Hasan Durucan

Hasan Durucan

ALTIN SAFRANBOLU

ALTIN SAFRANBOLU

Safranbolu denince aklımıza ilk gelen şeyin özgün mimariye sahip etkileyici evleri olsa gerek. Oysaki Safranbolu, evleriyle birlikte çok daha fazlasını gözler önüne seriyor. Tarihi değerleri, kent kültürü, yaşam tarzı, gelenek ve görenekleri, konak ve evleri, doğal güzellikleri ile turizm açısından hiç şüphesiz ülkemizin gözde kentlerinden birisidir. 

Günübirlik ziyaretin ötesinde bir hafta sonunu veya bir yaz tatilinizi bu şirin ilçeye ayrın ve doğa ile sanatın nasıl harmanlandığını yakından görün. Safranbolu, Karabük ilinin en bilinen ilçesidir. Ankara’nın 231 km kuzeyinde ve Karadeniz’in 90 km güneyinde yer alır. Karabük, ilçe merkezine 8 km uzaklıkta ve kuzeyinde bulunmaktadır. Yani Safranbolu şehir merkezi ve Karabük il merkezi birbirine çok yakındır. İsmini bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safrandan almıştır. Örneklerine Beypazarı, Göynük, Taraklı, Odunpazarı ve Osmaneli gibi Türkiye'nin birçok yerinde rastlanan klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihi Safranbolu evleri ile ünlü olan şehir, bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994 tarihinden beri Türkiye’de Dünya Kültürel Miras Listesi’nde yer alan dokuz kültürel varlıktan biridir.

Safranbolu’nun bilinen tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar gider. Bölgedeki bilinen ilk medeniyetler Hititlerin komşuları olan Gaspalar ve Zalpalar’dır. Bölgede sırası ile Hititler, Frigler dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar, Romalılar (Bizans) Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır. Şehir Selçuklular tarafından fethedildiğinde adı Dadibra’ydı. Selçuklular’ın idaresinde şehrin adı Zalifre olmuştur ve Sinop, Kastamonu, Safranbolu, Gerede, Söğüt uç bölgesi durumuna gelmiştir. Sonraki yıllarda şehir Türkmenler ve Bizanslılar arasında birkaç defa el değiştirmiştir. 1213 ile 1280 yılları arasında kasabayı Anadolu Selçuklu Devleti’nin uç beyliği durumundaki Kastamonu ve Sinop bölgesine yerleşmiş olan Çobanoğullar Beyliği yönetmiştir. Safranbolu 14. yüzyılın ortalarında ilk defa Osmanlı kontrolüne geçmiştir ve fethedilene kadar Osmanlı Devleti ile Candaroğulları arasında bir sınır bölgesi olmuştur.

Safranbolu 1950'lerde Anadolu'da gerçekleşen modern şehirleşmeden fazla etkilenmemiştir. Bu nedenle mimari gelenekleri, özellikle yarı ahşap, üç odalı Pontian Yunan stilinde depreme dayanıklı evleri korunmuştur. 19. yüzyılın sonunda 28 cami, 2 Yunan Ortodoks kilisesi, 13 tekke (Nakşibendiye ve Halvetiye), 2 kütüphane, 2937 öğrencinin eğitim gördüğü 191 okul, 12 medrese, 8 Yunan okulu, 1 telgraf istasyonu, 24 han, 11 hamam, 940 dükkân ve fakirler ve daha çok eski askerler ve akrabaları olan sifilitik hastalar için 1 hastane bulunmaktaydı.

Yaklaşık 3000 yıllık tarihi geçmişinde pek çok uygarlığın yaşadığı şehirde önemli kültürel zenginlikler vardır. Özellikle Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve konaklar ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Safranbolu'nun ünlü evleri 18. ve 19. yüzyıl Türk toplumunun geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini yansıtan mimarlık bilgisi ile yapılmıştır. Şehirde bulunan yaklaşık 2.000 geleneksel yapıdan 1.008 adeti tescil edilmiş ve yasal koruma altına alınmıştır. UNESCO tarafından 17 Aralık 1994 tarihinde Dünya Kültürel Miras Listesi'ne alınarak "Dünya Kenti" unvanını almıştır.

UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'ne aldığı Safranbolu, Türkiye'de bulunan yaklaşık 50.000 korunması gerekli kültür ve tabiat varlığının 1.125'ini barındırır. Bu nedenle, müze kent durumundadır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 1975 yılında şehri kentsel sit alanı ilan etmesi akademik çevrelerin ilgisini çekmiş ve bu ilgi zamanla Türkiye dışına da taşmıştır. Turistlerin ilgisi ile 90'ların başından itibaren küçük ve orta ölçekli turistik tesislerin oluşumu başlamıştır ve bu sayede terk edilen konaklar otel ve lokanta gibi yapılara dönüşmüş, anıtsal eserler restore edilmeye başlanmış ve unutulmakta olan el sanatları tekrar canlanmıştır. Dünya Kültür Mirasına dahil olup sit alanı ilan edilen eski şehir merkezinde 1.008 adet tarihi eser tescil edilmiştir. Bunlar; 1 özel müze, 25 cami, 5 türbe, 8 tarihi çeşme, 5 hamam, 3 han, 1 tarihî saat kulesi, 1 güneş saati ile yüzlerce ev ve konaktır. Bunların dışında höyükler, tarihî köprüler ve kaya mezarları da bulunmaktadır. UNESCO Dünya Miras Listesi'nde ve "en iyi korunan 20 kent" arasında yer alan Karabük'ün Safranbolu ilçesi, "Avrupa Şeref Plaketi"ne de layık görüldü. Avrupa Konseyi tarafından ilçeye 2012'de "Avrupa Şeref Bayrağı", 2013'te de "Avrupa Şeref Diploması" verilmiştir.

İlçe halkının sosyal yaşantısını en iyi yansıtan özellik bölgedeki evlerdir. Geniş, iki-üç katlı, 6-8 odalı, ahşap ve kerpiçten yapma evlerin mimarisi ülke içinde ve dışında Safranbolu evleri olarak ün yapmıştır. Safranbolu Evleri geleneksel özelliğini büyük ölçüde sürdürmüş ayrıca ilçe merkezinde Çarşı diye anılan eski Safranbolu bölümü orijinal dokusunu aynen korumuştur. Burada Osmanlı döneminin canlı ticaretini yansıtan hanlar, hamamlar, Yemeniciler Arastası, Demirciler Çarşısı ve Semerciler Çarşısı bulunmaktadır. 

1-131.jpg

Safranbolu'nun küçük bir modeli olan Yörük Köyü, 1997'de koruma altına alınıp turizme açıldı. Her köşesi kültür varlığı olarak tescillenen eserlerle doludur. Köyde en eskisi 450 yıllık 93 Safranbolu konağı, 300 yıllık bir çamaşırhane var. Burası özellikle ilk ve sonbahar aylarında hareketlenen, tur programlarının da popüler duraklarından birisidir. Yörük Köyü'nde hep uzaktan gördüğümüz Safranbolu evlerinin içini gezmek, köyün 750 yıllık tarihini ve Yörüklerin yaşam tarzını yakından tanımak mümkündür. Safranbolu'ya bağlı Yörük Köyü'nün kuruluşu, bazı kaynaklara göre 750 yıl, bazılarına göre 600 yıl öncesine dayanıyor.  Yörük Köyü'nün tamamı 1997'de Kültür Bakanlığı tarafından Kentsel Sit Alanına dahil edildi ve korumaya alındı. Köydeki 93 yapı kültür varlığı olarak tescillendi. Yörük Köyü, Safranbolu'nun bir minyatürü diyebiliriz. Buraya ilk olarak Oğuz boylarından Karakeçili aşiretinin kollarından birinin yerleştiği, 250 yıl kadar çadırlarda yaşadığı, Osmanlı döneminde yerleşik düzene geçtiği ve Yörük Köyü'nün de o zaman kurulduğu düşünülüyor.

2-114.jpg

Safranbolu evleri arasındaki en önemli olanlarından olan kaymakamlar evinin sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi’dir. Tarihi mimarisini günümüze kadar koruyabilmiştir. 1979 yılında kamulaştırılıp restorasyonu tamamlanmıştır. 16.12.1981 tarihinde eğitim merkezi olarak hizmete açılmıştır. Safranbolu çarşısı içinde Hıdırlık yokuşu sokağı üzerinde bulunan yapı; kitle, plan ve cephe olarak özgün bir Türk evi niteliğindedir. Kaymakamlar evi günümüzde Müze olarak hizmet vermektedir.

Safranbolu'da her yıl Ağustos ayının ikinci haftasında Uluyayla Şenlikleri, Eylül ayında da Altın Safran Belgesel Film Festivali düzenlenmektedir. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali her yıl eylül ayında, Safranbolu Belediyesi tarafından düzenlenen, özellikle Türkiye'nin kültürel mirasına sahip çıkmak amaçlı hazırlanan belgesellere yönelik uluslararası bir festivaldir. 2000 yılından beri düzenlenen festivalde yarışmaya katılacak filmler profesyonel ve desteklenmesi gereken filmler olmak üzere iki kategoride değerlendirilmektedir. Safranbolu Motosiklet Festivali de ilk olarak 2015 yılının Mayıs ayında gerçekleştirildi.

Coğrafi yapısının dağlık olması sebebiyle doğal trekking alanları bulunmaktadır. Sorkun Yaylası, Ulu Yayla, Sarıçiçek Yaylası, Boduroğlu Yaylası, Avdan yaylalarında ve Safranbolu’nun içinden geçen Tokatlı ve Düzce Kanyonlarında sık sık trekking etkinlikleri düzenlenmektedir. Eflani İlçesindeki 3 adet gölette olta balıkçılığı yapılmaktadır.

4-069.jpg

Safranbolu’da kuyu kebabı, zerde, su böreği ve gözleme yemeden; Altın Safran Belgesel Film Festivali’ni izlemeden dönmeyin. Köşklerindeki sedirlerde oturun ve lokumuzla birlikte gazoz yudumlamayı da unutmayın. Sokaklarında adımlarken kendinizi bambaşka bir huzur içinde bulabileceğinize emin olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Durucan Arşivi
SON YAZILAR