum. Marifet iltifata tabiidir ya, teşekkürün, kendilerinin de dinlenmelerinin şart olduğunu düşünürüm. Bürokrat olarak bir çok kez Bakanlarımızın ama hekim olarak sadece bir kez Başbakanlığı döneminde rahmetli Necmettin Erbakan’ın  Tıp Bayramı’nda otel yemeğine davet edilmişliğim vardır, nazik konuşma ve tavırlarını rahmet ve onurla anarım.  Hekimler korunmalı haksız şikayetlerden, saldırılardan; küstürülmemeli; hekim hasta olursa sistem de hasta olur çünkü. Saygı ve sağlıklı günler dileklerimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Ahmet Öztemel Arşivi
SON YAZILAR